flawless -f-

2.4K 314 450
                                    


- 3 Yıl Sonra -

Elinde tutmuş olduğu fotoğraf makinesini karşısındaki çiçeklere odakladı ve tek gözünü kırparak fotoğrafını çekmeye çalıştı Beomgyu. Fakat sadece çalıştı çünkü arkasından gelen sesler gülümseme sebebi bile olsa dikkatini dağıtıyordu. Kendi kendine kıkırdadı ve elindeki makineyi indirerek sadece çiçeklerin güzelliğine baktı. Gelen güzel koku gözlerini kapatıp kendini o âna bırakmasını sağlarken indi bisikletinden.

Derin bir nefes çekti içine, gerçekten huzurlu hissediyordu. Hafif esen rüzgar kestane rengi saçlarını alnına dökerken, bu hissi sevdiğinden gülümsedi kocaman. Çiçeklerin kokusuyla kendi kokusu karışıyordu, mis gibi kokuyordu etraf. Bunun sebebiyle silinmedi gülümsemesi, aksine daha çok büyüdü. Son zamanlarda artan bu gülümsemesi Beomgyu'ya çok iyi hissettiriyordu.

Yorgundu biraz, sabahtan beri dışarda olduğundan dolayı olabilirdi. Seviyordu bu havayı, yine de yoruluyordu kolayca. Kendisini ânın büyüsüne bırakıp gözlerini kapattığı zaman her an uyuyabilecekmiş gibi hissediyordu. Aynı his yine bedenini sardığında istemese de açtı gözlerini, karşısındaki manzaraya bakarken mayışmıştı.

İçi huzur ve mutluluk dolarken, belinde hissettiği kollarla birlikte kalbi daha da hızlanmıştı şimdi. Üç yıldır böyleydi, bir ritim bile azalmamıştı. Hep aynı heyecanla karşılıyordu bu güzel bedeni kendi içinde. Saçında hissettiği baskıyla, karşısındaki pembe çiçeklerden birinin kulağının arkasına sıkıştırıldığını anladı. Ardından sevgilisinin dudaklarının baskını hissetti çiçek kokan saçlarında.

Gülümsedi ve arkasına dönmeden iç çekti. Taehyun başını Beomgyu'nun omuz girintisine yaslarken başını hafifçe çevirmesiyle göz göze geldiler. İkisi de aynı anda birbirlerine en güzel gülümsemelerini verdiklerinde Taehyun, Beomgyu'nun burnunun ucuna silik bir öpücük kondurdu. Ardından bal kokan yanağını koklayarak orayı da öptü sıkıca. Minik ama etkili öpücüğünü boynuna da kondurduğunda huylanan Beomgyu kıkırdadı ve boynunu ona doğru eğerek refleks olarak sıkıştırdı.

Taehyun bu hamleyle gülüp nefesini Beomgyu'nun boynuna bıraktı. Huylandığını anlayabiliyordu ancak bırakmadı. Aksine derin bir nefes alarak kokusunu iyice içine çekti sevgilisinin. Ardından gülümseyerek ayrıldı, yine de eli çekilmemişti belinden. "Mis gibi kokuyorsun ya, aklım uçuyor yemin ederim." Beomgyu dişlerini gösterecek kadar büyüklükte gülümserken arkasını döndü ve kollarını Taehyun'un boynuna sardı.

"En çok bu gülümsemeni seviyorum sanırım." diye mırıldandı sarhoşça Taehyun. Ardından dayanamayarak bir öpücük kondurdu Beomgyu'nun üst dudağına, gülüşünden öpmüştü. Beomgyu iç çekerek bakarken üç yıldır bu manzarayı görebildiği için oldukça şanslı sayıyordu kendini. Bu bedenin etkisi hiçbir şekilde eksilmemişti üzerinden, aksine artmıştı.

Mesela üç yıl önce bilmiyordu Beomgyu; Taehyun'un kendisinin bal kokan yanağına bıraktığı kokulu öpücükleri. Ya da çiçek kokan saçlarını ufak ufak öpücüklere boğup tokalarla süslemesini. Boyun girintisine girip kokusuna bağımlı hâle gelmesini, kollarıyla kendisini güvenle sarıp oraya bağımlı hâle getirmesini.

Eğer bunları üç yıl önce bilseydi, daha çok alışırdı ona. Kendini daha fazla kaptırırdı.

Yüzünün her tarafına kondurulan sınırsız öpücüklerle kıkırdarken, Taehyun sevgilisinin yüzünde oluşan gülümsemenin sebebi olduğu için çok mutlu hissediyordu. Sabaha kadar izleyebileceğini düşünüyordu, hatta ömrünün sonuna kadar. Beomgyu'nun yüzündeki minik lekeler, gökyüzünün indirdiği ışıklarla parlarken takmış olduğu çiçeği düzeltti Taehyun. Ardından gözüne kusursuz gözüken lekelere de öpücük kondurdu.

flawless, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin