Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şimal :)
Hızlıca son kalan nota kâğıtlarını da çantama koyduktan sonra neredeyse koşarcasına bahçeye çıktım. Fakültenin kapısına doğru giderken bir yandan da şarkı mırıldanıyordum.
Bir yolunda gitmedi
Bu küçük gezegenin işleri
Sonsuz ömürleri var gibi
O kibirleri
Petrol kokardı bakımlı elleri
Kapıya geldiğimde Kuzey telefonuyla ilgileniyordu, sessizce yanına yaklaşıp "Bö!" diye bağırınca Kuzey hafif irkilip bana bakmıştı.
"Seni yemeğe götürüyorum, tabii menajerin izin verirse." dedi arkamı göstererek. Arkama baktığımda tanımadığım bir çocukla konuşan Burak'ı gördüm.
Burak üniversite hayatını hızlı yaşayanlardandı, geceleri barlara gider. Önüne gelen her insanla flört eder, kızdığımızdaysa 'Ya o benim hayatımın aşkıysa.' derdi.
"Hoş geldin Burak." gülümseyerek bana selam verdikten sonra yanında ki çocuğa alelacele bir şeyler söyleyip çocuğu gönderdi.
"İznin olursa." diyerek Burak'a ithafen konuşmaya başladı Kuzey, "Sevgilimle yemek yemeye gideceğiz." dedi. Burak'sa hiç beklemediğim bir şekilde "Hangisiyle?" diye sorup sırıttı, Kuzeyinse yüzü düşmüştü.
Ne oluyordu bu lanet yerde?
"Şaka be oğlum ne kızıyorsun." diye çıkışan Burak'tan sonra Kuzey beni sokakta sürükleyerek arabaya götürmüştü.
Arabanın önüne gelmemizle yavaşlayarak duran Kuzeye dönüp, "Ne yapıyorsun? Ayrıca neye sinirlendin ki bu kadar!" diye sorsam da ağzını bıçak açmıyordu.
Anlamıyordum, Burak her zaman böyle biriyken ve hep böyle şakalar yaparken neden şimdi tepki vermişti ki?
Bunu Burak'a sormayı aklıma not ettikten sonra usulca koltuğa sindim.
Kafamı cama doğru çevirdiğimde sahilde olduğumuzu fark ettim, "Nereye gidiyoruz bari onu söyle." diye sorduğumda, "Balık yemeye!" dedi.
BaLıK YeMeYe
Canım sevgilim sen zaten asla bana fikir sorma ayrıcalığına girme olur mu? Demek istesem de sustum, çünkü şu hayatta bir şey biliyorsam o da Kuzeyin sinirliyken hiç çekilmediğiydi.
💫
Siparişimizi verdikten sonra Kuzeyin gevşeyen suratıyla sinirinin geçtiğini anlamıştım. "Daha iyi misin?" dediğimde başıyla onaylayıp, "Bu zevzek arada sinirimi bozuyor sadece." diye devam etti.
"Zevzek deme arkadaşıma!" diye çıkışsam da sırıtmakla yetinmişti. Bir süre sessizce etrafı izledikten sonra yaklaşan garsonla resmen ağzımın suları aktı.
Önüme konan tabağa göz gezdirdikten sonra garsona teşekkür edip hemencecik yemeğe girişmiştim. Bu halimi gören Kuzey hafifçe güldükten sonra "Bir de somurtuyordun yolda." dediğinde kızgınmış gibi yaparak, "Haksız değilim çok bilmiş bey." dedim. Kuzeyde teslim olur gibi ellerini kaldırıp yemeğine döndü.
💫
Yemekten sonra Kuzeyin annesi onu acilen çağırdığı için Kuzey annesine gitmiş bense onun evinde oturuyordum.
Can sıkıntısından evi toplamaya karar verdim. Önce lavaboda kalmış iki üç bardağı yıkadım. Ardından koltuğun üstünde duran battaniye ve yastıkları toparlayıp bibloların tozunu sildim. Tam oturacakken aklıma çamaşırlar geldiği için hızlıca tuvalete girdiğimde yerde beyaz bir gömlek ve siyah bir pantolon bulmayı beklemiyordum. "En azından çamaşır sepetine atabilirdin Kuzey!"
Gömleği yerden aldığımda gelen yoğun alkol ve parfüm kokusuyla midem bulandığı için hızlıca çamaşır makinesine attım, çamaşır sepetindeki diğer beyaz kıyafetleri de ayıkladıktan sonra makineyi çalıştırıp kendime kahve yapmak için mutfağa geçtim.
Kendime güzel bir köpüklü Türk Kahvesi yaptıktan sonra şu an okumakta olduğum İntihar Kulübünü okumaya başladım.
Günün yorgunluğunun üstüne kitap okumak beni iyice mayıştırdığı için biraz Kuzeyin odasında kestirmeye karar verdim.
Odaya girdiğimde her yerin her yerde olduğunu gördüm. Bu çocuk ne zaman derli toplu olacak acaba? Tabii ki burayı böyle dağınık bırakamayacağım için odayı da temizleye başladım. Etraftaki kıyafetleri toplarken yerden kaldırdığım tişört ve altından çıkan prezervatifi beklemiyordum tabii.
💫
Hızlı ve öfkeli bir bölümdü :))
Bir an önce konuya girmek için yaptım çaktırmayın ;)
