7 Yılın Ardındakiler

89 8 0
                                    

"Ben geldim."

Ellerindeki poşetler ile girişte durduğunda ayaklarına dolanan Giant ile gülümsedi. Elindekileri girişe bırakıp üzerindekileri çıkarttı. Yoğun geçen bir günün ardından evinde olmak gibisi yoktu.

"Bir tek sen beni karşılıyorsun Ant."

Boun, Giant'ı bir süre sevdi. Sürekli hareket eden bu minik tatmin olunca ayaklandı. Poşetleri toplayıp küçük mutfağa doğru ilerledi. Ev kutu kadar olduğu için her şey elinin altındaydı. Tezgâh üzerinde sabah bıraktığı bulaşıkları fark ettiğinde derin bir iç çekti. Mutfaktan içeri doğru seslendi.

"Yaa! Prem. Bütün gün yatakta mıydın yine?"

Mutfaktan çıkıp yandaki odaya girdi. Yataklarında uzanan ikiliyi gördüğünde gülümsemeden edemedi. Prem kolları arasındaki kediciğe sarılmış uyukluyordu.

"Uyan güzelim. Ben geldim."

Dudaklarını alnına bastırdı. Kucağındaki Piccolo mırıldanıp hareketlendiğinde Prem de uyanmıştı. Karşısında gördüğü kişi ile gülümsemesi genişledi. Ellerini uzatıp eğilmiş kişinin boynuna doladı.

"Yoruldun mu bugün?"

Boun başını iki yana salladı. "Çok fazla iş yoktu. Hemen halledip geldim."

Dudakları öpücüklere susamış gibiydi. Birkaç buse bıraktı. Ardından tamamen uyanan Prem ayaklanıp banyoya ilerledi. Birbirine giren saçlarına rağmen Boun'un gözünde en yakışıklısı o'ydu. Uzun uzun arkasından baktı gülümseyen ifade ile.

Boun mutfakta eşyaları yerleştirip yemek yapmaya başlamıştı. Prem de banyodan çıkmış ıslak saçları ile Boun'a arkadan sarıldı. Günlerini böyle geçirmek onlar için oldukça normaldi. Beraber yemek hazırlar, bütün gün ne yaptıkları hakkında konuşurlardı. Sonrasında kahve veya alkol ile ya film izler ya kitap okurlardı.

Prem evden çalışmaktaydı ve Boun ise babasının şirketinde çalışıyordu. Bu evde başta sadece Prem yaşıyordu ama çıkmaya başladıktan sonra Boun da sık sık uğramış, yatıya kalmıştı. Prem de onun eve gitmesini istemediği için beraber yaşamayı teklif etmişti. Boun da bu teklifi memnuniyetle kabul etmişti.

"Geçen gün romanın son bölümü yayınladım. Yorumlar baya güzeldi. Sanırım bu sefer birkaç kitapevi ile iletişime geçebilirim."

"Ne güzel Prem. Ben sana demiştim ama başarırsın diye."

Prem gülümsemesini Boun'a gösterdi. Arkasında ona destek olacak olan Boun olduğu sürece daima her şeyin altından kalkabilirdi.

"Uzun süredir bu roman üstünde çalışıyorsun. Elbette destek alacaksın. Bizim şirket de sana sponsorluk verebilir aslında..."

"Bunu daha önce de konuştuk P'Boun. Teşekkür ederim ama kendi başıma bir yerlere gelmek istiyorum."

Prem'in bu inatçı tavrından sonra Boun konuşmadı. Bu konu hakkında onu asla ikna edemezdi. Farklı konular açarak bu konuyu sakince kapattı.

Yemekten sonra Prem masayı topladığında Boun film için bir şeyler hazırlıyordu. Her zamanki gibi koltuğa yayıldığında Prem de penguen adımları ile yanına yaklaştı. Battaniyenin altında buluştuklarında Prem dayandığı göğsün sahibine doğru baktı. Elbette âşık olduğu adam hep böyle güzel bakardı. Bakışları birleşti. Aşağısındaki dudaklara bir öpücük kondurdu. Gülüşleri daima birbirleriyle güzeldi.

Odanın içerisi karanlık olduğundan çoktan Giant uyumuş Piccolo ise yanlarında mayışmıştı. Projeksiyondan yansıyan filmin sesi odanın içindeki mırıltılar ile karışıyordu. Prem dört gözle birçok defa izlediği filme odaklanmıştı.

'Interstellar'

Film bittiğinde Prem kahvesinden son yudumu aldı. Filmi kapattığında omzunda yatan kişiyi uyandırmamaya özen gösterdi. Asla tam olarak bu filmi bitirememişti Boun. Sıkıcı olduğundan dolayı uyumuyordu. Çok çalıştığı için yorgunluktan istemsizce uyuyakalıyordu. Prem de tabi ki de anlayışla karşılıyordu bu durumu. Film bitene kadar bekliyor ardından odalarına geçip uyumaya devam ediyorlardı.

Prem dikkatlice Boun'un kafasını tuttu. Başının altına kenardaki yastıklardan koyup girişteki dolaba ilerledi. İçerisinden bir kutu çıkartıp açtı. İki adet yüzük vardı. İç içe geçmiş gibi gözüken bu yüzüklere bir süre baktı.

"Yakında görüşürüz."

7 Yılın ArdındakilerWhere stories live. Discover now