Been You ;Bieber

0.1

Bir insana duyduğumuz şey aşk mıydı? Yoksa arzu muydu?

Ülkenin en prestijli şirketlerinden biri olan Bieber Hose staj başvuruma olumlu cevap vermişti, böyle bir yerde staj yapmak ileride cv için önemliydi. Kendimi geliştirebilecek önemli bir şirketi asansörün kapıları açıldığında daldığım düşüncelerden kendimi çekip karşımda oldukça iyi giyinmiş kadına hafifçe gülümsedim.

"Bayan Johson soyadımı söylerken onu başımla onaylayarak etrafa göz attım hersey çok temiz ve resmiydi, çalışan insanlar oldukça iyi giyinislerine karsilik, kendime birkaç saniye baktım burası için oldukça basit giyinmistim. "Bay Bieber sizi kabul edecek lütfen beni takip edin." Resmi giyimli sarışın kadını takip ederken birkaç saniye onu inceledim, guzledi ve kendinden emindi, koridorlarda geçerken kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu bunu yapabilirdim not ortalamam oldukça iyi, okul faaliyetlerinde aktifim beni kabul etmemesi içi  bir sebep yok.

Büyük kapıyı hafifçe ittirerek içeri girdiğimde bütün şehir ayaklarımın altındaydı Bay Bieber arkası dönük bir şekilde bekliyordu dudaklarımı ıslatıp konuşmaya hazırlanıyorum ki kendini donüp bana baktı "Bayan Johnson, Ben Justin Bieber" bana doğru yaklaşırken elini uzati.
"Merhaba" elini sıkarken teni oldukça yumuşaktı, takım elbisesi tamamen üzerine oturuyordu temiz hoş bir kokusu vardı, saçları geriye doru taranmıştı "Sadece beş dakikamız var," eliyle koltuğu işaret ettiğinde emrine uyarak oturdum.

Kalbim kulaklarımda çalıyordu  masasına geçip önündeki dosyaya kısa bir bakış attı "Not ortalaman oldukça dikkat çekici." sayfada gözlerini gezdirerek sayfayı çevirdi. "Derslerinde başarılı olman, iş hayatında başarılı olacağın anlamına mı geliyor Bayan Johnson?" Ela gözlerini gözlerime çevirdiğinde nefesimi tuttum, gözlerinin içinde yanan ateşi görebiliyordum her şeyi herkesi kule cevirebilirdi.

"Okul hayatında başarılı olmak önemlidir işhayatında kendimizi her zaman geliştirmek zorundayız burada staj yapıp yeni şeyler öğrenmek oldukça önemli.Sizin benden beklentiniz nedir?" Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu yerinden kalkarak ağır adımlarla karşımdaki koltuğa oturdu, yerimde hafifçe kıpırdadım.

Ela gözlerini, ruhumu görüyor gibiydi nefesimi kesiyordu. "Bizim beklentilerimiz her zaman şirketimizin en iyi seviyeye çıkaracak insanlara ihtiyacımız olması."Gözlerimi birkaç saniye kaçırıp tekrar ona baktım,bedenimi kontrol ettiğinin farkındaydı.
"Şirketiniz için Asya ülkelerinde güzel bir reklam hazırlayabilirim, o piyasaya girmeniz daha kolay olur." Dudaklarımı ıslatirken,onun pembe dudaklarına kaçamak bakışlarla attım.

Büyük kahverengi kapının çalmasıyla  bakışlarımı kapıya çevirdim, beni buraya getiren sarışın güzel kadındı, toplantımızın bittiğini anlamıştım ayağa kalktım. "Bayan Jonson olan toplantım bitmedi,diğer toplantıyı bir saat sonraya ertele." Düz bir sesle konuştuğunda bakışlarımı ona çevirdim. Gözleriyle oturmamış işaret ettiğinde sakince oturdum.

"Beş dakika dolmuştu, benim yüzümden toplantımızı ertelemeyin." mahçup şekilde konuşurken gülümsedi, bu kadar güzel gülümsediğini bilmiyordum onu oldukça çekici kılıyordu. "Okul dışında neler yapıyorsun?" Benimle samimi ama bir o kadar uzak ses tonuyla konuşuyordu.

"Okuldan pek boş vaktim kalmasada tenis oynuyorum bu küçüklükten beri yaptığım bir şey,kendimi orada daha rahat hissediyordum." Hafifçe gülümserken alev gibi yana gözlerine baktım.

Her gözlerine baktığımda kayboluyordum,kendimi ifade etmek hiç bu kadar zor olmamıştı başımı döndürmüstü. "Sporla ilgilenmek güzel peki ailen?" Sıcak bir ses tonu kullanmaya çalışıyordu, gözleri bedenimi suzuyordu ve bunu çekinmeden yapıyordu.
"Annem üç farklı evlilik yaptiktan sonra bekar kalmaya karar verdi, babamın farklı bir evliliği var." Buruk bir şekilde gülümsedim, aile kavramı benim için uzaktı.

Başıyla beni onaylarken sol eliyle  çenesini okşayıp bir şeyler düşündü,zihninin içinde neler döndüğünü merak ediyordum.

Kapıtekrar çaldığında biraz önceki sekreter gelmişti. "Bay Bieber ben artık gitsem iyi olur." Hızla ayağa kalktığımda benimle birlikte kalmıştı. Sekreterle bir şeyler konuştu ve benimle çıkışa doğru ilerledi.

Asansörü çağırdım, bulunduğum kata gelmesi günler almıştı adeta arkamdaki bakışlarını hissediyordum, güzel parfümünü daha net duyabiliyordum birkaç saniye gözlerimi kapatıp bekledim. Asansörün geldiğini belli eden küçük zil çaldığında gözlerimi açıp asansöre binmeden önce ona döndüm. "Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim Bay Bieber iyi günler." Asansöre bindiğimde metal kapılar kapanırken duyduğum tek şey adımı söylemesi olmuştu.

Zemin kata ulaşana kadar nefesimi tuttuğumu fark etmemiştim büyük binadan çıkarken , derin nefesler aldım başım dönüyordu. Arabama binip eve doğru giderken düşündüğüm tek şey oydu.
Oldukça zekiydi tek başına büyük prestijli bir şirket kurmuştu, oldukça temiz ve kibardı, gözleri ruhumu görürken kendimi ondan gizlemeye için hiçbir şey yapmamıştım, beni tamamen hazırlıksız ve çıplak yakalamıştı.

Eve geldiğimde topladığım saçlarımı açarak serbest bıraktım, bedenim heyecan dalgasıyla mücadele ederken odama ilerleyip bilgisayarımı açtım. Birkaç saniye içinde bildirim sesiyle yatağıma oturup bildirime baktım. Ondan bir mail vardı.

"Bieber House seni aramızda görmekten mutluluk duyar."

Alt dudağımı ısırıp yatağıma uzanıp elimi kalbimin üzerine koyarak tavanı izledim onunla vakit geçirecektim,is hayatında ondan çok fazla şey öğrenecektim, tecrübesi beni geliştirecekti onun yanında heyecanımı kontrol etmem gerekiyordu hissettiğim şey neydi bilmiyordum.

Onu arzuluyor muydum?