0.9-İlk-

4.7K 306 112
                                    

Ormandaki Avcı'nın dokuzuncu bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

Sabahın ilk ışıkları ile kalktım. Gece ağlaya ağlaya uyumuştum. Gözlerimi ovuşturarak yataktan kalktım. Baya şişmişti.

Odanın içinde kendi kıyafetlerimi aradım ama yoktu. Tabi ya! Dün o kadın çöpe atmıştı. İç çamaşırlarımla durmak istemediğim için giyinme odasına girdim. Rastgele bir elbise aldım. Elbise çok hoş duruyordu. Belime kadar sıkı olan siyah elbise, belimden aşağısında boldu. Dizlerimin biraz altına geliyordu.

Elbiselerin hepsi çok güzeldi. Ama bunlar onlara aitti. Asla benim olamazlardı.

Yine aklıma onlar gelince sinirle giyinme odasından çıkıp cam kenarına gittim. Buranın manzarası çok güzeldi. Bütün krallık gözüküyordu. Sarayın bahçesinde onlarca asker vardı. Hepsi etrafa dikkatle bakıyordu.

Camımın tam önünde bulunan ağacın altında bekleyen askeri görünce kaşlarımı çattım. Ağacın altı baya tenha gibi gözüküyordu. Diğer askerler kalabalık yerlerde beklerken onun orada ne işi vardı?

Bahçeye çıkan hizmetçi ile ona baktım. Askere doğru gidiyordu. Biraz daha dikkatli bakınca hizmetçinin dün beni akşam yemeğine götüren kız olduğu farkettim. Etrafına baktı ve koşarak askerin yanına geldi.

Yine etrafı kolaçan ettikten sonra sıkıca sarıldı. Asker de kızın kokusunu içine çekti. İkisi çok tatlı gözüküyordu. Gülümsedim. Çok tatlılardı.

Uzun bir süre konuştuktan sonra kız saatine baktı. Hüzünlü gözlerle askere döndü. Birşeyler deyip sarıldı. Yanından ayrıldı ve koşarak saraya girdi. Asker saraya girene kadar arkasından bakakalmıştı. Aşkın en güzel tanımı bu iki çift olabilirdi.

Dakikalar sonra kapım çaldı. Koşarak kapıya gittim. Teyzem gelmişti belki.

"Kim o?"
"Ben." diyen tanıdık sesi duyunca gülerek kapıyı açtım. Teyzemdi. Beni gören teyzem gülümseyerek sarıldı. "Ben geldim kuzum." diyerek saçlarımı okşadı. Sanırım burada tek sevdiğim kişi oydu.

İçeri girdiğinde odaya baktı. Köşede kırılmış ayakkabıyı görünce kaşlarını çattı. "O neden kırıldı?" Yutkundum. Gerçeği söylersem halime üzülürdü. Zaten yeteri kadar üzülüyordu. Gerçeği söylememe gerek yoktu.

"Gelince kaydım ayağımdan fırlayıp oraya çarptı teyze." Tamam inandırıcı bir yalan değil. Yine de başka ne söyleyebilirim ki.

"Anladım canım. Kahvaltını yaptın mı?" Başımı salladım. "Yaptım." Yapmamıştım. Canım istemiyordu. Kaşlarını çatıp bana baktı. "Yapmadın. Otur bakalım şuraya geliyorum ben." diyip odadan çıktı. Canım yemek yemek istemiyordu ki!

Dakikalar içinde teyzem elinde küçük bir tepsi ile geldi. Yatağıma oturdu. "Gel bakalım." Yanına oturdum. Onu kırmak istemiyordum. Çok kırmışlardı onu.

"Şimdi hiç birşey demeden bunları yiyorsun tatlım. " Başımı iki yana salladım. "Teyze gerçekten canım istemiyor."

"Olmaz! Yemelisin. Yoksa yorgun düşersin. " diyerek tabaktaki Işık otundan verdi. Biz elfler genellikle otlar ile beslenirdik. Bazen ise yemiş gibi yiyecekler yerdik. Asla et yemezdik. Bu zamana kadar bir kez bile et yemedim.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin