12.Bölüm: Yeni Yakınlıklar Eski Uzaklaşmalar

110 47 15
                                    

"YENİ YAKINLIKLAR ESKİ UZAKLAŞMALAR"

🌸🦋

Bölüm Şarkısı: Ari Abdul - Babydoll

Ekin'in gözleriyle tutuşan gözlerimi onun gözlerinden ayırarak etrafa bakmaya çalıştım ama ben ne kadar kaçmak istesem de o bir çift gözde takılı kalmıştım.

"Selam, seni görmek biraz şaşırtıcı oldu," diyen Ekin karşısında sessiz kaldım. Ne düşünerek girmiştim ki buraya? Bakışlarım Neşe'nin bakışlarında takıldığında bana öylece baktığını gördüm hatta gelmiş olmamdan rahatsız olmuş gibiydi.

"Orada öyle dikilmesene, gel," diye çağıran Ekin'e doğru yürümeye başlayınca bakışları ellerimde gezinmeye başlamıştı. "Ellerine ne oldu?" diye sorarken çoktan tekerlekli sandalyesiyle bana doğru gelmeye başlamıştı. Önümde durunca ellerime doğru ellerini uzattı.

Donakalmış bir şekilde ona baktım, elimi mi tutmak istiyordu? Belki de hâlâ bir rüyanın içindeydim. Ellerimi ona doğru uzattığımda acıyan yüz ifadesiyle sarılı elime bakmaya başladı. Üzerinde damar yolu açık olan elimi ellerinin arasına alıp bir süre elimi incelediğinde nefesimi çoktan tutmuştum.

"Berbat görünüyor, ne oldu sana?"

Elim hala onun ellerinin arasındayken sanki huzurun tüm bedenime yayıldığını hissetmiştim. Acısını tüm hücrelerimde hissettiğim damar yolunun acısını dahi hissetmez olmuştum.

"Pek önemli değil," diyerek onu geçiştirmek istedim ama o sorgulayıcı bakışların buna inanmadığına emindim.

"Kendine dikkat etmen gerekiyor, Masal. Sana zarar gelsin istemem," Elimi yavaşça bıraktığında sol eliyle Neşe'yi bana referansladı.

"Neşe ile tanıştırayım seni, ilham veren bir yeteneğe sahip. Neşe, bu da Masal. Arkadaşım." Arkadaşım diye bana diyordu, onunla arkadaş olma yakınlığına geldiğimizi bilmiyordum. Bu beni mutlu ederken Neşe'nin yüzüne baktım. Astığı yüzüyle sol elini bana doğru uzattı. Gerçekten tanışıyor olduğumuzu gizleyecek miydi? Onun uzattığı eline baktım, elini sıkmak istemiyordum. Ona temas etmek istemiyordum. Öylece bekleyince en sonunda elini indirip kendine doğru çekti. Dünden beridir beni ne arıyordu, ne soruyordu. Benden alacağını aldıktan sonra önemim kalmamıştı değil mi? Şu anda da Ekin'in yanında çok mutlu görünüyordu. Beni gördüğüne de sevinmemişti.

Ekin aramızdaki gerginliği hissetmiş olacak ki bakışlarını bende sabitleyip söze girdi. "Seni buraya hangi rüzgar attı?" diye sorunca etrafa asılan tabloları işaret ettim. "Resimlere bakmayı severim, bu atölye de adını çokça duyduğum bir yer. Açık olduğunu görünce gireyim dedim."

Ekin tebessüm gösterdi, sahi ona tebessüm etmek bile ne kadar yakışıyordu. "İyi yapmışsın, bu gördüklerinin hepsini ben çizdim ama bir resim var ki beni gördüğüm andan itibaren etkiledi. O en özel yerde." Söyledikleri karşısında bakışlarım Neşe'ye kaydığında bana bakamadığını gördüm, bakışlarını benden kaçırıyordu.

"Hangi resim?" diye sorduğumda "Beni takip et," dedi. Kendisi önde ben arkada atölye içerisinde gezinirken bir kapıyı açtı. İçeride deri koltuklar, büyükçe bir masa vardı. Masanın tam karşısında kendi tablomu görmemle anlık bir şok yaşadım. Bu kadar beğenmiş miydi bu resmi?

"Gel, bak. Çok güzel değil mi? Neşe çizmiş bu resmi ama bence bir perinin dokunuşu da var." Bana göz kırptığında ne dediğini anlamamıştım. Resmin önüne gelip kelebeğin kanatlarındaki benekleri işaret ettim.

"Benekler güzel çizilmiş, benekten çok başka bir şeye benziyorlar," dedim.

Gösterdiğim yerlere baktı, başını yavaşça aşağı yukarı salladı. "Neye benziyorlar sence?" diye sordu.

Kelebeğin RüyasıWhere stories live. Discover now