3.7

1.4K 111 31
                                    

Merhaba

Bugünkü bölümü atmak için atıyorum. Zaten kısa oldu ama içimden de pek gelmiyor atmak.

Okunmalarımız artıyor evet ama mesela bir bölümün okunma sayısı çok olmasa bile yine de, ne oy ne de yorum doğru düzgün yok.

30 kişi okuyorsa neden 4-5 kişi oy verip yorum yapıyor?

Sevmediyseniz kitabı o zaman bırakıp kütüphanenizden kaldırabilirsiniz.

O, oy ve yorum yapan kişilere de teşekkür ederim. Oylarınız bile beni mutlu ediyor, gerçekten :)

~~~

Kulağımın Pası: Aksel?

Kulağımın Pası: Nasılsın?

Siz: İyiyim, sen nasılsın?

Kulağımın Pası: Bende iyiyim, sağol.

Kulağımın Pası: Bugün müsait misin?

Siz: Neden?

Kulağımın Pası: Konuşmam gerekenler var da, düğünle ilgili

Siz: Bir sorun mu var?

Kulağımın Pası: Yok, sorun yok yani

Kulağımın Pası: Bir konuda konuşmak istiyorum da seninle

Kulağımın Pası: Yüz yüze konuşursak daha iyi olur bence

Siz: Tamam o zaman

Kulağımın Pası: 1 saat sonra mahalle başındaki kafe?

Siz: Tamam

Kulağımın Pası çevrimdışı

Çevrimdışı

~~~

"Rahat edemezsen Aleyna'yı da bekle istersen. Gelir şimdi o da." Annemin elinde tuttuğu küçük sırt çantamı alarak kafamı iki yana salladım.

"Hemen mahalle başında olacağız zaten anne. Kalabalıktır kafe, sorun olmaz yani."

"İyi tamam. Dikkat edin." Annemi onaylarken sonunda kapıdan çıkabilmiştim.

Kulaklığımın tekini kulağıma takıp mahallenin başına yürümeye başladım.

Gökhan Türkmen ~ Aşk

Gökhan Türkmen... Adamın o kadar naif bir sesi vardı ki, saatlerce birisi bu sesle şarkı söylese sıkılmazdım herhalde.

Aşk... Bu şarkı şimdi anlamlı geliyordu bana. Hani çoğu kişi bir şarkıdan kendi hayatına pay çıkartırdı ya, bende çıkartmıştım galiba.

Ben bakmasaydım sana...

Ve sen öyle, gülmeseydin bana...

Eğer buraya kadar gelebildiysek bir şeyler başarmışız demekti öyle değil mi?

Yoksa şuanda düğünümüzle ilgili bir şeyler konuşmak için gitmezdim.

Sahi... Ben evleniyorum değil mi?

O kadar garipti ki bu his... Bir adamla hayatını birleştirmek çok farklı hissettiriyordu.

Aşk, seni yazıyormuş...

Şarkıya eşlik ede ede kafeye ulaştım. Cebimden telefonu çıkartıp saate baktığımda kararlaştırdığımız saatten 5 dakika geç kaldığımı görünce hızlıca girdim kafeye.

Gözlerimle etrafı ararken sandalyeden kalkıp kendisini fark etmem için elini kaldıran Baran'la göz göze geldim.

O tarafa yönelirken hemen yanına ulaşmıştım. Kafe çok kalabalık değildi ama yine de rahat hissedebileceğim bir insan topluluğu da vardı.

"Selamün Aleyküm."

"Aleyküm Selam." Kendi yerinden çıkıp benim tarafa yönelirken ne yaptığına baktım.

Bir sandalyeyi çekip eli ile yönlendirdiğinde gülümsedim. "Gerek yoktu, teşekkür ederim."

Yerime geçip otururken o da arkamdan sandalyeyi düzeltmişti.

Kendi yerine geçerken "Bu hanımefendi benimle konuşmayı kabul etmiş, onu bu randevuda memnun etmek de görevim sayılır." Dediğinde kıkırdamıştım.

"Nasılsın diye sormalı mıyım?"

Gülümseyip "Cevabını vermiştim aslında ama yine de sen bilirsin." Dedim.

"Tamam o zaman. Ben en iyisi direkt konuya geçeyim." Kafamı sallayarak onu onayladım.

"Nişan önümüzdeki ay olacak, biliyorsun... Ben diyorum ki, dini nikahı da o zaman yapsak olur mu?" Kaşlarımı kaldırıp devam etmesini bekledim.

"Yani daha fazla bekletmeyelim nikahı. Daha düğüne neredeyse 7 ay var. O zamana kadar illaki buluşup bir şeyler yapacağız, konuşacağız. Böyle olunca sen de rahat etmiyorsun, ben de..."

Haklıydı. Evden çıkarken bile annem yanımda Aleyna'yı ya da kızlardan birisini götürmemi istemişti. Oysaki evleneceğim adamla buluşuyordum ama yine de günahtı işte.

"Yanlış anlama lütfen beni... Böyle evlilik meraklısı birisi gibi de gözüküyorum belki de şuan ama-"

"Yok, anladım demek istediğini. Aslında öylesi gerçekten çok daha iyi olur. Hem bizim hem de ailemizin içi de rahat eder hem."

Yüzündeki telaşlı ifade silinmiş, yerini gülümsemeye bırakmıştı. "Böyle düşünmene sevindim."

Bir şey demeyip gözlerimi etrafta gezdirirken önüme konulan menüye baktım.

"Beni onayladığın için artık bir şeyler sipariş edebiliriz." Dediğinde kaşlarım havaya kalkmıştı.

"Ha yani onaylamasam sipariş vermeyecektik?"

"Vermeyecektik tabi. Düğüne kadar yanına yaklaşmayacaktım ki senin." Diye umursamazca konuşup menüye bakarken hayretle ona bakıyordum.

"Bu teklifi yapmadan önce de yanıma geliyordun ama?"

"O, o zamandı. Bu, bu zaman. Ânı yaşıyorum ben." Dediğinde kurduğu saçma cümleyle gülmeye başladım.

Kafası menüye dönükken gözlerini benim yüzüme çıkartıp güldü. Göz kırparken ani heyecanla yerimde kıpırdandım.

Bu çocuk niye bir öyle, bir böyleydi? İkizler burcu falan mıydı acaba?

~~~

Burcunuz ne bakalım?

Beğendiğiniz yer var mı?

Beğenmediğiniz yer var mı?

Hadi Allah'a emanet olun...

Ramazan Davulcusu / Yarı Texting ✔️Where stories live. Discover now