MAFYANIN EVİNDE

28 15 0
                                    

Yaklaşık 2 saattir hala yoldaydık. Gökyüzü aydınlanmaya başkamıştı bile. Issız yollardan geçiyorduk. Tabi ne bekleyebilirdim ki? Koskoca mafyanın evinin şehir merkezinde olması garip olurdu değil mi? Yavaş yavaş evler görmeye başlıyordum. Bu yaklaştığımızın işaretiydi.

Sonunda eve gelmiştik. Herkes arabadan indi. Evin etrafında korumalar vardı. Korumaları geçerek bahçeye girdik. Ben yabancı olduğum için bir kaç koruma arkamızdan gelmeye başladı.

David: Gelmemize gerek yok o bizden.

David'in konuşmasıyla geri çekilmişlerdi. Bende etrafı incelemeye başlamıştım. Tanrım! Bu ev fazla havalı. Gri beyaz tonlarıyla insanı kendine çekiyor. Bu evi görene kadar ona ihtiyacım olduğunu düşünmemiştim. Evin girişine doğru giderken sanki bize yolu gösteriyormuşçasına dikilen beyaz güller ortama hoş bir hava katıyordu. Bahçenin sağ tarafında büyük bir havuz, sol tarafında ise yeni gelenleri eğittiklerini düşündüğüm çalışma alanları vardı. Bahçenin etrafında belli bir düzene göre dikilen ağaçlar ve ağaçların bazılarında ise kuş yuvaları vardı. Kuşların cıvıltılarını duymamla içime bir huzur yerleşmişti. Sanki buraya geldiğim için bir hoşgeldin şarkısı söylüyorlardı.

Kendi düşüncelerime dalmış, etrafı hayaranlıkla izlerken huzurumu bozan şey, Gregor'un tiz bir kahkaha atarak beni sarsmasıydı.

-Hey ne yapıyorsun!?

Gregor:İstiyorsan ev ile sana nikah basalım bebeğim. Hm ne dersin?

-Saçmalamayı kes Gregor!

Tekrar tiz kahkahasını bana sunarak sinir etmeyi başarmıştı.

Nihayet büyük bahçeyi geçerek evin kapısına ulaşmıştık. Kapıdaki korumalar tedbir amaçlı üzerimi aramışlardı.

David: Michael nerede?

Koruma: Efendim, Michael Bey şuan da arka bahçede köpeği Ares ile ilgileniyor.

Ares:

Arka bahçeye doğru gitmeye başlamıştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Arka bahçeye doğru gitmeye başlamıştık. Fakat burası arka bahçeden çok köpekler için özel olarak yapılmış bir oyun parkına benziyordu. Bahçenin orta kısımlarına doğru gittiğimizde Michael'ın köpeği Ares'i görmüştük. Fazla sevimliydi. Bizi görünce koşarak buraya geldi ve Gregor'un üzerine atladı.

Gregor: Naber Ares! Ne yapıyorsun dostum?

-O sizi tanıyor mu?

Benjamin: Daha doğrusu Gregor'u tanıyor. Michael izin vermediği halde sürekli onu kaçırıp özgürce eğlenmesine izin veriyor. Çamurlarda zıplıyor, bahçedeki kuşları korkutup kaçırıyor, ormandaki kedilere saldırıyor. Bu yüzden Gregor'u çok seviyor.

Yavaşça Gregor'un yanına eğilmiş ve köpeğe bakmıştım. İçinde bir yerlerde oluşan onu sevme isteğini bastıramıyordum. Elimi uzattım, beni ilk defa gördüğü için biraz tedirgin oldu ve hırlamaya başladı. Onu sevmek istiyordum, bunu kafaya koymuştum. Zarar vermeyeceğimi anlaması için daha yavaş hareket ederek yaklaştım. Ama bu sefer havlamaya başladı ve hırçınlaştı.

BOOM! ELENDİN;) Ara VerildiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin