54: TEK İSTEDİĞİM SENDİN

13.2K 244 52
                                    

Birlikte mutlu bir ânı paylaştıysanız, artık hisleriniz olmasa bile birbirinizi unutmazsınız.

Birisi sana zarar verebiliyor ise, bu sen izin verdiğin içindir.

Eve gelir gelmez ilk başta içeriye alışamayıp yabancılık çekmiştim. Şehir manzarasında modern gökdelenlerden en üst katındaydık. Kendi siteleriydi, girişte ki yazıdan görmüştüm. Ne iş hayatını ne de aile hayatını biliyordum... Böyle yaşanmaz ki.

Salona geçip misafirmiş gibi bir köşeye oturduktan sonra Yağız'ın elinde şarapla gelip karşımda ki koltuğa uzanıp gözlerini kapatarak derince nefes almaya başladı. Yönünü bana dönüp sakinleşmiş tavırla "neden yabancı gibi duruyorsun?" Demişti.

"Yabancı değil... Fazla büyük ve alışkın değilim"

"Yetemiyorum sana" Uykulu bir şekilde mırıldanmıştı ve sabah doğru düzgün görülmeyeceğimiz için şimdi aklımdakileri söylemem lazımdı.

"Ev umrumda değil tabii ki de. Eski evi istemiyorum sadece orası sıcak ve güzel anılarla geçti, alıştım. Uyumadan son kez diyorum; hamilelik konusunu açma"

Gözleri son dediğim şeyle açılıp bana odaklanmıştı. "Daha belirtisi yok ve olma ihtimali düş-"

"Belirtisi oldu, ihtimali yüksek, evleneceğiz, yurt dışına gidip orda herkesten uzak yaşayacağız" Yapma işte bunu... Emrivaki huyunuz aynı.

"Baban gibisin" Elinde ki şarap dolu kadehi yere doğru attığı anda korkuyla ağzım açık şekilde baka kalmıştım.

Bana bağırmıyordu ve yine kavga etmek istemeden üst kata giderken durdurmuştum.

"Kendi evime gideceğim" Evet, 'gidebilir miyim' diye sorup onun kararına muhtaç olmamak için tek seçeneğimi dile getirmiştim.

"Açık açık diyeceğim; sana sarılarak kokunu içime çekip rahatlamak istiyorum. Sana karışıp 'sert adam' misali davranırsam daha çok kaçarsın," Sözlerinin devamını yanıma gelerek devam ettirdi.

"Ne düşünüyorsun bilmiyorum ama gidersen kapında, kalırsan yanında yatarım"

"Uzun bir süre görmüşmemek istiyorum" Ciddi değildim. Göz korkutmak amaçlı.

Böyle bir cevap vereceğimi bilmiyordu ve dudaklarını ıslatıp konuşmaya çalışıyordu ama beceremiyordu.

"Sev ya da git, benim acımı acıtarak şansını zorlama. Bende insanım. Bende senin gibi vazgeçip yıllarca sana kafayı yedirtip ortadan kaybolabilirdim"

"Bende memnun değildim gitmekten!"

"O zaman niye iki yıl boyunca azap çektirdin!" Bağırarak işaret parmağımı her kelimeyi göğüsüne vurarak aramıza mesafe koymuştum. "İyi geceler, ne zaman olgunca yaşına uygun davranırsan kapımda beklerim. Ya akıllanırsın, ya da hiç oluruz"

Kollarımdan tutup sakin olmamı ifadesiz bir yüzle söylerken öfkeyle bağırıp çağırıyordum.

"Bırak beni! Yoruldum! Dengesiz davranışların yüzünden bu haldeyiz biz!"

Yanağımdan düşen yaşı silip kollarından kurtulmaya çalışırken asıl muhtaç olduğum şeyden kaçıyordum. Küfürler, hakaretler edip gitmesi için sebep olmadığını söylüyordum ve elim acısada göğüsüne yumruklar atıp sinir krizinin zirvesini yaşıyordum.

"Gitme" Tükenmiş ses tonu sessizce zihnimde yankılanırken duvarla arasına aldığım bedenimi ondan ayırmış ve son kez tüm gücünle bağırmıştım. "Beni bırakıp Hazal'ın koynuna gittin! Beni terk ettin hemde ölümünle! Asıl ben sana yetemiyorum! Doyumsuzsun asi ve piç herifin tekisin!"

MAFYA TUTSAĞI +18Onde as histórias ganham vida. Descobre agora