•11;Boyun öpücüğü•

3.9K 271 317
                                    

5k olmamizin serefine 🥂

Acıyı uyuşturmama yardım edebilir misin?
Her gece, beni yukarı doğru sarhoş döndürüyorsun.
Buzun üzerinde duygular.
Biraz tatmama izin ver.

Jimin - Like Crazy

ikinci sefer yaziyorum.bolumu siliyo watty.cok sinirliyim.

🍜

Uyuyamıyordum. Sabah olanları düşündükçe kalbimde  amansız bir sızı beliriyor, tüm vücuduma yayılıyordu resmen.

Ne kadar çok yakışıyorduk Bay Jeon ile. Zıtlıklarımız bir uyum içindeydi. Onun boyu uzundu, benim kısa. Onun kasları vardı, benim incecik bedenim. Onun kaslı uylukları vardı, benim ince bacaklarım. Onun piercingleri vardı, benim ise kesinlikle yoktu. Sadece kulağımda delikler vardı. Onu da Yugyeom ile beraber önce kulağımızı buzla uyuşturmuş, sonra iğne ile delmiştik. Ama Bay Jeon'un piercingleri... Onda en sevdiğim şey onlar olabilirdi. Gerçi onda her şeyi en seviyordum.

Düşüncelerim yüzünden uyuyamayacağımı anladığımda oflayarak yorganı üzerimden atmış ve ayağa kalkmıştım. Soğuk bir su içmek iyi gelirdi. Üzerimdeki pembe gecelikleri umursamadan mutfağa ilerledim. Sonuçta gecenin ikisinde biriyle karşılaşmazdım. Değil mi?

Dolaptan çıkardığım su şişesiyle bardağa doldurdum soğuk suyu. Dudaklarıma dayayıp kana kana içtiğimde anladım ne kadar susadığımı. İyi gelmişti. (Canım su çekti amk içip geliyorum) Fazla oyalanmadan şişeyi tekrar dolaba yerleştirdim, bardağı da sudan geçirdikten sonra odama ilerlemek için arkama döndüm.

Neyi görmeyi beklediğimi bilmiyordum fakat kesinlikle üstsüz bir şekilde kapının pervazına yaslanmış bir Bay Jeon beklemiyordum. Gri pijamasının kasıklarına kadar kayık olmasından dolayı calvin klein yazısı net bir biçimde görünüyordu. Üstünün çıplak olduğunu söylemiş miydim? Kasları...

Birden görüne ürktüğüm için geriye sendelemiş ve elim kalbime gitmişti. Ödümü kopartmıştı.

Bu tepkime pişkince sırıttıktan sonra üzerime doğru gelmesiyle kaçacak bir yerimin olmamasına rağmen geriye gitmemle sırtımın bir kısmının tezgah ile buluşması kaçınılmaz oldu. Fakat hâlâ tek dudağının kenarı havadaydı ve üzerime doğru gelmeye devam ediyordu.

Dibime kadar girdiğinde bazı bölgelerimiz hafif de olsa birbirine değiyordu ve bu benim kıpkırmızı olmama yeter de artardı.

Yetmezmiş gibi ellerini de iki yanımdan tezgaha yasladığında olabilirmiş gibi daha da geriye çekilmeye çalıştım. Fakat ne kadar başarılıydım, tartışılırdı.

Yüzünü yüzüme yaklaştırdığında gülüşü daha da büyüdü. Yüzümü ilk defa görüyormuş gibi incelemesine göz devirmemek için kendimi zor tuttum.

"Sende mi uyuyamadın?"

Nefesini yüzüme üfleyerek konuştuğunda tüylerimin ürperdiğini tüm hücrelerimde hissettim. Bir dakika ya. Sende mi derken? Kendisi de mi uyuyamamıştı yoksa? Neden ki?

"Hm hm." Gibisinden bir ses çıkararak onayladım onu. Çünkü şuan ağzımı bile açamıyordum. Öncelikle hâlâ üzerimde Bay Jeon'u çıplak görmenin şaşkınlığı vardı.

"Ah güzelim. Odama gelmek ister misin?"

Sunduğu teklif ile gözlerim kocaman açıldı. Ben mi yanlış anlamıştım yoksa, o, ah tanrım!

Tepkimi gördüğünde kıkırdayarak kafasını iki yana salladı ve gülümsemesini bozmadan tekrar açtı o lanet ağzını. Lanet falan diyorum ama çok seviyorum ağzını. Özellikle piercinglerini. Sanırım piercing fetişim var.

servo 'tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin