1.4

1.3K 164 15
                                    

Önünde ki deftere birkaç kelime daha karaladı genç kız. Elinde ki kalemi parmaklarının arasında beceriksizce çevirirken gözlerini tekrar konuşan kadın öğretmene çevirdi. Parmakları tekrar kelimeler karalarken telefonunun ekranına bir bildirim düştü ama o içine bir koş düşmüş gibi hissetti. İsmini görmek bile onu hayata geri döndürmüş, birkaç saattir yok saydığı dünyanın daha yaşanabilir bir yer olduğunu hissettirmişti. 

Demir; Neden limonları bu kadar çok seviyorsun?

Okuduğu mesaj ile afalladı, bedeninin üstünden kasırgalar geçti sanki, nefes almak birkaç saniyeliğine zorlaştı.

Ecmel; Nereden çıktı bu soru?

Demir; Yanlış bir şey mi sordum?

Ne yazacağını bilemedi, yazdı, sildi, tekrar yazdı, tekrar sildi. Birkaç dakikasını sadece ekrana bakarak geçirdi.

Demir; Tanrıça Gaia, Hera ve Zeus'a evlilik hediyesi olarak vermiş limonun meyvesini. 

Demir; Hera gözü gibi baktığı meyveyi Atlas Dağları'nın eteklerinde bulunan özel bahçesine ekmiş,

Demir; Meyve çok kıymetliymiş, Tanrıça Hera'ya hediye edilmeden önce Hespérides Bahçesinde, Ladón denilen yüz başlı yılan ve bir ejderha tarafından korunuyormuş.

Demir; Altın meyve, hayat veren, ölümsüzlüğün meyvesi diye biliniyormuş bu meyve.

Demir; İnsanlar, hatta tanrılar bile bu meyveye ulaşmaya çalışmışlar.

Demir; Ama Tanrıça hiçbirine izin vermemiş, herkesin karşısına büyük zorluklar çıkarmış.

Demir; Bir süre sonra yorulmuş Hera, insanların da tanrıların bu aç gözlü halleri tüketmiş, bitirmiş onu.

Demir; Bahçesine girmiş, son kez olduğunu düşünerek. 

Demir; Parmakları limon ağacının yapraklarını okşarken birkaç damla gözyaşı akmış yanaklarına, sonra limon ağacının toprağına.

Demir; Ölümsüzlük için değil yaşatmak için gelene,

Demir; Güzelleşmek için değil güzelleştirmek için gelene,

Demir; Güçlenmek için değil güçlendirmek için gelene,

Demir; Ruhu kararmışa değil, aydınlık olana

Demir; Aşkı tatmış, onu bırakmamış, aldatmamış olana,

Demir; Bir tek onun için düşsün meyvelerin, demiş.

Demir; Bir tek ona bahşet ölümsüzlüğü, güzelliği, gücü, aydınlığı ve aşkı.

Demir; İki meyven düşsün yeryüzüne, birisi göz önünde olana, parlayan, aydınlık Ay'a,

Demir; Diğeri kendini feda edene, kendi ışığını güzel Ay parlasın diye harcayan Güneş'e,

Demir; İki limon düşmüş ağaçtan.

Demir; Birisi küçük bir erkek çocuğunun ayaklarının ucuna yuvarlanmış, diğeri güneş gibi gülümseyen kızın.

Demir; Benim güzel Güneş'im.

Nasıl olurdu da silebilirdi kötü olan her şeyi? Nasıl yapabiliyordu bunu? Bazen tek bir mesajı yetiyordu bazen gülümsemesi. Nasıl olmuştu da anlamıştı Ecmel'in limonlarla ilgili kötü bir anısı olduğunu. Anlamakla kalmamış, o iyi hatırlasın, başkası sorduğunda Ecmel yine kasırgaları hissetmesin diye ona yeni bir hikaye bahşetmişti.

"Ecmel, iyi misin?" diyen arkadaşının fısıltısı ile kendine geldi genç kız. Gözleri bulanık görüyordu, kesik nefesler alıyordu. Alt dudağını dişlerinin arasında ezerken titreyen parmaklarını klavyede gezdirdi ama daha mesajını bitiremeden bir mesaj daha düştü ekranına.

Demir; Ölümsüzlüğünden, ışığından, güzelliğinden bir parça için yalvarmak için kapının önündeyim Leydim.

Yanağına düşen ıslaklığı silme zahmetine girmedi, sırada duran kalemini ve defterini çantasının içerisine attı, normalde bunun kabalık olacağını bilse bile arkadaşına cevap bile vermeden hızla sıradan kalktı, hızla sınıftan çıktı.

Yeşillikler içinde ki kampüsten ilk defa koşarak çıktı, ilk defa etrafta dolanan kedileri sevmedi, ilk defa çiçeklerin her birine bakmadı ve ilk defa aşkı hissederek koştu. Tuhaftı belki de ama aşkı ilk hissettiğinden beri yeni doğmuş bir bebek gibi hissediyordu. İlk defa aşık şekilde nefes almış, yemek yemiş, ilk defa aşık şekilde gülümsemişti.

Hızlı adımları onu gördüğünde yavaşlamadı, aksine daha hızlı koştu. Dudaklarından şen bir kahkaha dökülürken ince kollarını açarak adama koştu, adam onun evi olan kolları kızın beline doladı. 

Demir'in sıcak nefesini boynunda hissetti, kulaklarında. Onun kokusunu içine çektiğini hissetti. Büyük ellerini yanaklarında hissettiğinde akmaya hazır gözyaşlarıyla dolu gözlerini adamın yüzünde gezdirdi. 

Demir'in dudaklarını dudaklarının üzerinden hissetmeden önce ikisi birbirine fısıldadı.

"Aydınlığım."

Ecmel ışığı ile adamı aydınlığa kavuşturdu, adam aydınlığı bahşedene taptı.













You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 05 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Shopping List / TextingWhere stories live. Discover now