3

409 57 48
                                    


-

Küçük olan elinde ki peluş oyuncak ve Minho'nun ona verdiği küçük arabalarla odasında oynuyordu. Sabah saatlerinde işe gideceğini söyleyen Minho, oyuncakları ona verip evden ayrılmıştı. Seungmin de odada ki masanın önünde yere oturup oyun oynamaya başlamıştı.

Canı sıkılsa bile odadan çıkmak istemediği için saatlerdir oyun oynuyordu. Bu eve geldiği günün üzerinden iki gün geçmişti. Bu iki gün boyunca yemek yememişti küçük olan. Evde ki herkes - Minho'nun annesi dışında - ona yemek yedirmek için uğraşsa da çabaları sonuçsuz kalmıştı.

Küçük olan üzgün olduğu için iştahı da hiç yoktu. Yemek yemek şöyle dursun su içmek bile istemiyordu. Annesinden ayrı olmak küçük olan için bir eziyetti. Burada ki insanları da hiç sevemiyordu. Hepsi ona korkutucu geliyordu, bir tek MinJunu seviyordu.

Minho kendisine sert davranmıyordu ama ilk geldiği gün küçüğe davranışları onu fazlasıyla korkutmuştu. Bu yüzden ondan da fazlasıyla korkuyordu. Bu odada, korktuğu adamla kalmak küçük olanı strese soksa bile karşı da çıkamıyordu. Hem bu odada kalmak biraz da olsa iyiydi onun açısından. Çünkü ne zaman odadan çıksa Minho'nun annesi tarafından azar işitiyordu.

Yaşlı kadın çok korkunç görünüyordu ve Seungmin hiç bir şey yapmamış olsa bile ondan azar yiyordu. Bu da hep odada kalmak istemesine sebep oluyordu. Onun aksine yaşlı adam kendisine hep iyi davranıyor olsa da Seungmin onun görünüşü yüzünden fazlasıyla çekiniyordu. Minho'nun annesi dışında evde ki herkes Seungmine iyi davranıyordu. Ama küçük olan hepsinden korkuyordu.

Minhodan ona bağırdığı ve yatağa sertçe attığı için korkuyordu. Tekrar yapar diye ya da daha fazlasını yapar diye korkuyordu. Annesinden korkutucu başlıkları ve kendisini azarlamasından dolayı korkuyor ve çekiniyordu. Babasının sert yüzü korkmasına sebep oluyordu.

Christe aynı babası gibi sert bir yüze ve sese sahipti ve bu küçük olanı korkutuyordu. Hyunjin daha en başında kendisini annesiyle tehdit etmişti ve bu da ondan çekinmesine sebep oluyordu. Felix ise sadece sesi yüzünden küçüğü korkutmuştu. Sesinin aksine melek gibi olsa da Seungmin için sesi bile yetmişti korkmasına.

Bu yüzden bu aile üyelerinden - MinJun haricinde - çok korkuyordu küçük olan. Ve onlarla nasıl yaşamaya devam edeceğini de bilmiyordu. Böyle giderse minik kalbi dayanmayacaktı. Onları görmek bile ürmesine ve gözlerinin dolmasına sebep oluyordu.

Elinde peluşu tutarken sırtını koltuğa yasladı. Ağrıyan karnına elini atıp okşadı. Yemek yemediği için karnı ağrıyordu ancak yemekte istemiyordu. Onun ki inat değildi, sadece annesinin yemeklerini yemek istiyordu. Onu görmek, birazda olsun kalbini rahatlatmak istiyordu. Annesini o kadar çok özlemişti ki sürekli ağlamak istiyordu. Onun kokusuna ihtiyacı vardı küçük olanın iyi olması için.

Elinde ki tavşana dolu gözleriyle bakarken birden odanın kapısı açıldı. İçeriye çatılı kaşlarıyla, ellerini arkasında bağlamış yürüyen yaşlı kadın girdi. Gözleri yerde oturan küçüğü bulduğunda kaşları iyice çatıldı. Çocuk gibi oyun oynaması sinirlerini bozuyordu. Onun için küçüğün hastalığı falan önemli değildi. Aileye uygun olması için böyle huylarını bırakması gerekiyordu. Bunun içinde her şeyi yapacaktı.

" Yarın düğünü var, beyefendi oturmuş çocuk gibi oyun oynuyor. Ah Tanrım, oğlumun bize reva gördüğü damada bak. O kadar adam gösterdim, bula bula bu aptalı buldu. "

Söylene söylene odaya girip tekli koltuğa kuruldu. Bacak bacak üstüne atıp kınayıcı bakışlarını oyuncaklarda gezdirdi. Önce onlardan kurtulması gerekiyordu. Küçük olanı adam etmek için eski alışkanlıklarını yok etmesi gerekiyordu. Onlara uygun olması için bu huylarını yok etmesi gerekliydi. Sonuçta bu eve çocuk değil, damat olarak almışlardı onu. Kendilerine torun versin diye getirmişlerdi bu çocuğu. Kendisi çocuk gibi davransın diye değil.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 16, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Mariage Forcé | 2minWhere stories live. Discover now