2. BÖLÜM

99 12 30
                                    

Tek olduğumu söylemiştin

Eğer bu doğruysa neden kaçıyorsun, kaçıyorsun

Woah!

Eğer gerçekten dürüst olduysan eğer bunu gerçekten istiyorsan

Woah!

Neden bir yabancı gibi davranıyorsun bu tavrın ne?

Woah!

Adımı söyle, adımı söyle

Eğer beni seviyorsan seni duymama izin ver...

David Guetta, Bebe Rexa & J Balvin - Say My Name

***

Hayatımın her alanında parlayan biri oldum. Hani nereye girse hemen bütün gözlerin üzerinde olduğu tipler vardır ya. İşte ben o tiplerdendim. Gerekse güzelliğimle, gerekse zarafetimle her zaman en ön plandaydım. Tabi bir de başarımı da unutmamak lazım. Kolay biri olmadım. Lise yıllarındayken aşk hayatım diğer gençler gibi değildi. Evet, defalarca kez randevu teklifleri aldım ama hiç  birini kabul etmedim. Belki de daha önce ilgimi çeken biri olmadığı içindir. Yani kısaca aşk diye bir duygunun nasıl  olduğun bilmiyorum. Fakat son bir kaç gündür içimde anlamlandıramadığım  bir takım şeyler oluyor. Aşk olduğundan  emin değilim ama şundan eminim. Bu hislerimin tek bir kaynağı var

DORUK KAYA

Ona karşı içimde çok garip  hisler var. Bilemiyorum belki de sadece yoğun bir sevgi  ve acıma duygusudur. 

İNSAN ACIDIĞI KİŞİLERİ GÖRÜNCE KALBİ HIZLANIR MI?

***

Karşımda acayip bir şekilde ve tedirgince oturuyordu. Geldiği ilk 10 dakika hiç bir şey sormadım. Zaten yüzüme hiç bir şekil de bakmadı. Kafası eğik ve tedirgin.

''Doruk bir problem mi var? Benimle paylaşmak ister misin?''

Bir süre yüzüme öylece baktı. Anlam veremiyordum. Hareketlerinin hiç birine anlam veremiyordum. Tedirgin olduğu belli oluyordu. Peki ya diğer hareketleri.

'' Zeynep, eğer anlatırsam kimseye anlatmasın değil mi? 

'' Tabi ki de hayır. Benim mesleğimde başkasına başkasının sırrını vermek suçtur.''

İlk önce etrafına bakındı. Sanki birileri bizi izliyormuş gibi. Bana yaklaştı ve odada tek olmamıza rağmen ola bildiğince sessiz bir şekilde konuşmaya başladı.

'' Beni arıyorlar. Eğer beni bulurlarsa KIRMIZI DİYAR'A   götürecekler. Zeynep ben oraya gitmek istemiyorum. Sen beni korur musun?''

'' Tabi ki de ben seni korurum. Ama bana biraz şu KIRMIZI DİYAR'DAN  ve şu seni götürecek kişilerden bahsetsene biraz.''

Bir süre parmaklarıyla oynamaya başladı. Al işte tekrar en başa döndük. Bana bakmıyor sadece yere bakıyor ve tek ilgi odağı orası. Derin bir nefes alıp bana döndü.

''Olmaz. Bana çok çok kızarlar. B-beni incitirler. Bağırırlar bana. Sinirlenirler. Ben onları sinirlendirince... Of of çok çok kötü çok kötü. Çok kötü olur. Bağırırlar bana. Beni karanlık odalara kilitlerler. Sonra...''

''Şşş sakin ol. Bak yanında ONLAR yok  ben varım. Benim yanımdayken kimse sana bir şey yapamaz.''

Kafasını hızlıca iki yana salladı. Bu sefer ilk geldiğinden daha da tedirgin bir hali vardı. İşin içinden çıkılamayacak gibi. 

'' Şşş Zeynep. Sakın ses çıkarma.''

Ben de aynı şekilde ona yaklaşıp sessiz bir şekilde konuştum. 

'' Neden?''

'' G-geldiler. Buradalar. Duymuyor musun? Tik tak tik tak.''

''Onlardan kaçamaz mısın?''

'' H-hayır. Olmaz ki. Hiç bir işe yaramaz. Ben şimdi onlardan  kaçsam bile  ZAMAN  BENİ ONLARA GERİ VERİR. Hem duymuyor musun saatin sesini. Tik tak tik tak tik tak.''

Hemen yanına gittim. Ellerini ellerimin arasına aldım. Sıkıca tuttum. Onu belki bu şekilde rahatlata bilirdim.

'' Sana hiç kimse bir şeycik yapamaz. Anladın mı beni? Hele de benim yanımdayken. İzin vermem, anlıyor musun? İzin vermem.''

Neyse ki beklediğim gibi rahatlamıştı. İşte şimdi her şeyi öğrenmenin tam sırsıydı.

'' Bir yerlerden anlatmaya başlamak ister misin? Bak yine söylüyorum sen benim yanımdayken kimse sana karışamaz.''

Gözlerinden anlaşılıyordur eskisine nazaran daha rahat olduğu. Yine de  üzerinden atamadığı bir tedirginlik vardı.

'' Her şeyi anlatacağım. KIRMIZI DİYAR'I, MÜKEMMEL İNSANLARI, DOKUZ BOYNUZLU EFENDİMİZİ, KIRMIZI ÖRTÜLÜ VADİ'Yİ, KARANLIK GÖKYÜZÜNÜ VE PEŞİMDE BENİ YAKALAMAYA ÇALIŞAN  ATEŞİN ASKERLERİNİ.''

İtiraf etmek gerekirse anlattığı şeyler fantastik filmlere benziyordu. Yalan yok dikkatimi baya çekti. Sabırsızlanmaya başlamıştım.

'' Ee hadi artık anlatmaya başlasana. 

'' Zeynep unuttun mu? Her şeyin bir zamanı var. Ne diyordum ben en başta. Zaman bizi kovalar. Tik tak tik tak tik tak.''

Açık konuşmak gerekirse zaman bizi kovalar sözünden bir anlam çıkaramamıştım. Ne anlama geliyordu ki bu?  Peki, sürekli tekrar edip durduğu tik tak sesleri. Bu karşılaştığım en garip vakaydı diye bilirim. Sonucu çok merak ediyorum. Çünkü geçen hafta hareketlerinden çıkardığım sonuçlarla şimdikiler bir birbirine hiç uymuyordu. Bahsettiği şeylerle heyecanım zaten iki katına çıkmışken anlatmamakta direniyordu. Bu gece net gözüme uyku girmezdi. Ben böyle düşüncelerime dalmışken Doruk duvardaki saate takılıp kalmıştı. Gözünü kırpmadan saate bakıyordu. Bir saniye bile ayırmıyordu gözlerini saatten. Ama daha da ilginç olanı sürekli aynı şeyleri tekrar edip duruyordu. 

'' Tik tak tik tak, zaman beni bulacak.  Tik tak tik tak onlar beni alacak. Tik tak tik tak  gözünü sakın ORADAN ayırma eğer olmak istemiyorsan ateşin kölesi. Tik tak tik tak  dokuz boynuzlu efendimizin gazabından kork şeytana kurban gitmek istemiyorsan. Tik tak tik tak kanlar yerlerden fışkıracak ve GÖKYÜZÜNE YAĞACAK.''

Dediği en son şeyle şaşkınlığım giderek daha da fazla arttı.

'' ONLAR BURAYA GELİYOR!''

***

Okul başladığı için sadece hafta sonları aktif olacağım. Umarım bölüm sizi tatmin etmiştir. Bir de bölümle alakalı teorileriniz varsa lütfen yazın. Son olarak ta cidden artık hayalet okuyucu olmayın  oy verin ve yapa bildiğiniz kadar yorum yapın eğer etikette yükselirsem daha fazla okunurum lütfen bana bu iyiliği yapın.

SINIR

10 GÖRÜNTÜLENME

5 OY 

5 Yorum

HAYALLER GERÇEKLERE DÖNÜŞÜRSEWhere stories live. Discover now