bol bol yoruumm^^
Bay Soobin'in arkadaşı: Kang Taehyun. Onun gibi, model gibi görünen birisinin buralarda gezmesi pek beklenmedik. Şimdiden partideki tüm gözleri üzerine çektiğini hissediyorum. Tıpkı kendisi gibi, Bay Soobin'in arkadaşı da oldukça yakışıklı.
Onu otogardan aldık. Küçük bir bavulla gelmişti. Fazla bir şey getirmemiş gibiydi bu da az kalacağını gösteriyordu. Bay Soobin ile sıkı sıkı sarıldılar. Gülüştüler, anlamadığım birkaç espri döndü. Ben Bay Soobin'in arkasına saklanıyordum. Gözleri beni aradı ve elini omzuma atıp yanına çekti. Kolumu çekinerek beline doladım. "Bu Yeonjun." dedi beni arkadaşına tanıtırken. Kang Taehyun'un gözleri açıldı, şaşırdı. Eliyle ağzını kapatarak bana bakmaya devam etti. Bay Soobin onun omzundan tuttu. "Bu o çocuk!" Bay Soobin başıyla onayladı. "Ne kadar büyüdüğünü görüyor musun?"
Utandım. Beni tanıyor olmaları garip geliyordu. Kang Taehyun şaşkınlığını üzerinden atamıyordu. Bana sarılmak için birkaç adım yaklaştı ve Bay Soobin kenara çekildi. Sarıldık ama ben yine çekiniyordum. "Kaç yaşındasın Yeonjun?" Kang Taehyun kimdi? Beni nerden tanıyordu? O'da mı babamın arkadaşıydı?
"Yirmi iki."
Tekrardan şaşırdı. Bay Soobin göğsünden ittirdi onu. "Yirmi iki yıl Taehyun, sen düşün."
"Gerçekten çok şaşırdım. Koca adam olmuşsun." Gülümsedim. Koca adam. Ben değildim. Ben henüz öyle olamazdım.
Arabaya bindik ama ben arka koltuğa geçmek zorunda kaldım. Kang Taehyun ön koltuğa oturmuştu. Ama konuşurken sürekli arkasına dönüp bana bakıyordu. "Soobin ile yakınlaştınız mı?"
Gözlerimi kaçırdım. Kafamı salladım. "İyiyiz." Ne diyeceğimi bilemiyordum. Onunla aramızda olan şeyi gizli tutmam gerekiyordu. Kang Taehyun içten bir şekilde gülümsedi. "Üniversiteye gidiyor musun Yeonjun?"
"Gidiyorum."
"Hangi bölüm?"
"Gastronomi." Bunu Bay Soobin bile bilmiyordu. Hiç konuşmamıştık. Onun pilot olduğunu da babaannemden duymuştum zaten. Özel şeyleri konuşmuyorduk. Ve bunun hakkında da hiç düşünmemiştim. Kang Taehyun merakla tekrardan arkasına döndü. "Joana teyze nasıl?"
Bay Soobin araya girdi. "Daha tatlı olmuş." Güldüler. Kang Taehyun bana döndü. "Nerede üniversite okuyorsun? Joana teyze seni markete bile yalnız göndermezdi."
Beni tanıyordu. İstemsizce gerildim. Onların hatırladığı şeyleri benim hatırlamıyor oluşum kötü hissettiriyordu. Sanki hafızamı kaybetmiş gibiydim. Ortak anılara sahiptik ama anlatan taraf sadece onlardı. Ben hep dinleyen kişiydim.
"Lizbon'da okumuyorum. Carolina'da okuyorum." Yüzünde gurur duyan bir ifade vardı. "Joana teyzenin güvenini kazanmışsın. Ama baban burada olsaydı seni kesinlikle askeriyeye verirdi Yeonjun."
Bay Soobin hızla başını salladı. "Kafayı askeriyeyle bozmuştu. Aptal adam." İkisi birden güldüler. Babam kafayı askeriyeyle mi bozmuştu? Ne kadar da birbirimizden farklıydık.
Kang Taehyun'un telefona bir arama geldi ve o, onu cevaplarken Bay Soobin araba kullanmasına rağmen bana dönüp gülümsedi. Sonra da göz kırptı. Gerilediğimi hissetmiş miydi? Beni anlıyor muydu? Onunla olduğumdaki gibi değildim. Rahat edemiyordum. İlk başlarda Bay Soobin'e de gıcık oluyordum zaten. Ama alışmıştım. Sevmiştim. Aşık olmuştum.
"Nereye gidiyoruz şimdi?" Kang Taehyun telefonunu cebine koyarken sordu. Arama sırasında birisine geldiğini haber vermişti. "Yeonjun'un arkadaşının doğum günü partisine. İstersen seni eve bırakabiliriz."
