•GİRİŞ•

146 7 13
                                    

'Bir cesedi sırtlanmış ufacık bir ruhsun sen.'

~Epiktetos~

*****

Bölüm şarkısı: Masumiyet (Innocence) • Piano Turca

Başlama tarihinizi alabilir miyim?

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalar!

28.04.2024     20.00

*****

29.12.2015 23.04

Aralık ayının en soğuk geçen günlerinin birinde aynı malikânede aynı acı çığlıklar etrafta yankılanıyordu. Bu çığlıklar henüz çocukluğunu yaşayamadan kadın olmak zorunda kalan küçük genç kızın, Gece Kılıç'ın çığlıklarıydı.

Bu çığlıklar öncekiler gibi değildi. Çünkü bu sefer ne parmakları kırılıyordu ne de kan kusana kadar dövülüyordu. 17 yaşındaki gece hamileydi ve bu gece doğumu başlamıştı. Bu gece attığı çığlıkların hepsi genç bir kızın yardım çığlıklarıydı. Canı çok yanıyordu ve bu da güçsüz düşmesine neden oluyordu.

Koskoca malikânede sadece bir yardımcı kadın kalmıştı. Evdeki herkes 32 yaşındaki kocasının emriyle evi boşaltmıştı. Gece o gün cezalı olduğu için yine bodrum katındaki beyaz odaya kilitlemişlerdi. Ceza almasının sebebi ise basitti, banyoya girerken kapısını kilitlemişti. O evde Gece'nin kapı kilitlemesi yasaktı.

Evin boşalmasının sebebi ise ihbar yapılmasıydı biri ya da birileri kocası Somer Ak'ı uyuşturucu ve silah kaçakçılığından ihbar etmişti. Bunu duyan Somer evdeki herkesi göndermiş, önemli belgeler ve eşyalarıyla evi terk etmişti. O sırada Gece aklına bile gelmemişti. Yardımcı kadın bu fırsattan yararlanarak bodrum kata inmişti.

Malikânede tek kalmasının sebebi Gece'ye değer veriyor olmasıydı herkes giderken kadın saklanmış ve evin boşalmasını beklemişti. Ardından alt kattan gelen çığlık sesleriyle oraya koşmuştu. Gece'nin doğumu başlamıştı ve çığlık çığlığa bağırıyordu.

Kadında odanın anahtarı olduğu için girebilmişti çünkü Gece'ye serum takılıyordu ve birinin biten serumları değiştirmesi gerekiyordu. Bir diğer ceza da buydu, Gece'yi günlerce aç bırakıyor sadece serum veriyorlardı.

Genç kızın bu malikâneye geldiği zamanki halinden eser yoktu. Şu an tartıda kırk kiloya bile zor gelirdi. Yüzü içe çökmüş gözaltları morarmıştı. Beyaz teni artık daha da beyazdı ve genç kızı bir ölüden farksız gösteriyordu. En son yediği dayaktan yüzü kan içinde ve tanınmaz hâldeydi. Öyle ki kadın içeri girdiğinde genç kızı tanıyamamıştı.

Genç kız bileklerinden kelepçeli bir şekilde yatağa bağlıydı. Hissettiği acıdan dolayı ellerini çekiştiriyordu fakat bu bileklerini kanatmaktan başka işe yaramıyordu. Üstündeki beyaz elbise kandı. Siyah saçları birbirine girmiş mavi gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü.

Kadın hızlı bir şekilde Gece'nin yanına gitti ve sakinleştirmek için konuşmaya başladı. "Gece, ben geldim. Sana yardım edeceğim tamam mı?" Gece acıdan kıvranırken cevap vermekte zorlanıyordu fakat bebeği için dayanmak istiyordu. "Pare a-abla lütfen y-yardım et ona b-bir şey olmasın."

Pare Gece'nin kelepçelerini çözmek istiyordu fakat anahtar onda değil Somer Bey'deydi. Bu yüzden sadece bebeği kurtarmaya çalışacaktı. Zaten birazdan polisler burada olacaktı onlar gelene kadar en azından bebeği kurtarmalıydı. Gece için bebeğin ne kadar önemli olduğunu onu korumak için ne kadar çabaladığını en iyi Pare bilirdi.

Gece'nin KaranlığıWhere stories live. Discover now