Jeongin, Seungmin, Minho ve Hyunjin; Hwangların balkonundaki koltuklara yayılmış sohbet ediyorlardı.
Hyunjin sevgilisinin göğsüne yaslanmış, Minho onun eliyle oynarken çocukları dinliyorlardı. İki küçük hevesle bugün tanıştıkları oğlanları anlatırken birbirlerini dövmüştü resmen.
"Ya aşağı düşeceksiniz ya bir yeriniz kırılacak, düzgün anlatın. Kimmiş bunlar? Nereden gelmişler? On saattir ne kadar güzel olduklarını anlatıyorsunuz." dedi Minho gülerek.
Hyunjin'in annesi gençlere soğuk kahve yapıp getirmiş ve önlerindeki orta sehpaya bırakıp içeri girmişti.
"Abi, işte onları bilmiyoruz." dedi Jeongin dudak büzüp.
"Hepsi bu aptal Hwang yüzünden. Hyunjin abi annenin karnında hiç buna beyin yapacak hücre bırakmamışsın. Sen çok zekisin ama bu süzme salak." dedi Seungmin arkadaşının kafasına.
"Vurma, aptal olacağım."
"Zaten aptalsın." dedi Seungmin.
"Siz nasıl 20 yaşınıza geldiniz?" dedi Hyunjin ikisine yargılayıcı bakışlar atarken.
"Niye sormadınız nereden geldiklerini?" dedi Minho araya girip.
"Çok utandım!" dedi Jeongin kendini Seungmin'in çığlak bacaklarına doğru atıp. Sonra arkadaşının bacağını öpmüştü.
"Ya gayler," dedi Hyunjin ikisine yastık atıp. "Uslu durun lan. Mart ayındaki kediler gibi."
Minho kardeşlerine gülerken, Seungmin onlara dil çıkarmış ve Jeongin'i çenesinden tutup öpecek gibi yaklaşmıştı. Jeongin kaçmak yerine dudaklarını büzdüğünde Seungmin arkadaşının ağzına vurup doğruldu. İkinci bir yastığı daha yemiş ama bu sefer yastığı aşağı uçurmuşlardı.
"Gidin alın." dedi Hyunjin.
"Biz mi attık? Git al abi." dedi Seungmin kaşlarını çatıp. Jeongin aşağı bakmış, gördüğü şeyle geri çekilip Seungmin'i de aşağı çekmişti.
"Yastık bizimkilere denk gelmiş." dedi sessizce.
Minho ve Hyunjin kahkaha atarken Seungmin elini alnına yasladı.
"Seni tanıdılar mı ki? Rezil olduk." dedi Seungmin oflaya oflaya.
Jeongin ne yapacaklarını düşünürken aşağıdan bir ses yükseldi.
"Yastığınızı almıyorsanız sahilde buna oturacağız!" diye bağırmıştı Yongbok.
"Oha bu hangisinin sesi?" dedi Hyunjin kaşlarını kaldırırken.
"Benim aşkımın, sesi çok tahrik edici." dedi Jeongin omuzlarını kırıtıp.
"Cevap verin çocuklara mallar." dedi Minho gülerek.
"Alacağız!" dedi Jeongin balkonun kenarına yaslanıp. "Belki de aşağı üç yastık daha indirip size katılmalıyız ama?" demişti hafif yavşak bir mimikle.
"Kanınızda var sizin yavşaklık." diyerek güldü Minho.
"Genetik bebeğim, genetik." Seungmin büyüklerine gülerken aşağıdan gelen sese odaklandı.
"Üç?"
"Seungmin'i de saydım." dedi Jeongin gülümseyip.
"Olur! Sahilde görüşürüz. Götürüyoruz bunu." dedi Yongbok neşeyle. Seungmin ve Jeongin onaylayıp sarkmaya bir son vermiş ve beşlik çakmışlardı.
"Aferin lan size, kedi olalı fare tuttunuz." dedi Minho alayla.
"Sus sen moruk." diyerek ayaklandı Jeongin. Hyunjin elinin tersiyle kardeşinin kalçasına iyi bir şaplak atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizler / seungsung
FanfictionSeungmin ve Jeongin, yaz başında mahallelerine yeni taşınan ikizlere karşı hisler beslemeye başlarlar.