1.bölüm: Gerçek bir yazar

46 18 4
                                    

Alarmın beni çıldırtmak istercesine çaldığı bir sabaha daha uyandım. Fakat bugünün diğerlerinden farkı öğleden sonra imzalamaya gideceğim sözleşmeydi. Evet, bugün gerçek bir yazar olacağım gün, bugün içimi hayallerimi insanlara açacağım gün... Neredeyse sürünerek  yataktan kalktım ve aynen banyoya adımladım. İşimi halledip aşağı indim. Şu an soruyorsunuz nerede ve kiminle yaşıyorsun. Ben İzmirliyim ama o gittikten sonra orada kalmak acı verdi bana bende okumak için Antalya'ya geldim ve burada bir düzen kurdum YALNIZ ailem olmadan bu evde yaşıyorum. Onları ikna etmek kolay olmadı ama ben inatçıyımdır. Aşağı inip kendime çay yaptım. Evet kahve sevmem hep ilk tercihim çay olmuştur. Hemen kendime pratik bir şeyler hazırlayıp yedim. Sonra balkona çıktım ve oturup kitap okumaya başladım. İlhamın ne zaman geleceği bilinmez sonuçta yanımda hep küçük bir defter taşırım. Zaman yine anlamsızlaştı kitabın etkisiyle... Saate baktığımda son bir saatim kalmıştı sözleşme imzalama saatime... Hızlı bir duş aldım. Üzerime turuncu diz altı bir elbise geçirdim kumral düz saçlarımıda serbest bıraktım. Ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı geçirdim. Elime en çok sevdiğim üzerinde çiçek desenleri olan bez çantamı aldım. Alel acele dudağıma açık kırmızı hafif bir ruj sürdüm. Tatlı ve hafif parfümümü sıkıp yola koyuldum. Sonunda önümdeydi yıllardır hayalini kurduğum o sözleşme her satırı aklıma kazımak istercesine okudum. Sonra attım imzayı tamamlandı her şey. Sonra patronum Sarp bey yanında yakışıklı bir adamla yanıma geldi. Adam çok güzel gülüyordu. Bu gülümseme bana tanıdık geliyordu fakat nereden neyse...

Sarp: Yağmur bu senin editörün Poyraz

Poyraz ismi bana çok şey  ifade ediyordu. O yıllarca aşkının rüzgarında oradan oraya savrulduğum ilk ve tek aşkımın ismiydi POYRAZ...

Poyraz: Merhaba Yağmur hanım ben Poyraz Taşkın sizin editörünüzüm bundan sonra hep birlikte çalışacağız. Başarılı projelere...

Yağmur: Teşekkürler Poyraz bey umarım güzel projeler yapabiliriz.

Poyraz:O zaman ilk romanına ne zaman baßlayalım? Şimdi erken aslında en iyisi ben size numaramı vereyim ne zaman isterseniz çekinmeden yazıp arayabilirsiniz. İstediğinizde haber verirsiniz başlarız.

Yağmur: Tamam çok teşekkür ederim sizde ne zaman isterseniz yazın, ben haber veririm.

Ve yine gülümsedi. Nedense bu his çok tanıdık geliyordu.
Eve geldim üstümdekilerden kurtuldum ferahlatıcı bir duş aldım ve pijamalarımı giyindim. Sonra elime onunla olan tek fotoğrafımızı aldım ve konuşmaya başladım.

Yağmur:Yine seni sevmekten başka hiçbir şey yapmadım bugün özlüyorum seni sana her sarılışımi sesini kokunu... Keşke söyleseydim bu kadar içimde kalıp büyümez, canımı bu denli yakmazdı. Seni hâlâ çok seviyorum bu asla bir heves değildi aşkım...

Gözümde bir damla yaş aktı diğerlerine rehber olmak istercesine sonra diğerleride onu takip etti. Tam o anda kapı çaldı. Sakin ve yavaş adımlarla eve girdim. Yorulmuştum artık yıllarca bu aşkın acısını çekmekten. Kapıya yöneldim mercekten bakmamla gözlerim şaşkınlıkla açıldı ve ağzımdan şöyle bir cümle çıktı.

"Neden burada ki?
✨✨✨✨✨

Acaba kim geldi sizce?

İlk bölümü nasıl buldunuz?

Desteklerinizi bekliyorum.

Bu depremden sonra saat gece üçte yazmaya başladığım bir kurguydu.

Eğlenmek için yazıyorum hem bence bu Yağmur öyle deli gibi aşık olabilir ama editör beyimize düşmezse cidden döveriz onu toplanıp bkbkbkbk

Sonraki bölümde görüşürüz künefe fıstıklarımm

Aşkın Kurgusu Where stories live. Discover now