8°cheesecake

55 8 17
                                    


Bütün gün düşündükten sonra Ten ve Doyoung'un bana verdiği gazla birlikte gecenin bi yarısı çıkmıştım evden. Evden çıkarken annemin ne kadar nereye gidiyorsun bu saatte laflarına aldırmasamda ben de bilmiyordum nereye gittiğimi. Yuta nerde onu bile bilmiyordum ama evde olmadığına adım kadar emindim. Yuta'ydı bu nerede olduğu asla bilinmezdi, her an her yerde olabilirdi. Bazen parkta, kafede, sahilde, bizde ya da odasına yatağında yatmış telefonundan video izlerdi.

Yuta'nın evine gidene kadar aklıma gelen her yere bakmıştım ama hiç bir yerde yoktu. En son çare evlerine gitmekti.

Sıkışmıştım, bunalmıştım. Yuta'nın, duygularım karşısında asla bana ters bi tepki vereceğini düşünmüyorum, benimle alay etmeyeceğini ve saygı duyacağına çok eminimin ama içimden bir his beni yiyip bitiriyor. Ya şok olup beni itirse ve suratıma bile bakmazsa, artık arkadaş bile olmazsak diye ödüm kopuyor.

Yuta'yla lisenin ikinci yılı matematik dersinde tanışmıştık. Ayrı sınıflardaydık ama matematik dersini aynı sınıfta alıyorduk. Matematik dersinin ilk günü sınıfa girdiğimde hoca bana Yuta'nın yanına oturmamı söylediğinde çok şaşırmıştım çünkü Yuta'yla o zaman tanışsakta ben onu okulun ilk yılından beri tanıyordum, tabi o bunu bilmiyor. Ve ona ilk yıldan beri sevgim vardı aslında. Gördüğüm ilk andan beri aşık değildim sadece aşırı ilgimi çekiyordu ve arkadaş olduktan sonra ondan aşırı hoşlanmaya başlamıştım ama bu yaza kadar kimseye anlamamıştım.

Onu kıskandırmak için Ten'i kullandığımda, Ten onu sevdiğimi değilde Yuta'yı sevdiğim hemen anlamıştı nasıl olduysa. Doyoung'a ise kendim anlatmıştım artık dayanamayıp.
Doyoung, Yuta ve Jaehyun küçüklükten beri arkaşlar ve birlikte büyümüşler bu yüzden Yuta'ya açılma konusunda ya Jaehyun'dan ya da Doyoung'tan yardım alacaktım ve en iyi seçenek Doyoung gibi gelmişti.

Yuta'yla tanıştıktan sonra arkadaşım olduğunu ve sevildiğimi hissettim. Onun sayesinde Jaehyun, Doyoung, Ten ve Johnny ile tanışmıştım. Onlarla lise hayatım harika geçmişti, bir sürü eğlenceli şeyler yapmıştık ya da yapmam dediğim her şeyi yapmıştım Yuta ile. Bana değerli hissettiriyordu, yaşadığımı hissettiriyordu.

Hala kapıda zile basıp basmamak için gidip gelirken arkamdan bir ses duymuştum.

"Taeyong?" Yuta'ydı.

Arkamı döndüğümde onu görünce mutlu olmuştum. Salak uzak durma işinden sonra hiç görmemiştim. Ona doğum gününde aldığım siyah ceketi ve beresiyle önümde duruyordu.

"Ne işin var burada?" İşte şuanda en korktuğum şey yüzüme yumruk yemek değilde onu son görüşüm olabilmesiydi.

"Şey" Konuya nasıl girmeliydim ya da önce selam mı versem aşırı kararsızdım ve sorun şu ki biz asla bu kadar garip bir an yaşamamıştık.

"Neden bu kadar garip davranıyorsun? Neden benden kaçıp bana suç atıyorsun? Seni kırdıysam bana söylemeni istemiştim benden kaçmanı değil"

"Üzgünüm senden kaçmamalıydım. Ben sadece" Bir anda ne diyeceğimi unutmuştum, oysaki konuşma hazırlamamıştım bile.

"Biliyor musun Yuta ben hiç Ten'i sevmedim, yani o anlamda sevmedim. Hoşlanmadım ondan" Dediğim şeyle afallayıp bana anlamaz bir ifadeyle bakmaya başlamıştı.

"Ben yıllarca başka birini sevmişken bir anda Ten'e tutulamam Yuta"

"Taeyong ne demek istiyorsun?" Cidden anlamıyor muydu yoksa ben mi anlatamıyordum acaba.

nct | zort Where stories live. Discover now