№1

562 49 81
                                    


Öncelikle merhaba, bu paragrafı 13 haziran 2024 tarihinde yazıyorum ve bir şey söylemek istiyorum. Şöyle bir dönüp baktım ve yazım tarzım ile bölümlerde iyi değil. Eğer konu ilginizi çektiyse okumaya devam edebilirsiniz, bir yerden sonra daha özenli ve hoş yazmaya başlamışım. Teşekkürler 🌟

Genç oğlan son kez arkasını dönüp baktı doğup büyüdüğü sokaklara.
Daha doğrusu diğer çocukların büyüdüğü sokaklardı buralar, lakin genç oğlan küçüklüğünde okul dışında hiç evden çıkamazdı.

Küçüklüğünden beri biriktirdiği tüm anıları küçük tahta bir kutuya koyup yanında getirmişti. Ölecekse onlar ile ölmeyi tercih ederdi çünkü hayatının özeti sadece bir kutunun içindeydi.

Biraz daha yürüyüp atlamak istediği köprünün yanına geldiğinde durdu.

Soğuk hava genzini yakıyordu genç oğlanın. Ama birazdan hepsi geçecekti, sadece biraz daha sabredecekti o kadar.

Tahta kutuyu bir kenara koyup geriye çekildi, birazdan buradan koşup mutluluğuna erişecekti sonuçta her ölüm mutsuzluk barındırmaz ki!
Jisung isimli genç oğlanın da ölümü mutluluk barındıranlardandı.

Huzurunun sadece birkaç adım ileride olduğuna inanmak istemiyordu genç oğlan, ama bu bir gerçekti. Sonuçta her şey sonunda bitecekti.

Kucağına tahta kutuyu alıp bağdaş kurarak yakınlardaki banka oturdu. Bank hafif ıslaktı fakat bunu önemseyecek durumda değildi şuan.

Kutunun içinden küçükken yazdığı günlüğünü alıp rastgele bir sayfasını açıp okumaya başladı.
On yaşında yazdığı bir sayfa çıktı karşına.

Ah, selam günlük!
Ne desem bilemiyorum ki ilk kez günlük yazıyorum. Sanırım günlük yazmaya başlayalı iki hafta oluyor! Vay zaman ne de çabuk geçiyor değil mi?
Babamın morarttığı kollarıma ne sürsem geçer? Çünkü annem görürse evden kaçıp oyun oynarken yaptığımı sanar, hah. Bir de o dövmesin zaten pf.
Okulda öğretmenime tahtayı göremediğimi söyledim, beni acilen ön sıraya alması gerek!
Ah, sanırım bugünlük bu kadar yazmam yeterli. Günlüğün sayfalarını çabuk bitirmek istemem değil mi?

'Keşke' dedi genç oğlan içinden. 'Keşke yazmaya devam etseydim'
Belki günlüğü ile dertleşmek içinde tutup travma bırakmaktan iyidir değil mi?

Rastgele bir sayfasını daha açtı, bu sayfayı da on yaşında iken yazmıştı ama bu on yaşındaki bir çocuk için çok ağır değil miydi?

Dünden kalan pilavı yedim bu akşam, annemin yaptığı ama bugün annem aramızda değil. Nerede bilmiyoruz belki kaçtı belki de öldü. Hayata babam ve abim ile devam edeceğim, annemi geride bırakmak zorunda olarak.
Sanırım bugünlük bu kadar.

Jisung isimli genç oğlanı böyle şeyler etkilemezdi artık. O yüzden ne gözü dolmuştu ne de üzülmüştü. Çünkü yaşadığı şeyleri göz önüne alacak olursak hissizleşmesi normaldi.

"Pekala işte zamanı geldi."

Genç oğlan oturduğu hafif ıslak banktan kalkıp günlüğünü tahta kutuya tekrar koydu ve orada bıraktı.

Köprünün güvenlik tellerine tırmanarak diğer tarafa geçti. Ve şimdi tek yapması gereken şey atlamaktı. Bu kadar kolaydı!

Taa ki,

"Hey, bayım ne yapıyorsunuz orada?"

----

Çok guzel konusu var emin olun

lost me, minsungWhere stories live. Discover now