Beyaz gül

12.4K 329 60
                                    

KİTAP ASIL OLARAK DÖRDÜNCÜ BÖLÜMDEN İTİBAREN BAŞLIYOR. İLK ÜÇ BÖLÜM SİZE SIKICI GELEBİLİR.

İYİ OKUMALAR. OKURKEN YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.

BAŞLANGIÇ TARİHİNİZİ YAZABİLİRSİNİZ

Sanki gittin uzak ülkelere...

Sokakta gördüğünüz her insanın farklı bir hikayesi vardır. Her kişinin farklı bir yarası...

Delilik bir hastalık mıydı?

Bugün klinikte yedinci ayımdı.

Yedi ay.

210 gün.

Kimine göre hastaydım, kimine göre ise deli.

Hangisi doğru olandı?

Hasta mıydım ben ?

Yoksa deli mi?

Gözlerimi İzmir'in manzarasından zor bela çektim. Odaya göz atarken gözüme takılan beyaz güllere hafifçe gülümsedim.

"Sen beyaz gülleri seversin bende seni"

Yine eskisi gibi sever misin?

Kolların beni yine sarar mı?

Bana acıyarak değil de aşkla bakar mısın?

Ben Anka Su Aykan.

İsmimi hayatım boyunca sadece iki hafta gördüğüm adam koymuştu.

İzmir'de bulunan Atay adlı klinikte tedavi görüyorum. Burada benim gibi yaklaşık seksen üç hasta var.

Hatta seksen üç deli var demek daha mantıklı.

Hastalığıma henüz bir teşhis konulamadı. Yapılan kan testleri, çekilen mrlar , aldığım antidepresanlar, ve bugüne kadar yapılan seanslar.

Bir süre boyunca depresyon tanısı konuldu. Daha sonra şizofreni denildi. Daha sonra bu şıkkı da ellediler. Ben sanrılar görmüyordum veya kafamda bir şeyler kurmuyordum.

Yatağıma doğru uzandım. Odaya gelen hemşireyle birlikte tekrardan ayağa kalktım.

Sevecenlikle" On dakika sonra seansın başlıyor" dedi.

Olumlu anlamda başımı salladım ve odadan çıktı. Elbise dolabından rastgele siyah bir hırka aldım. Odanın içersinden çıktım. Koridorda kimse gözükmüyordu. Saat on üçü kırk geçiyordu. Bu saatlerde genelde herkesin seansı oluyordu ya da katılmaları gerekirken seminerler.

Koridorun duvarları yeşil renkti. Bu yüzden koridordan her geçtiğimde ormanda yürüyüş yapıyormuş gibi hissediyorum.

Koridorun sonundaki merdivenlerden aşağıya indim. Merdivenlerin sonunda Barkın iki elini cebine koymuş duvarı seyrediyordu. Onun yanından geçip doktorun kapısının önüne geldim.

Psikiyatri uzmanı:Burak Arslanoğlu

Artık bu odadan nefret ediyorum.

Kapıyı çalıp birkaç saniye bekledim. Gel komutunu aldıktan sonra içeriye girdim. Duvarda kırlarda dolaşan siyah bir at resmi asılıydı.

" Buyur otur"

Bakışlarımı tablodan çekip sandalyeye oturdum .

" Nasılsın? " diye sordu.

Cevap vermedim.

" Su artık konuşman gerekiyor"

Yine sessizlik.

AMARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin