40. bölüm

486 59 8
                                    

Özün'den

Ne olduğunu anlamadan severdi bu yürek. Her zaman bana derlerdi ki aşk önce beyninde sonrada kalbinde devam eder diye.
Aslında gerçektende haklı olduklarına inandım son zamanlarda.

İlk başta beyninin karşıda ki insanı akıl süzgecinden geçirdikten sonra sevdiğine ve görevi kalbine devrettiğine inanıyorum şuan.

Hayatımız boyunca kalp duyguyla beyin de mantıklıkla işlediğini söylediler de fark etmediler beynin aşık olacağın insanı kararlaştıracağına.

Bir süre aklımda çok büyük savaşlar vermiştim Asaf konusunda. Sonra da onu gerçekten sevdiğimi anlamıştım. Evet en büyük payı belki kaderdi ancak ben eminim ki Asaf benim düşünce yapıma uymasaydı şuan evlenme yolunda olmazdık.

Gelmişti o günler heyecan ile beklediğim akşama kınam vardı ve hazırlanıyordum. Ne kadar kuaföre gitmemi isteseler de ben gitmek istememiştim çünkü gereksiz yere boya badana yapıyordular insanlara. Çoğu insanın yüzü bile belli olmuyordu makyajdan dolayı.

İşte şuan da Buğlemden istediğim hafif makyajımı yapıyordu.

"Ya çok kötü olursa Özün neden gitmedin ki kuaföre?"

Buğlem'in sabahtan beri bilmem kaç kez söylediği cümleye sıkılgan bir tavırla baktım.

"Ya sen kendine güvenmiyor musun? Çok güzel yapıyorsun işte." dedim karşımdaki aynayı göstererek.

"Güzel yapıyorum demi?" dedi kendinden emin olmak ister gibi.

'Evet' der gibi başımı sallayınca, Buğlem'in bağırması bir oldu.

"Özün ya ne yapıyorsun rimel sürüyordum her yerine bulaştı." dedi

"Ay Buğlem yeter benim burada stres yapmam gerekirken sen benden daha çok stres yapıyorsun. Beni de geriyorsun." dedim sitemle ve tekrar konuştum. "Hem bir şey olmaz sileriz geçer."

"Tamam ya sakinim." diyerek derin nefes aldı.

Aslında o kadar stres yapan biri değilken bazen böyle yapası tutuyordu işte. Yani benim kınamda böyleyse onunkinde düşünemiyorum.

"Çok eğlenicez ama ya çocukluk arkadaşım evleniyor kimse beni tuttamaz."

Cümlesi ile gür bir kahkaha attım.

"Yav Buğlem ben dans etmeyi düşünmüyorum prenses gibi köşemde oturacağım." dedim Buğlemde bana 'sen iflah olmazsın.' Bakışı atıyordu.

Kına geceleri evet eğlenceliydi ancak bana göre çok fazla dans edilmesi hiç hoşuma gitmiyordu. Çoğu kişi senin en güzel günün deselerde bence güzel gününde mutlu olduğunu belli etmen sadece dans etmekle olacak bir şey değil. Samimi bir şekilde tebessümümü ederim ve yerimde otururum.

"Özün sabahtan beri Asaf içeriye girmek için her bahaneyi arıyor ama kapıda Muhammed amcalar onu tuttmuş sohbet ediyorlar. Bir bıraksalar koşa koşa buraya gelir."

Asafla bayadır yan yana gelemiyorduk. Babamlar da İstanbul'dan döndüğünden beri rahat rahat dışarı bile çıkamıyorduk. Dışarı çıksak Kerem hemen dibimizde bitiyordu.

"Kıyamam Keremden çok çekti bu hafta, şimdi de babam tutmuş demek." dedim gülerek.

"Asaf kına yerine gelecek mi?" Buğlem'in sorusu ile başımı olumsuz anlamda salladım.

"Kına da damadın gelmesini çok hoş bulan biri değilim. Zaten Asafta tek erkek olarak gerilirdi. O da gelmeyeceği için memnun."

Bu kına gecesini iyi bir sekilde atlattık mı geriye sadece resmi nikah kalıyordu. Düğün yapmak istemediğimizi bütün aileye iletmiştik ve herkes kabul etmişti.

Sen duydun mu sustuklarımı? |Yarı texting|Where stories live. Discover now