1

24.4K 514 7
                                    

Güne kargo paketi açmakla başlamak en sevdiğim aktivitelerimdendi. Kargomu açarken içinden çıkan elbiseme baktım sitede görür görmez aşık olmuştum. Bebeğim diye sarılırken içeri erkek kardeşim Batuhan girmişti.
"Abla sen iyice kafayı yedin elbiselerle evleneceksin diye korkuyorum"
"Baksana ne kadar güzel ya" diyerek onu takmadan elbisemle aşk yaşamaya devam ettim.
"Annem kahvaltıya çağırıyor hem o kargoyu görmesin elbiseyi burnundan sokmak suretiyle nefesini keser" diyip dışarı çıktı.

Haklıydı ben biraz fazla alışveriş yaptığım için annem ve babam bu durumdan oldukça şikayetçiydi. Sonuçta kendim kazanıp kendim alıyordum ama kazandığımdan fazlasını kıyafete ve makyaja yatırıyordum. Kredi kartı borçlarım aklıma geldiğinde panik yapmıştım gerçi maaşımada az kalmıştı bir şekilde öderim diyip kıyafetimi dolabıma astım.
"Bakın kızlar size arkadaş geldi iyi anlaşın tamam mı" diyip dolabı kapattığımda acaba gerçekten kafayı yemiş olabilir miyim diye düşündüm.

Kahvaltı masasına oturduğumda
"Orhan Bey, Ayşe Hanım günaydınlar efendim" diyerek tabağımı doldurmaya başladım.
Babam sevecen bir tavırla günaydın derken, Annem ise günlük vaazına başlamıştı.
"24 yaşında kızım var hala ben kahvaltıyı hazırlıyorum. Kargo var desek hanımefendi sabahın ayazında uyanır ama iş anneye yardıma gelince ortadan kayboluyor"

"16 yaşında oğluna bir şey söylemiyorsun ama" diyerek Batuya yönlendirmeye çalıştım.
"Benim oğluşum senin gibi mi bana hep yardım ediyor daha dün benimle temizlik yaptı"
Batu benim aksime ustalık eserleri gibi bir çocuktu. Her anne babanın hayal ettiği hem derslerinde hemde sosyal hayatında başarılıydı.
Babam olaya el atarak
"Kız çalışıyor Ayşe yoruluyordur" diyip beni savundu.
"Çalıştığı işte iş olsa. Sen dört yıllık üniversiteyi bitir git bir yerde tezgahtarlık yap"
Beni küçük mü görmüştü o. Ne yapabilirdim İstanbul şartlarında beni işe alabilecek bir şirket çıkmamıştı. Moda tasarım mezunu oluncada zaten düşük olan şansım iyice düşmüş işsiz kalmıştım. Kıyafetlere olan düşkünlüğümden dolayı bir işe girmiş gelen tüm paramıda onlara yatırıyordum.
"Bir iş bul diye kafamı ütülüyordun anne. Bulduk yine beğendiremedik kadına"

"Sana kalsa bütün rızkımızı kıyafete yatıracaktın. En azından kendi paranla alırsan düzelirsin diye umdum ama daha beter oldun"
Bir kerede benim alışveriş bağımlılığından bahsetmeden konuşabilseydik ama olmuyordu. Tek temennim borçlarımı bilmemesiydi eğer öğrenirse babamda elinden alamazdı beni.

"Neyse sizin sohbetinize doyum olmaz. Ben işime gidiyorum" diyerek masadan kalktım.

Bugünde yırttın kız helal olsun sana diye yürürken yan apartmanımızda oturan polis Barış abiyi gördüm. Kendisiyle pek iyi anlaştığımız söylenemezdi. Küçüklükten beri birbirimizi tanırdık. Bu aralar pek bir dertliydi çünkü sevdiği kız başkasına varmış Barış Cabbar olmuştu. Barış Cabbar yani Barış abi yine mahallemizdeki Pelin'e aşıktı. Kendisiyle denk düşmediğimiz bir konuda buydu bir insan o sümüklü Pelin'i nasıl sevebilirdi aklım almıyordu.
Bütün mahalle Barış abinin karşılıksız aşkını konuşurken benim gündemimde önemi bile yoktu.
Barış abi arabaya bindiğinde göz göze geldik.
Samimiyetsiz bir gülüş yolladığımda o ise boş boş suratıma baktı ve gitti.

"Mal işte mal insan bir gel senide bırakayım milyonluk ayakkabılarınla minibüs köşelerinde sürünme der ama nerde bunda o akıl"

Zorlu geçen minibüs yolculuğundan sonra işime gelmiştim. Güne hızlı başlamıştık zamanın nasıl geçtiğini anlamadan öğle arasına çıkmıştım. İşteki en yakın arkadaşım Ece elindeki zarfla yanıma geldi.
"Bil bakalım kimin kredi kartı ekstresi geldi" diyip zarfı bana uzattı.
"Arkadaşlarla iddiaya girdik bu sefer kesin 50000 diyorum diğerleride daha az diyor" dediğinde pis pis ona baktım.
"Sen benim acılarım üzerine iddiaya mı giriyorsun"

"Tek eğlencemizi elimizden alma Burcu" dediğinde ben elimdeki kağıda bakıyordum bu rakamları görmeye alışmıştım.
"Kazandın" dediğimde sevinçle zıplamıştı.
"Bide en yakın arkadaşım olacaksın şu hareketlere bak"
"Kızım bir şekilde hallediyorsun zaten" dediğinde haklıydı. Bütün şansımı paradan yana kullanıyordum bu yaşıma kadar bir şekilde hep halletmiştim aman nazar değmesin
Gerçi bu sefer biraz abartmıştım o yüzden alışverişe ara vermeliydim.
"Ece, beni biraz kontrol eder misin. Şu an biraz dardayım yeni bir şeyler daha alırsam iflasımı verebilirim o yüzden senin yanındaysam mutlaka bana engel ol lütfen"
Ece bu anı bekliyormuş gibi hemen elimden telefonumu alıp bütün alışveriş uygulamalarını sildi.
"Sonunda sorumluluk sahibi bir insan olmanın zamanı geldi" diyerek telefonu elime verdi

"Kızım hep bunu mu bekliyordun ya ne çabuk sildin her şeyi bari alıştıra alıştıra silseydin"

"Bak Burcucuğum hazır böyle bir karar almışken devamınıda getir. Seninle aynı zamanda işe girdik ben bu parayla ev geçindirirken sen sürekli borçtasın. Gülüp eğleniyoruz ama dünyanın binbir türlü hali var borçlarını bitir daha seninle birikim hesabı kuracağız"
Bu kız daha yeni iddiaya girdim demişti şimdiyse içinden müfettiş gibi bir şey çıkmıştı.

"Şu borçlar bir azalsın bakarız onada" diyip çalışmaya geri döndüm.
Bütün gün aklımı başka şeylerle meşgul etmiştim ama iş çıkışı mağazaların önünden geçerken hayatımda göstermediğim sabrı gösteriyordum.

"Allahım bana birkaç aylık bir irade ver ne olur söz bu huyumdan kurtulup hep fakire fukaraya yardım edeceğim" dediğimde yanımdaki Ece

"Sanki kendisi Sabancı'ların gelini. Asıl fakir sensin önce kendine yardım et"

"İçimi şişirdin be. Kontrol et dedik sabahtan beri yanımda cehennem zebanisi gibi dikildin"

"Çok konuşma hadi evine git aradığımda da aç
Yalan söylediğini anladığım an seni annene ispiyonlarım haberin olsun" diyip yanağımdan makas aldı ve başka bir minibüse binip gitti.

                                    ******
1 haftadır alışveriş yapmıyordum ve bu benim bünyeme çok ağır gelmişti. Bu durumu fark eden annem önce öleceğimi düşünmüş sonra da akıllandığıma karar vermişti.
Bugün izin günümdü ve evde oturuyordum. Telefondan uzak kalmak adına bir şeyler çizmeye başlamıştım ki çizdiğim şeyin geçen gün mağazada gördüğüm elbise olduğunu fark ettiğimde defteri bir köşeye fırlattım.
"Yapma Burcu bak ne güzel dayandın. Sen aklına koyduğun her şeyi başarırsın yaparsın aslansın" diye konuştuğumda Batu bu hallerime alışkın olduğundan
"Abla bir gün seni Bakırköy'e yatıracağız ve odan bana kalacak işte o gün geldiğinde. Ülkede resmî tatil olması için başvuru yapmayı düşünüyorum"
Ona arkamdaki yastığı fırlattığımda hemen annemi çağırmıştı.
"Ben senin oğluna daha fazla katlanamayacağım o yüzden çıkıyorum" diyip evden çıktım.
Yanıma sadece telefonumu almıştım ve mahallede dolaşıyordum. Kafamı toparlaması için Ece'yi aradım.
"Ece ben dayanamıyorum ya 1 haftadır hiç kullanmadım ve kriz geçirmek üzereyim"

"Biliyorum çok pahalı ama en azından bir kere daha kullansam sonra hiç kullanmam bak söz"

"Tamam bağımlıyım işte itiraf ettim oldu mu rahatladın mı" dediğim an ensemden tutulmam bir oldu.

Arkamı döndüğümde Barış Abiyi gördüm.
"Demek bağımlısın Küçük Şeytan"

Ne dediğini anlamadan ona bakıyordum.

KÜÇÜK ŞEYTANWhere stories live. Discover now