i'm tired of it

271 39 96
                                    

"created a perfect storm and we were destined to fall but we still want more
not enough to be locked up in these feelings
guess it’s not enough to be surrounded by demons
guess it’s not enough to be drowning in our tears so
who do you want if not me."

heeseung - jaeyun

h:
odama gel

siz:
??
düğün gecesi niye senin odana geleceğim ben pardon

h:
çünkü
benim yanımda olman
gerekirdi

siz:
ama ben abinle evlendim lee
anlayamıyor musun?

h:
yine de benimsin
bunu inkar edebilir misin?

siz:
birazdan abin gelecek
o yüzden gidiyorum sakın saçma sapan bir şey yapma

h:
nasıl gittin ona
neyse
halledeceğim her şeyi

siz:
ne konuşuyorsunuz
niye gönderdin onu
nereye gitti gece gece

h:
acil işi çıktı
şimdi bana gel sim

siz:
sana bir daha asla gelmeyeceğim

h:
jaeyun

siz:
adımla seslenme bana
uyuyacağım

01.10
görüldü.

from jake

gece bir anda belime sarılan kollarla bu kişinin eşim olmasını ummuştum, fakat arkamdaki tanıdık koku yalnızca eşimin biricik üvey kardeşine aiti.
ve o kokumu içine çekiyor derin derin nefesler alıyordu, benim ise gözümden birkaç damla yaş süzülürken uyuyor taklidi yapmakla meşgul oluyordum.
çünkü eğer gözyaşlarımı görse olsa, bunu bir davet olarak göreceğini biliyorum.
ciddiyim, o bu daveti aldığında her şeyi yapabilir.
işin aslı o bir şeyi tek hareketiyle mahvedebilir ya da alkışlatabilir, ki ondan bu yüzden korkuyorum.

"jake.. o senin kokunu değiştirecek ve ben buna izin vermek istemiyorum."
söylediği ile birlikte boynuma öpücükler bırakması bir oluyor, fakat sonunun gelmeyeceğini bildiğimden belindeki ellerine gidiyor elim.
elini ayırmak adına uğraştığım her defasında tutuşunu sıkılaştırıyor.
"onun ellerini mi istiyorsun?"
elleri belimde gitgide sıkılaşırken benim de nefeslerim sekteye uğruyor.

"heeseung.. dur artık tamam mı?" söylediğim hoşuna gitmiyor, vücudumu kendisine çevirip alnını alnıma yaslıyor.
"onu mu istiyorsun? geceleri sana kitap okuyacak mı o da? sevecek mi seni her sahaf çıkışında? aptalca sözlerini ve yerli yersiz temaslarını.. canını yakan şey için saatlerce ağlayışlarını, yakarışlarını sevecek mi? seninle olmak için varını yoğunu verebilecek mi jaeyun?"
söylediklerini dinlerken gözlerim gözlerinde takılı kalıyor, öfke dolu fakat şefkatli olan gözlerinde.

içki kokan vücudu ile birlikte acılı gözleri ile karşı karşıya kalıyorum, ellerim uzanıyor ona fakat yarı yolda vazgeçiyorum bunu yapmaktan.
elini belimden itip yanından kalkıyorum, "sen yalnızca izledin, heeseung o yüzden git." ayağa kalkmamla o da yataktan kalkıp yanıma geliyor.
"jaeyun seni o piçle görmek istemiyorum, anlıyor musun?."
tıslar gibi sözleri ondan uzaklaşmam için yeterli oluyor, adımlarım geri geri giderken ise o da peşimden geliyor.
"bir daha bu geceki yaptığını yapma.
her gece uzaklaştıramazsın onu benden, bırak o yüzden."

ayağa kalkmamla daha yeni yeni üzerimdekileri fark eden heeseung gözlerini üstümdekilerden ayıramıyor.
"bunları onun için mi giydin jaeyun?"
söylediği ile gözlerimi kaçırıyorum, "evet eşim için giydim lee."
başını arkaya atıp sırıtmaya başlıyor, sonra adımları üzerime doğru ilerliyor.
üzerimdeki gecelikte gezdiriyor elini, göğsümden başlayıp bacaklarıma kadar iniyor uzun parmakları.
üşüdüğümü hissederken, bir adım geri gidiyorum.
"özlemedin mi beni?" gözlerine bakamayan gözlerimi sinirle ona doğrultuyorum bu sefer.
"sen.. hangi hakla ve kim olarak bana böyle sorular soruyorsun?"

sorumla bir an duraksıyor fakat sonra belimden tutarak beni kaldırıyor ve ayaklarına çıkarıyor.
"gözlerinin ışıldamasınj sağlayan adamım ben, gözlerinden sorumluyum buradan aldığım hakla soruyorum."
söyledikleri ile gözlerim doluyor dudaklarım ise tam zıttı yukarıya doğru kıvrılıyor.
"evet, o kadar güzel sorumluluğunu alıyorsun ki gözlerimin, her gece sırılsıklamlardı.
ilk toz kaçtığını düşündüm, fakat sonra daha büyük bir şey olduğunu anladım ve alerji olduğunu sandım ama yavaş yavaş köreldi benim gözlerim." yutkundum, söylediklerim ikimiz için de ağırdı.
"tüm suç bende yani." tekrar konuşmamla söyleyecek bir şey bulamadı o yüzden eğildi, ve tam kulağımın arkasına birer öpücük kondurdu.
"ricky beterin beteri biliyorsun değil mi?" söylediği o kadar komikti ki belimdeki ellerini ittirdim ve geri çekildim.

trajikomik olan bu durum sinirlerimi bozdu, gülüşümü gizlemek için ağzımı elimle kapattım bu nedenle.
"ricky mi? o senin tam tersin." o da gülümsüyordu şimdi, fakat bir şey demeden kapıya yöneldi.
"onu tanıyarak evlendin değil mi jaeyun?" ona cevap bile vermeye tenezzül etmedim ve tekrar yatağa girdim, bir süre sonra kapının açılıp kapanma sesiyle de gittiğini anladım.

ne kadar süre geçti bilmiyorum ama bir sürenin ardından uyandım, ve bu sefer bana sıkı sıkı sarılmış eşimleydim.
çenesini omzuma yaslamış, belimi sıkı sıkı sarıyordu.
"özür dilerim biriciğim." söylediği ile gülümsedim, ona kızmıyordum da.
"önemli değil." yanağıma bir öpücük kondurmasıyla da vücudumu ondan yana çevirdim.
şimdi yüz yüzeydik, "çok güzelsin jaeyun." beklemediğimden olsa gerek utandım, başımı eğdim.
"geceleğin de çok yakışmış ama.." aması ile duraksadım, kötü bir şey söyleyeceğine emindim şimdi.
belki de gerçekten heeseung ile benziyorlardı.

saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırması ile bende başımı kaldırdım, gözleriyle karşılaştım.
"ama buna ihtiyacın yok, olduğun gibi güzelsin."
dudakları yüzümde dolandı.
"üstündeki kumaş parçası olsa da olmasa da." söyledikleri ile dudaklarımı kemirdim, ağlamak istiyordum şimdi.
bu yüzden o an mantıklı düşünemedim, titreyen ellerimden biri yanağını buldu, ona uzandım.
dudaklarım, dudaklarını buldu.
dudaklarım o kadar zamandır sahipsiz ve acı doluydular ki, sahip çıkacak birisini arıyorlardı sanki.
dudaklarımız birleşmişken, gözlerimdeki yaşlar da beni bulmuş akmaya başlamışlardı.
heeseung düğün gecemde dahi, gözlerimdeki ıslaklıklar ile yanımda ve aklımda olmaya devam ediyordu yalnızca bu sefer farklı bir yöntem ile.

"mükemmel bir fırtına yarattık ve düşmemiz kaderimizde vardı ama yine de daha fazlasını istiyoruz
bu duygulara hapsolmak yeterli değil
sanırım şeytanlarla çevrili olmak yeterli değil
sanırım gözyaşlarımızda boğulmak yeterli değil
ben değilsem kimi istiyorsun?"

-
772 kelime.
şu sıra hiçbir şeye bölüm atamıyorum kusuruma bakmayınız.
kaç gündür bakıyorum bu fice de bi' elim gitmiyor nedense.

garip bi' bölüm oldu neler düşünüyorsunuz?

bu arada ricky hakkında ne konuşuyorsunuz? onu da merak ettim, doğrusu diğer bölümlerde daha iyi anlayacaksınız ama yine de sormak istedim.

bu arada kesinlikle en iyi seme karakterimiz soobin ya, bunlar hep orospu çocuğu oluyor.

umarım beğenirsiniz, iyi geceler diliyorum.
🖤🖤🖤

blue eyes | hjHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin