SİYAH BEYAZ TOZLAR

144 47 88
                                    

Herkese merhabalar :)
Görüşmeyeli nasılsınız? Bana sorarsanız ben çok, çok iyiyim.

Bu kitabı en başından beri yazım dilimi geliştirmek için yazıyorum dedim ve her bölümde farklı yazım dilleri kullanıyorum. Ancak önceki bölümde kullandığım yazım dilim bazı noktalarda eksik bulundu. Bu yüzden bu bölümü daha güzel yazmaya özen göstereceğim.

Yukarıdaki müziği açmayı, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :))

Kendinizi hikayeye teslim edin ;)

     "Hayat bana hep şizofren olduğumu öğretti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


     "Hayat bana hep şizofren olduğumu öğretti. Bana verdiği tek hediye ise birkaç damla mürekkebin içine sığdırdığı satırlar oldu. Halbuki benim asıl armağanım şizofren olmamdı. Çünkü ben diğer insanların emsali değildim."

   Hayatım boyunca şahit olmak zorunda kaldığım anormal olayları sadece bir saatte fazlasıyla yaşamıştım. Kapının birdenbire yarattığı koruma kalkanı benden on bir canı almıştı. Aralarında bir tanesi benim hayatımın anlamıydı. Değerli rehberim, hayatımın dönüm noktası olan Asel'di.

   Bu ev benden o canın ruhunu almıştı, şimdi de bedenini ellerimin arasından alıyordu.

Onun ruhu gidince benim ruhum boş kaldı.
Şimdi de bedenim bir sessizliğe sürükleniyordu.

Birkaç yıl önce...

   Sihirli gökyüzümün bana günaydın demesiyle gözlerimi yeni gün için açmıştım. Kendimi her zamanki gibi garip duygular içinde hissediyordum.

   Her sabah yaptığım gibi deniz manzaralı olmayan ama benim her günüme farklı farklı duygular tatdıran mahalleme açılan penceremden bana el sallayan bulutlara el salladım. Bu yaptığımı herkes delilik olarak görse de.

   Kahvaltımı bile yapmadan kendi benliğimle beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan bulutlarımı bende yalnız bırakmamak için bahçeme inmiştim. Yanımda ise Zeliha ablamın yaptığı portakal suyu ve içimdeki engel olunamaz düşünceleri içine sığdırmaya çalıştığım defterim vardı. Hatta defterime bir isim de takmıştım: Söndürülemeyen Alevler.

   Doğduğum günden beri etrafımda hiç kimsenin görmediği garip olayları görüyordum. Mesela bulutlarla hiç anlamadığım bir şekilde konuşuyorum. Onlarla iletişim kuruyorum ve bunu nasıl yaptığımı bende hiç bilmiyorum. Başka zamanlarda yıldızlarla da konuşuyordum ama en ilginç olanı ise odamda yatağımın altına gizlenmiş bir şekilde duran üçgen işaretli boşluk. O boşluk kimseye bahsetmediğim sırrımdı. Çünkü o boşluğu elimden alırlarsa kendi yalnızlığımda benliğimi hiçbir zaman bulamayacaktım.

BEYAZ SAYFALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin