1. BÖLÜM

114 9 12
                                    

Başlamadan önce bu satıra kitaba başladığınız tarihi yazın bende yayımladığım tarihi bırakıcam

~8/11/2023~

Başlayalım~

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Başlayalım~

Bu gün günlerden salıydı. Şirkette çalışırken bir anda alarmın çalması ile dosyaya olan dikkatim dağılmıştı. Telefona baktığımda "güzelim'in doğum günü" yazısını okuduğum anda yüzüme bir gülümseme yerleşti. Alarmı kapattım, şirketten direk çıkıp arabaya bindim emniyet kemerini taktım o kadar heyecanlıydım ki trafiğe bile aldırış etmeden çiçekçi'nin yolunu tuttum.

Çiçekçi'nin önüne arabayı park edip dükkana girdim. Çiçeklere göz gezdirirken;

"Buyrun"

Arkamı döndüğümde 1.55 boylarında, saçları uzun dalgalı olan, kumral,orta kilolu güzel bir kadın vardı.

"Merhaba hanımefendi sevgilim için çiçek bakıyordum"
"Almayı düşündüğünüz Bir çiçek var mı beyefendi?"
"Pembe manolya olabilir aslında"
"Anladım güzel seçim, sevgiliniz zarif biri olmalı?"
"Evet kesinlikle"

Kadın arka tarafa doğru ilerlemeye başlayınca bende onu takip ettim.
Heryerde farklı farklı çiçekler vardı. Manolya'nın olduğu yere geldiğimizde çok farklı renkler vardı.
Ama kararımda nettim pembe olucaktı.

"Kaç tane olsun?"
"İçin dolu bir Buket olsun"
"Tamamdır"

Kadın buketi hızla hazırlayıp bana verdi

"Teşekkür ederim"

Parasını ödeyip çıktığımda kadın "yine bekleriz" diye seslendi kafa sallayıp Arabaya bindim.sevgilimin evinin yolunu tuttum. hızla gittiğimin farkında olsamda biran önce onun kollarında olmayı istiyordum.

Evin önüne geldiğimim haberi bile olmayan ji-young büyük ihtimalle beni şirkette çalışıyor zannediyor olmalı ama ona sürpriz yapacağım dan habersizdi. Elimi cebime atıp evin anahtarını çıkartım. Büyük bir heyecanla tepkisi merak ederken kapıyı açtım.

Hızlı adımlarla oturma odasına gittiğimde asıl sürprizi o bana yapmıştı.
Hiç tanımadığım bir adam ve kız arkadaşım olacak ji-young başka birinin dudakları arasında, daha dokunmaya kıyamadığım sevgilim başka birinin dudaklarının arasındaydı.

Beni fark edince ayrıldılar o an gözüm doldu, konuşamadım söylemek istediğim kelimeler boğazıma düğümlenmişti, boğazıma bir anda bir ağrı saplandı.
Kendime gelmeye çalıştıkça daha da kaybediyordum.

Ji-young bana yaklaşma çalışınca elimde ki çiçekleri suratına fırlatıp hızla kapıdan çıkmaya çalışırken ji-young arkamdan seslendi.

"Jungkook aşkım, dinle bak açıklaya bilirim yani anlata bilirim ben seni seviyorum yemin ede-"  söylediği kelimeler daha sinirimi bozuyordu ikisinide oracıkta gebertmek vardı ama yapamazdım çünkü onunla bir geçmişim vardı.

"KES SESİNİ NE SAÇMALIYORSUN! NEYİ ANLATACAKSIN NASIL ÖPÜŞTÜĞÜNÜZÜMÜ?!"

Arabaya binip hızla ordan uzaklaştım ağlamamak için kendimi zor tuttuyorken nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. biraz zar zor düşündükten sonra az ileride olan sahile sürdüm. Arabadan inip derin bir nefes alıp yürümeye başladım. ileride bir bank gördüm ve oturdum. Artık kendimi tutamayıp başımı öne eğerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Kimse umrumda değildi oradan geçen insanlar, insanların söylediği sözler hiç birini önemsemedim oturtup hıçkıra hıçkıra ağladım.

Bir süre sonra yanıma birinin oturduğunu fark edip kafamı kaldırdım.

Baktığımda siyah hırkanın kapşonu'nu başına geçirmiş, Beyaz kulaklık takmış, kahverengi ve kızıl karışımı, düz saçı olan bir kız oturmuş bana bakıyordu. Güzel gözlerinin altı kızarmıştı,sanırım oda ağlamıştı. Gözleri açık kahverengiy'di  herkesi güzel bulurum fakat bu kız başkaydı.

Doğrulup başımı öne çevirdim ardından denizi izlemeye başladım. Havadaki rüzgarın sayesinde deniz  dalgalanmıştı ama bu çok güzeldi, dalgaların sesi o kadar güzeldi ki insanın saatlerce izleyip dinleyesi geliyordu. Yanıma oturan kız konuşunca dikkatimi dağıttı.

"Neyin var?" Ona baktım kaşlarımı çatarak
"Seni ilgilendirir mi?!"
"Ailemle mi kavga ettin?"

Birşey demeden ona baktım

"Arkadaşın kazık mı attı?, sevigilinden mi ayrıldın?" Bu soru canımı yaktı işte biraz sustum sonra konuşmaya başladım çünkü konuşmazsam soru sormaya devam edecek gibiydi
"Sevgilimden ayrıldım üstelik a-"
"Aldatıldın demi?"
"Evet, ya sen?"
"Anlamadım?"
"Sende mi aldatıldın? ağlamışa benziyorsun, gözlerin kızarmış"
"Hayır ailemle kavga ettim hem beni boşver sen, niye burdasın? Evine gitsene"
"Ne yapacağımı bilmiyorum"
"Anlıyorum seni"

"Sende hiç aldatıldın mı? Çünkü anlaman için aldatılman gerek"
"Boşver, nasıl oldu? Nasıl öğrendin yada anladın?"
"Aslında bugün onu mutlu edip bende mutlu olmayı planlıyordum. Bugün onun doğum günüydü ona en sevdiği çiçeği aldım sonra evine gittim. Evin anahtarı vardı bende, kapıyı açıp içeriye girdiğimde-..." Derin bir nefes aldım"ah boşver bunu anlatmaya ve tekrardan acı çekmeme ne gerek var!"  Sol gözümden akan göz yaşını elimin tersi ile sildim.

"Üzüldüm sana yazık olmuş, belli çok sevmişsin ayrıca kıza iki çift laf söyleyip ve o adama iki yumruk atsaydın yaptın mı?"
"Cani misin sen?"
"Ne alakası var, ben olsam o adamın azını burnunu kırmıştım"
"Yapardım ama değmez, Cidden"
"Haklısın, üzülme o kaybetmiş ayrıca bir sürtük için asla üzme kendini değmez.... Her neyse ben gidiyim evdekiler merak eder şimdi sonra yine görüşürüz"
"Görüşürüz seni evine bırakmamı istermisin?"
"Ha yok sağol ya ben kendim giderim"

Oturduğu yerden kalktı, sahilin çıkışına doğru ilerledi. Bir anda aklıma adını sormak gelince yerimden kalkıp yanına koştum

"Bekle"

Sesimi duyanca arkasını döndü

"Bir sonrun mu var?"
"Adın ne?"

Belirsizce gülümsedi

"Bunun için mi koştun? Cidden, -lee seo-ah ya senin?"
"Jeon jungkook"

Elini uzattı

"Tanıştığıma memnun oldum jungkook"
"Bende seo-ah"

Hızla elini sıkıp bıraktım

El sallayıp Yoluna devam etti.


Devam edicek.....

BEYAZ SAYFA JK~Where stories live. Discover now