11

245 24 85
                                    

Bölüm 11 : Bu aşkı kalabalık yaşıyoruz, biliyorsun.

Üzerinde kısa şortu ve geniş tişörtü ile piknik örtüsünün üzerine uzanmış kollarından destek alarak güneşlenmenin tadını çıkarıyordu. Yeşilliklerle kaplı bir tepede gölgesinde oturdukları ağacın hışırtılarını dinliyordu. Taehyung ile arasındaki tabaklarda meyveler, aperatifler ve iki kadeh vardı. Jimin, yere çöküp elini kamera yapar gibi tutarak ikisini kadraja almıştı. Taehyung, yaslandığı tek kolunun üzerinde üzümlerden tek tek alıp ağzına atarken, Yoongi gözlerini kapatmış öylece duruyordu. Aralarında derin bir sessizlik ve hiçlik uzayıp gidiyordu. Jimin, nefesini vererek elini indirdi.

"Senaryoyu canlandırsanıza hadi!"

Sonunda söylendiğinde Yoongi, sıkıntıyla nefesini verip kafasını sağa döndürdü ve ona baktı. Uzun zaman önce hayalini kurduğu bir piknik sahnesinin gerçekleştiğini görüyordu. O zaman bir öğrenci olan Taehyung'un uçup gittiğini gözlerini kendisine çevirdiğinde fark etmişti.

"Büyümüşsün"

Dedi Yoongi, sonunda geçen zamanın getirdiği değişimleri dile getirirken. Taehyung, her bir kıvrımına vurgun olacak kadar güzelce gelişmişti. Yüzü, kolları ve bakışları. O, onunla sevişen o genci bırakmış kocaman adam olmuştu. Taehyung, onu süzdü. Bu koyu bakışlar Yoongi'nin bugünkü özensiz kıyafetlerini bile yakıp kül ediyordu.

"Sen de küçülmüşsün"

Yoongi, şaşırdığını belli eden bir ifadeyle ona bakarken dilimlenmiş mandalinadan almak için uzandığında Taehyung, onun bileğini kavradı. Yoongi, şaşkınca kafasını kaldırdığında Taehyung ilgisizce bileğini çevirdi.

"Kendine bakmayı ihmal ettin değil mi?"

Yoongi, kolunu ondan kurtardı.

"Kendime gayet iyi bakıyorum, sonuçta bu vücutla para kazanıyorum"

Dedi Yoongi, bedenini geriye bırakıp ona bakmayı bıraktı. Gökyüzüne ve uçuşan dallara bakarken Taehyung'un ona inanmadığı belli olan sesli gülmesini duydu. Bütün hayatını dört duvar arasına gizleyip bazen yemek yemeyi bile unuttuğunu dile getirmek istemedi. Ondan ayrıldığından beri yaşamı bırakmıştı.

"Bunların senaryoda yazdığına emin değilim"

Jimin, konuşurken etraflarında dolanıyor ve söyleniyordu. Taehyung, gözlerini devirirken Yoongi oralı olmamıştı. Ayakuçlarından başuçlarına doğru geçmiş ve yeniden çökerek ellerini kaldırmıştı. Ardından başıyla işaret vererek Taehyung'a doğru konuştu.

"Eğil şimdi ona doğru, bu açıdan çeksek nasıl olacak bakacağım"

Taehyung, derin bir nefes aldıktan sonra onu verirken eğildi. Yoongi, gökyüzüyle olan bakışmasını bozan kafayla şaşırırken Taehyung, kollarını onun iki yanına koydu. Ardından yavaşça eğildi ve kafasını yan çevirerek onun dudaklarına dudaklarını kondurdu. Onu öpmedi ama geri çekilmedi de. Öylece bekledi bir süre. Yoongi, onun aksine kocaman olmuş gözleriyle öylece bekledi. Kalbinin atışının sesi kulaklarını dolduruyordu. Bu sahneyi o kadar fazla kez hayal etmişti ki şimdi bedeni bu gerçeklikle donup kalıyordu.

"Öpüşsenize konu mankeni misiniz?"

Jimin'in söylenmesinin ardından kafasını kaldıran Taehyung, onun yüzüne baktı.

"Bunu böyle ortalıkta mı yapacağız?"

Yoongi, titrekçe konuştuğunda nefesini verdi Jimin. Yoongi'nin burnuna gelen tanıdık koku onun heyecanlanmasına yetiyordu.

"Merak etme gerçekten çektiğimiz zaman burası insan dolacak sizin ne yaptığınızı anlamayacaklar bile! Işıkçısıdır, kameramanıdır hepsi kapatacak. Bu sadece ön izleme"

Lily | TaeGiWhere stories live. Discover now