21

42 7 10
                                    

Ozzy'nin ağzından

Kid delirmiş olmalı. Yine ne saçmaladı öyle. Acaba doktora gitmesi gerekir mi?

...

Yaa doğruyu söylüyorsa..? ... iyice delirdin Ozzy! Buna da inanmazsın yani! Ama anlatınca... mantıklı gelmedi değil.

Ben bu düşüncelerle boğuşurken saçımın çekilmesi ile tek bir isim söyledim. Bunu bana sadece 1 kişi yapardı..

"Jeremy! Bırak saçımı!"

"Nasıl bildin yaa?! Daha görmedin beni!"

"Senden başka hangi gerizekalı saçımı çekiyor ki?! Bırak saçımı!"

Jeremy saçımı bırakmayınca Jessie onu durdurdu. Bu iş cidden garipleşiyor. Jessie normalde Jeremy'nin saçımı çektiğini görünce o da çekerdi ama bu kez.. endişeli miydi..?

"Jeremy! Ne yaptığını sanıyorsun?!"

"Off.."

"Çocuk gibi davranmayı kes! Kendine gel! Ozzy ile uğraşmak yok demiştik."

"Şu ara hepiniz çok garip davranıyorsunuz."

"N- n- ne alaka abi? Ç- çok normal davranıyoruz. Ke- kendimiz gibi."

"Evet evet! Sorun ne?!"

"Çocuklar?"

"Stan amca! Jessie ve Jeremy neden normal davranmıyor?! Ablam da öyle!"

"Ozzy... Bunu sonra konuşalım mı..?"

"Benden ne saklıyorsunuz?! Bilmem lazım değil mi?!"

"Ozzy.. sonra. Şimdi yemek yiyelim çocuklar.."

Yaa. Yanlış birşey mi yaptım dicem öyle olsa söylerler.

Yemekleri yedikten sonra ablam yanıma geldi. Saçlarımla oynamaya başladı. Hiç alışkın değilim..

Ablam saçlarımı okşarken uyuyakaldım. Birkaç saat sonra yeniden uyandım. Ablam saçlarımı severken uyuyakalmıştı galiba.

Işıklar kapalıydı. Yatağımın yanındaki komodinin üstünde olan gece lambamı açtım. Gözlerim biraz kamaşmıştı ama etrafı görebilmiştim.

...

Bir saniye... ablam ağlamış mıydı? Yüzü hala ıslaktı ve gözyaşları yol yapmış gibi duruyordu. Üstünün - büyük ihtimalle gözyaşları yüzünden - minik bir kısmı ıslanmıştı ve daha yeni yeni kurumasına rağmen belli oluyordu.

"Abla.."

Ablam gözlerini araladı. Sakindi. Benim uyandığımı görünce duraksadı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu.

"Abla? Ağladın mı?"

"Hayır ablacım! Hayır Ozzy. Ağlamadım."

"O zaman niye gözlerin kıpkırmızı olmuş. Ağlamışsın işte."

"Şey... Uykum gelmişti. Ondan olmalı.."

"Abla. Bana yalan söyleme.."

"Ağlamadım ablacım. Merak etme.."

"Saat kaç?"

Ablam telefonundan saate baktı. Gerçi karanlık hava hala ama olsun. Tam olarak saati bilmek güzel olur.

"02.16..." dedi kısık bir sesle. "Saat daha çok erken Ozzy. Uyu sen."

Başımı yastığa koydum. Ablam yanıma uzandı ve sıkıca bana sarılıyordu. Aklımdaki sorular yüzünden uyuyamadım. 20 dakika... 30 dakika... 50 dakika... ablam da daha uyuyamamıştı. Heralde daha yeni uyandığı için uyuyamamıştır diye düşündüm. Aklıma takılan soruları ona sormaya karar verdim. Ablam bana doğruyu söylerdi heralde dicem de.. demin yalan söyledi...

Tekrardan Cehennem /Kindergarten/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin