10- Git.

3.2K 178 82
                                    

Yazarın Anlatımından.

Ağlamaktan perişan olmuş Ezgi'nin tek sığınağı karnında taşıdığı bebeğiydi.
"Babasızda büyütürüm ben seni, babanda olurum senin"
Ezgi'nin karnındaki bebeğine söyledikleri en çok canını yakan şeylerdi.

Aşık olduğu adamın onu terk etmesi onu perişan etmezdi ama karnındaki bebeği ile terk etmesi Ezgi'yi ölüme sürükleyecek kadar kötü bir olaydı.

"Nefesim daralıyor! Hani beni seviyordun, nasıl yaparsın bunu bize?"
Eşyaları yerle bir ediyordu. Tek tek camları kırıyordu. Çünkü o kalbi kırılmış bir kadındı.

"Bebeğinin babasının sen olduğuna nasıl inanamazsın?" Titrek sesiyle sorduğu soru canını çok yaktı.
İnanmıyordu ona.
Çocuğunun olduğuna inanmıyordu.
Her şeyi kendi attığı yalanlardan sanıyordu.
"Neden?" Ezgi elindeki bardağı yere attı.
Bardak yüzlerce parçaya ayrıldı, Ezgi'nin kalbi gibi.
"Neden yaptın bunu bize!"
Ağlamaktan, bağırmaktan kısılmış olan sesiyle hesap sormaya devam etti.

En son dizlerinin üstüne yere düştüğünde yerdeki buruşmuş fotoğrafı gördü.
Bebeğinin resmi.

"Bizim bebeğimiz olacak...Baba olmak istemez miydin?"

Fotoğrafa bakıp ağlayarak uyuya kaldı Ezgi.

Artık yaşama tutunmasının sebebi bebeği olacaktı.

Gözlerinin şişliği ile güne başladı Ezgi. Önceden olsa bütün derdi bu olurdu ama şimdi dertleri onun çözemeyeceği kadar büyüyordu.
"Günaydın bebeğim..."
Her şeyi bir kenara atarak karnını okşadı Ezgi.
Bütün gücünü bebeğinden alıyordu.

Acıktığını hissederek mutfağa geçti ve kahvaltı hazırlamaya başladı.
Kendini ve bebeğini doyurduktan sonra üstünü giyindi ve hazırlandı.
Çünkü bugün ailesine kararını söylemeye gidiyordu.

Evden çıktıktan sonra soluğu ailemle anılarım olan evde almıştım.
Kapıyı çaldım ve açılmasını bekleyemeye başladım.
"Hoşgeldiniz Ezgi Hanım" Kapıya açan Şevval'e ters bir bakıp atıp içeri geçtim.
Bu kıza hiç ısınamamıştım ve bebeğimde sevmemişti.

Hızlıca içeriye geçtiğimde herkesin oturup beni beklediğini gördüm.
"Kararını vermişsin?" Ares abimin sorduğu soru ile gülümsedim.
"Evet."
Benim için ayrılan koltuğa oturdum.
"Umarım yanlış karar vermemişsindir kızım." diyen babam konuşmayı başlattı.
Şimdi diyeceklerimi düşünürken elim istemsizce karnıma gitti.

Korkma bebeğim, ben seni üzmeyeceğim...

"Yanlış kararlar vermedim ama...Kızın değilim"
Gözlerin hepsi bana döndü.
Benim ise bakışlarım babamdaydı.
"Sen babana nasıl böyle bir şey dersin?!" Annemin bağırması ile bakışlarımı acıdan kahrolmuş babamdan çektim.
"Siz nasıl benden seçim yapmamı istersiniz?!"
Kimseden çıt çıkmadı.
Bana verebilecekleri bir bile yoktu.

Acı bir kahkaha attıktan sonra çantamdan biletimi çıkardım.
Evet, gidiyordum.
Benliğimi burada kaybetmiştim ve artık aramak istemiyordum.

"Bu ne?" Herkesin sorduğu soru ile elimdeki bilete baktım.
"Bilet?"
Ares abim ayaklandı. "Nereye gidiyorsun sen?!"
Ayperi onu tutmaya çalışsada engel olamadı.
Üstüme doğru gelen abime karşı sakince bekledim.
"Paris'e"
"Gidemezsin!" En büyük abimden gelen uyarı ile ona "öyle mi?" dercesine baktım.
"Gidiyorum ve size sormuyorum."

Ares abim yerine geçti ve oturdu.
"Kararın ne senin?"
Bu sefer çantamdan bir fotoğraf çıkardım.
Korkma bebeğim.

Merakla bana bakan gözlere gösterdim fotoğrafı.
"Bebeğim ile gitmek."
Benim sakince konuşmamın ve hamile olmamım şaşkınlığı vardı üstlerinde.
Beklemiyorlardı, bende beklemiyordum.
"S-sen hamile misin?" Sordukları soru ile elimi karnıma götürdüm.
Ve onu hissettim.
Bebeğimi.

KALPSİZİN KALBİWhere stories live. Discover now