13) Güzel Ellerin Yorulmasın Sevgilim

350 22 0
                                    

Dünyam başıma yıkılmıştı kimdi bu kız ve neden sarılıyorlardı kız beni görünce bana inat olsun diye boynuna gömmüştü yüzünü kokusunu içine çekiyordu karnıma çok büyük bir sancı girmesiyle yere kapanıp istemsizce bağırmıştım Yoongi kızı iterek yanıma koşmuştu ama istemiyordum yanıma gelsin bana dokunsun istemiyordum yanıma gelip kolumu tutmuştu "Jimin iyi misin" demişti değildim iyi falan o burada olduğu sürece iyi olmayacaktım
ona cevap vermek için yüzümü kaldırdığımda bir şey farketmiştim o ağlamıştı

Benim için mi ağlamıştı yoksa bilmediğim başka bir şey mi vardı onun için mi ağlıyordu kolumu geriye iterek kolumu bırakmasını sağlamıştım "Dokunma bana" diye tıslamıştım "Hiçbirinize ihtiayacım yok" demiştim aniden oturduğum yerden kalkmıştım oda oturduğu yerden kalkmıştı benimle birlikte hızlıca koridorda yürüyordum, dışarıya çıkmam ve hava almam lazımdı sakinleşmeye çalışmalıydım ikimizinde iyiliği için yapmalıydım gözlerimden yaşlar akıtıyordum, parlak fayanslara düşüyordu gözyaşlarım arkamdan gelen ayak seslerinide duyabiliyordum ama müdahale edecek zamanım yoktu bian önce terk etmeliydim bu beton yığınını, arkamda ki ayak seslerinden anladığım kadarıyla koşmaya başlamıştı bu ayak seslerinin kime ait olduğunu iyi biliyordum ve onun ne yüzünü görmek ne de sesini duymak istemiyordum izimi kaybettirmem lazımdı ama hamile olduğum için koşamazdım bunun yüzünden zorlanıyordum arkamda ki ayaklar daha da hızlanıp tam arkamda bitmişti bile kolumu tutup kendisine çekmişti ona doğru sendelenmiştim arkama döndüğüm gibi yanağına sert bir tokat yapıştırmıştım istemiyordum işte anlamıyor muydu koridorda hızla yürümeye devam edip sağda ki koridora geçmiştim çıkış kapısını gördüğüm gibi koşmaya başlamıştım koridor uzundu uzun süre koşmam gerekiyordu olsundu daha da hızlanmıştım karnımda ki kızımı unutmuştum tamamen, gözüm sadece çıkış kapısını görüyordu ve ona ulaşmak için çabalıyordu sonunda kapıya ulaşmıştım iterek açıp kendimi diğer tarafa fırlatmıştım kavuşmuştum artık temiz havaya dışarıya doğru adımlamıştım birazda olsa rahatlamayı başarmıştım açıktığımı yeni fark etmiştim çıkış kapısından içeriye baktığımda kimsenin olmadığını görmüştüm kantine gidemezdim çünkü yanımda para yoktu omzumda bir el hissetmemle ürkmüştüm arkama döndüğümde gördüğüm yüzle iğrenmiştim bu Jo-Hyu'ydu "Ne işin var burada?" diye sormuştu sırıtıyordu bir andan da çok sinirimi bozmuştu

Ellerini karnımda birleştirmiş burnunu boynumda gezdiriyordu gözlerini de kapatmıştı ona engel olacak gücü kendimde bulamıyordum onun yerine bana dokunmasına izin vermek zorunda kalmıştım yüzünü boynuma yavaşça gömüp hafif bir öpücük kondurmuştu "Fikrin hâlâ aynımı" demişti mayışmış bir ses tonuyla gözleri kapalıyken

Fikrim aynı değildi değiştirmiştim artık bir saniye bile Yoongi'de kalmak istemiyordum Jo-Hyu'yu seçeceğim aklımdan bile geçmezdi geçen dövüştükleri için alt dudağı patlamıştı ve çekici geliyordu bana minikçe başımı olumsuz anlamda sallamıştım boynumdan çekilip önüme geçmişti gülümsemişti bana "Artık yüzüğü takabilirim sanırım" başımı olumlu  anlamda sallamıştım mahcupça, bunu yaptığıma inanamıyordum ama yapıyordum işte ama ne yaptığımı kendim de bilmiyordum bu yanlış bir karar mıydı yoksa doğru muydu Jo-Hyu elini cebine atıp tekrar çıkarmıştı milyon dolarlık yüzüğü parmağıma takmak için diz çökmüştü elini uzatmıştı, elimi nazikçe elinin üzerine koymuştum, yüzüğü parmağıma naifçe geçirmişti yanımızdan kocaman bir alkış kopmuştu o zaman bir sürü insanların bizi izlediklerini anlamıştım çok utanmıştım Jo-Hyu diz çöktüğü yerden kalkmış bana sarılmıştı alkış sesleri güçsüzleştiğinde herkesin kendi işleriyle ilgilenmeye başladıklarını anlayıp rahatlamıştım biraz, bu insanlar alkışlayacak yer mi arıyordu her zaman, bu fırsatı hiç kaçırmamışlardı keşke evlilik teklifi olsa da alkışlasak diye bakıyorlardı sanırım belkide canları sıkıldıkları içindi

Ellerimi omuzlarına yerleştirmiştim kaç dakikadır böyleydik artık bırakması için yalvaracaktım ve yoğun parfüm kokusunda boğulacaktım sonunda bırakmıştı beni, ama hemen ellerimi tutmuştu şimdi de "Hadi gidelim buradan" demişti gitmek istiyordum evet ama Jo-Hyu'nun evine gitmek istediğimi pek sanmıyordum ama başka bir çarem de yoktu

"Hadi gidelim" demiştim duyulması güç bir sesle duydumu bilmiyordum ama beni arkasına almış götürüyordu bir yere

Beş altı dakika yürüdükten sonra beyaz bir arabanın yanında durmuştuk araba yeni yıkanmış olmalıydı çok beyazdı ve parlıyordu kapıyı açacağım sırada benden önce davranmış kapımı açmıştı "Bundan sonra arabanın kapısını bile ben açacağım güzel ellerin yorulmasın sevgilim" demişti açıp kenara çekilmişti

‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙

Biraz yolculuğun ardından Yoongi'nin ki kadar olmasada büyük bir evin yanında durmuştuk bütün yolculuk boyunca Jo-Hyu benimle konuşmaya çalışmış fakat ben tek bir kelime etmeyip pencereden dışarıyı izlemekle  geçirmiştim herşey o kadar çok hızlı gelişmişti ki neler olduğunu tam anlamıyla çıkaramıyordum verdiğim kararın doğru olup olmadığı ve henüz resmen tanımadığım bir adamla evlenecek olmam doğru bir karar mıydı ve ona güvenmek zorunda mıydım arabadan ne zaman çıktığımı ve ne zaman Jo-Hyu'nun elini tuttuğumu bilmiyordum burası çok değişikti Yoongi'nin ki gibi hizmetçiler ve büyük bir havuz ve büsbüyük bahçesi ve heykeller yoktu düz evdi

Nasıl yani hizmetçiler yoktu tüm işleri ben mi yapacaktım yani "Peki" demişti durmuştu, evin küçük bahçesinde dolaşırken "Peki seni artık öpebilir miyim" diye sormuştu

Cevabımı bile beklememiş  ellerini yanaklarıma koyup dudaklarımızı birleştirmişti

Dudaklarımın ikisinide hep bu anı bekliyormuş gibi en sert ve hızlı bir şekilde emiyordu asla karşılık veremiyordum en sonunda aklıma karnımda ki kızım gelmişti bundan etkileneceğini düşünmüş artık bir son vermek için hafif itmiştim

"İstersen uyuyabilirsin sevgilim sana yatakodamızı göstereyim" eve girip merdivenlerden yavaşça çıkmaya çalışıyordum nefes nefese kalmıştım bunu görüp beni kucağına almıştı ellerimle yakasına sıkıca tutunmuştum  düşmekten korktuğum için

Yatakodasının kapısına gelmiştik sanırım, beni indirmeden kapıyı açıp odaya girmişti odanın hoş bir kokusu ve havası vardı yatak bembeyazdı çok hijyenik görünüyordu yatağın yanına gelip beni yatağa bırakmış kendisi de üzerime çıkmıştı ona bakmıştım ellerini başımın üzerine sabitlemişti "Hamile olmasan neler yapardım sana"
demiş kendini yanıma atmıştı altımızda  ki beyaz örtüyü çekmiş üzerimize örtmüştü nasıl yani birlikte mi yatacaktık daha doğru düzgün tanımıyorduk bile birbirimizi tabi evlenmek de mantıklı değildi ama hemen evlenmiyorduk sonuçta, hızlıca yüzünü boynuma gömüp boynumda ki rastgele bir yeri ısırmasıyla inlemiştim bu hoşuna gitmiş gibi bir kez daha sertçe ısırmıştı deminkinden daha yüksek sesle ve boğuk inlemiştim benim her inleyişimde tahrik oluyordu onu her ne kadar tahrik etmemeye çalışsamda dayanamıyordum eğer kendime hakim olup dayanmazsam onu yoldan çıkartacaktım ve bu sefer hamile olup olmadığıma bakmayacaktı

Mafia BabyWhere stories live. Discover now