Paris'e gidiş.

2.4K 115 173
                                    

Paris herkesin hayali,
Ya ama onun?
Seviyor mu burayı?

Aklındaki bin bir düşünce ile
hâlâ sevebilecek miydi?

___________________________

Son skeç için büyük bir performans sergilemiştiler. Hem zil, hem kırmızı halı hem de büyük bir ödül. Tabi ödül denilirse. Yaptıkları onca şeyden sonra bir ödül kazanacaklardı tabi. Tüm ekip için, Paris tatili! Herkes bavullarını hazırladıktan sonra uçağı beklemeye koyuldular. Ama biri eksikti.

Arif.

Herkes bir an da teleşlandı. Geleceğini söyledi ama hâlâ gelmemişti. Geç kaldığını düşündüler ama Arif telefonlara cevap vermiyordu. İyice panik yaptılar

"Tamam abi sakin olun bir! Daha çok panik yaparsanız Arif o zaman hiç gelmez."

"Ne alaka ya?"

"Öyle alaka işte."

Dedi Atakan. Aralarındaki en olgun kişiydi Atakan. Herkesi sakinleştirmeyi başardı. Yani bir süreliğine.

Yanlarına Yılmaz Hoca geldiğinde ekip bir an da ne diyeceğini şaşırdı.

"Bir dakika, sizden biri mi eksik?"

"Evet. Arif gelmedi. Geç kaldığını düşündük ama telefonlara cevap vermiyor."

"Allah aşkına nerede bu çocuk uçağın kalkmasına az kaldı."

"Ne, nasıl?"

"Baya yarım saat var ama ya gelmezse arkadaşınız?"

"Öyle demeyin hocam ağzınızı hayırlı açın. Gelecek o."

"Umarım."

Yılmaz Hoca derin bir iç çekti.

Emre hemen araya girdi:

"Abi bir sen ara? Açar sana, aramızda ki en yakını sen değil misin?"

Tüm ekip yalvaran gözlerle baktı. Herkes Arif'i çok seviyordu. Aralarındaki en komiğide oydu.

Cenan telefonunu aldı. Endişeyle bastı telefon numarasına.

Sonra bir ses yankılandı;

"Alo?"

"Neredesin sen Arif? Tüm herkes seni bekliyor."

"Özür dilerim."

Herkes bir anda atladı.

"Neden özür diliyorsun abi?"
Dedi Emre.

"Bir sorun mu var?"
Dedi Cenan.

"Özür dilemene gerek yokk."
Dedi Tuğba.

"Bilmiyorum, içimden geldi. Ve bir sorun yok teşekkür ederim Cenan. Ayrıca geliyorum."

Herkes bir derin oh çekti. Geliyordu Arif.

Paris - ArcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin