🕸 SANRI 🕸

1.1K 52 12
                                    



BÖLÜM 6: SANRI

"Kimse kimseyi aylarca beklemez."

🕸

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕸

Güne tam anlamıyla bok gibi başladım. Burada ne işim var, bu uzun insanlar kim, daha önemlisi ben kimim? Hiç bir şey hatırlamıyorum.

İçeriye gelen hizmetçi kız bir şeyler anlatıp duruyor. Her söylediğini onaylıyorum. Nerede olduğum hakkında hiç bir fikrim yok. Sadece hissediyorum, burada olmamam gerektiğini.

Kahvaltı için üzerime geçirilen bu garip şeylerle biblo gibi yürüyerek yemek yemeğe iniyorum sonra.

Masaya oturdum, neden herkes benden uzun bilmiyorum. İçeri yine uzun bir adam girdi. Yanıma oturdu. Açılmış servisinde yemeğini yemeye başladı. Çok sessizdi, belki de bir şey dinliyordu.

"Nasılsın bugün?" dedi yemeğinden başının kaldırmadan. Boynuna serdiği peçete ve o ustaca kullandığı bıçakla eğitimini belli ediyordu. Bu eğitimleri ben de almıştım, ama ne zamandı, neredeydi? Telafuzu oldukça güzeldi, ses tonu her renge yakışabilirdi.

"Tanışıyor muyuz?" dedim. Ben buranın bir çeşit prensesi falan olmalıydım. Bu adam kimdi?

"Beraber çalışıyoruz." dedi.  "Ne çalışıyoruz, hiç bir şey hatırlamıyorum. Bana ne olduğunu biliyor musun?"

Cevap arıyordum, ama ona inanmak içimden gelmiyordu. Sanki bu beden bile benim değildi. Her şeyi uzaktan izliyor gibiydim.

Bu en güzel tondaki sarı saç, bu mavi gözler...

Sanki benim bile değildi ama içindeydim işte.

"Sayende zengin bir adamım. Hatırlamamana üzüldüm. Dün merdivenlerden düştün, seni ben buldum." dedi soğuk bir tonda.

Benimle hiç ilgilenmiyordu, umurumda değildi. Bana kıyasla bir uzaylıyı andıracak kadar garip olan bu adam benden uzak durabilir. Konuşmayabilir, çekip gidebilir. Meraklısı değildim.

"Bizim işimiz ne?" dedim çatık kaşlarla beraber. Duygusuz bakmaya çalışıyordum ama tüm bu karmaşa buna engel oluyordu. Beynimde feci bir ağrı vardı, daha onunla bile başa çıkamıyordum ben!

"Kral benim, sen de madenlerimdeki sihirli taşları çıkarıyordun."

Yemeğini hızlıca yemiş, son lokmalarındaydı. Boğazındaki peçeteyi bir hışımda çekip elinde yuvarladıktan sonra masaya fırlattı ve son et parçasını da ağzına attı.

O görsün yada görmesin başımı sallayarak onayladım, onu değil belki de kendimi. Her şeyi oturtmaya çalışıyordum. Aklım çok karışıktı.

Şafakta Vampir Çıkmazı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin