2.6

265 25 52
                                    

Telefonun parlak ekranını bir tuşla kapatıp masaya sertçe bıraktı. Evinden iki gün önce ayrıldığından beri Reo'dan ses seda çıkmıyordu. Mesajlarına, aramalarına cevap alamıyordu Nagi.

Oturduğu kanepeye iyice gömüldü, elini cips paketine attı fakat çoktan tüm cipsleri mideye indirmişti. Boş paketi biraz sallayıp mutsuzca bir kenara attı. Karanlık odada televizyondan yayılan renkli ışıklar yorgun gözlerini cayır cayır yakıyor olsa da ilgisini çekecek başka bir program için tembelce kanallarda gezindi.

Haber kanallarına denk geldiğinde duraksadı, kaşlarını çatarak sesi yükseltti.

"Otopsi sonuçları Mikage Kooperatiflerinin sahibi Haruki Mikage'nin oğlu Reo Mikage'nin ölüm sebebinin intihar olduğu doğrulandı. Sosyal medyada dikkat çeken ölüm haberi hakkında Haruki Mikage'nin açıklaması..."

Kumanda yavaşça elinden kayıp yere çakıldı, pilleri etrafa saçılırken televizyonun sesi giderek boğuklaştı... artık derin suların altından geliyordu.

Elleri titrerken, televizyonun sağ köşesindeki fotoğraftan kendisine gülümseyen oğlanın ışıltılı lavanta gözleriyle buluştu.

İçine çektiği derin ve titrek nefes tüm kulaklarını patlatırcasına kafasında yankılandı. Spiker kadın olay hakkında bilgi vermeye devam ediyorken ekrandaki ölüm haberi verilen Reo'nun küçük fotoğrafı dışındaki dünya durmuştu

"Reo..." öylesine çaresizce çıkmıştı ki sesi bu adı anarken, öylesine sıkışmıştı ki göğüs kafesi... tonlarca kütlenin altında eziliyor gibiydi.

Ama ağlayamıyordu. Gözlerinden yaş gelmiyordu. Neden? Neden ağlayamıyordu? İnanamadığı için mi? Şok geçiriyor olduğu için mi?

Nasıl olmuştu? Reo nasıl intihar ederdi? Nasıl bunu televizyondan duyardı? Daha iki gün önce onun evindeydi, onun yanıbaşındaydı... Nasıl, nasıl, nasıl... olurdu?

"Hayır..."

Başını ellerinin arasına aldı. Beyaz saçlarını yumruklarının arasına geçirdi. Ürkek bir ceylan gibi titriyordu şimdi, "intihar doğrulandı..." "reo mikage..." "ölüm haberi..." zihninin her köşesinde gürültüyle yankılandı haber spikerinin sesi.

"Hayır... hayır... hayır..."

Sayıkladı, sayıkladı ve sayıkladı. Ardı ardı aldığı nefesler yetmiyor, sanki kesiliyordu. Elleriyle boğazını kavradı. Boğuluyordu. Biri onu boğuyordu sanki. Yüzünü avuçlarının arasına aldı, yüzünü gözünü ovaladı. Kabusta olmalıydı.

Aniden yükselen çağrı sesiyle irkildi.

Masanın üzerinde titreyen telefona kaydı gözleri. Can havliyle telefona ulaştı. Kim olduğuna bakmadan cevapladı, yardım isteyecekti.

...

"Onu sen öldürdün." biri ağlıyordu.

...

"Senin yüzünden öldü o, Nagi."

...

"Bunun hesabını vereceksin..."

...

"Chigiri..?" Titrek dudaklardan sesin sahibinin adı döküldü ancak yanıt gelmedi.

"Chigiri... Yardım et... ne olursun... ben yapmadım... ben Reo'ya kıyamam.."

"O yüzden mi ona acı çektirdin? Senin yüzünden oldu her şey..."

...

"Reo!" Terler içinde uyandı.

Nasıl kalktığını bilemedi, nefes nefeseydi. Etrafa bakındı, odasındaydı. Hemen telefonu için arandı, yastığının altında buldu. Reo'ya attığı mesajlara baktı fakat iki gün geçmesine rağmen hiç bir dönüş yoktu. İnterneti açtı, "Reo Mikage'nin ölüm haberi" kelimelerini arama çubuğuna girdi titreyen ellerle.

𝐒𝐭𝐨𝐥𝐞𝐧 𝐓𝐫𝐞𝐚𝐬𝐮𝐫𝐞 | 𝐍𝐚𝐠𝐢𝐫𝐞𝐨Donde viven las historias. Descúbrelo ahora