Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(♡♡)
yeşil kupasına doğru son bir kez üfleyip acı kahvenin genzini yakmasına izin vermişti siyah saçlı çocuk. bir yandan cama çarpan yağmur damlalarını izlerken parmaklarını son kez kupanın etrafında gezdirip oturduğu krem sandalyeden ayaklanmıştı.
"babaanne, çıkıyorum ben." salona doğru seslenip evde varlığıyla yokluğu pek belli olmayan babaannesin cevabını beklemeden çoktan dışarı doğru adımlamıştı. şemsiyesini açma gereği duymadan hafif çiseleyen yağmurun onu ıslatmasına izin verdi. çiseleyen yağmur damlaları zihninin açılmasına yardımcı oluyor, düşüncelerinin de yağmurla beraber karışıp gittiğini düşünmesine neden oluyordu.
adımlarını hızlandırıp yirmi dakikalık yürüyüş yolunu tamamlamaya çalıştı. ayda bir iki kez yapmayı alışkanlık haline getirmişti; bu dükkana gelip dantae amcanın önerdiği plak, dvdleri almayı. son parasını da bunlar için harcayıp bir anlığına kendini mutlu etmeye çalışıyordu.
elindeki bitmek üzere olan sigarasını söndürüp dışı cam kaplı dükkanın kapısını ittirdi yavaşça. plak ve dvdlerle dolu raflar, dükkana girer girmez gülümsetmişti genç çocuğu. her zamankinin aksine, kasada oturup elindeki kamerayı kurcalayan genç çocuğu görmesi kaşlarının havalanmasına neden oldu. hafifçe öksürüp dikkati kendi üzerine çektiğinde karşısındaki çocuk da onu fark edip kafasını kaldırıp hafifçe tebessüm etti.
"hoş geldiniz."
kahverengi saçlı çocuğun kibar konuşmasına karşılık hyunjin de tebessüm etmişti.
"hoş buldum. dantae amca yok mu?"
"maalesef. sağlık sıkıntıları nedeniyle part time işçi arıyordu, ben de geçen gün ilanı görüp başladım işe. haftanın üç günü ben iki günü de dantae amca artık"
hyunjin duyduklarıyla üzülüp, kısık sesle iç çekmişti. dantae amcayı gerçekten seviyordu.
gözlerinin önüne gelen nemli saçlarını kulağının arkasına itip bir yandan da karşısındaki genci süzmüştü. gözlerine batan kahverengi kahküleri, kaşında ve dudağının altında bulunan piercingleri ona serseri bir hava katmış, aynı zamanda oldukça çekici görünmesine neden olmuştu.
"sen de hoş geldin o zaman."
hyunjin'in söyledikleriyle kahverengi saçlı hafifçe tebessüm edip arkasındaki ahşap masaya kalçasını yaslayıp kollarını göğsünde birleştirmişti.
"hoş buldum, aradığın bir şey var mı acaba? yardımcı olabilirim."
"yok aslında. dantae amca genelde eline yeni geçen eski plaklardan önerip verirdi bana." diyip dudaklarını büzüp, koca kahverengi gözlerini plak dolu raflarda gezdirdi hyunjin. gerçekten aklında hiçbir şey yoktu ve bir tavsiyeye ihtiyacı vardı tam şu an. ancak karşısındaki gençten yardım istemeye çekinmişti.
