bf pt.1 | banginho ✓

(r)uin

oy ve yorum atmayı unutmayın 💌💘

kontrol etmedim, küçük yazım ya da anlatım bozuklukları olabilir. sizinle paylaştıktan sonra okuyup düzelteceğim onları da. iyi okumalar 💗

********

[sonraki gün]

saat 10.15

felix × chan

felix
indim az önce
nerede bekliyorsun beni

chan
kalabalığın içine girmedim
kimsenin olmadığı bir köşedeyim
kalabalıkta arama beni yani

felix
dur gördüm galiba seni
bekle geliyorum
(chan bu mesaja ♡ ifadesini bıraktı)

********

felix karşıda cama yaslanmış bir şekilde onu bekleyen chan'ı görmesiyle telefonunu cebine koyup koşarak onun yanına gitti. valizlerini kenara koyup sarılmak için kollarını açmış chan'a beklemeden sarıldı. çok özlemişti arkadaşını.

"iki hafta oldu ama seni o kadar çok özledim ki."

"ben de çok özlemişim." dedi felix'e. felix kollarını ayırıp arkadaşına baktı. "normalde oradayken de seni bu kadar zaman göremediğim oluyordu ama istediğim zaman çıkıp gelebiliyordum."

chan cevap vermedi. felix bu cevapsızlığıyla bir şeyler olduğunu anlamıştı. "ne oldu sana? minho ile mi tartıştın yoksa?"

"hayır, olmadı bir şey."

"yalan söylüyorsun. çok sessizsin chan. ben geldim, arkadaşın geldi ve sen heyecanını göstermiyorsun bile. buraya minho'yu görmeye geleceğin zaman bile yerinde duramıyordun, şimdi de öyle olman gerekiyordu."

"sonra anlatayım. önce eve geçelim, sen de dinlen."

"öyle olsun bakalım." chan, felix'in cevabından sonra valizlerini alıp önden gitmeye başladı. arkasına bakıp felix'in onu takip ettiğini görünce önüne dönüp yoluna devam etti. biraz sonra kapıya vardıklarında chan felix'e bakmak için tekrar arkasına döndü ama felix yoktu. sessizlikten anlamalıydı arkasından ayrıldığını. hızlıca etrafı taramaya başladı. o kalabalığın içinde nasıl görecekti onu bilmiyordu ama bir umut gözüne çarpar da bulur diye düşünüyordu. göremeyince telefonla aradı ama telefon da chan'ın eline tutuşturduğu çantadaydı.

"of felix of. neredesin yine? gel de bul şimdi bu kalabalığın içinde." etrafına bakınıp elindeki valizleri emanet edebileceği bir güvenlik aradı, bulduğunda hızlıca yanına gidip valizleri emanet etti. "kısa sürede döneceğim." diye bir açıklama yaptıktan sonra da kalabalığın içine girip felix'i aramaya başladı.

dikkatini çekebilecek şeyler köpekler, çiçekler ya da çikolatalardı. onların olabileceği yerlere baktı ama felix'e dair en ufak bir işaret yoktu. tam bulamayacağı düşüncesine kapılırken kendiyle aynı boylarda, ona göre daha yapılı biriyle konuşan arkası dönük sarı saçlı, minik bir beden gözüne çarptı. adımlarını hızlıca oraya yönlendirdi, onlara yaklaştıkça minik bedeninin felix'e ait olduğuna daha da emin oluyordu. vardığında elini küçük bedenin omzuna koyup yüzüne baktı, oydu. "felix?"