Adını haketmiş

87 37 141
                                    

Hellöö babuşlar

Yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.

Bölüm şarkısı= Sia- I am still here

Halk muhafızlarının başkentteki karargahı Kızıl Saray'dan sonra şehirdeki en büyük yapıdır. Kızıl Meydan ve liman arasındaki boşluğa yapılmış, bu sayede halkın tam içinde olup olası tehlikelere hızlı müdahale edebilmelerini sağlar. Karargah bir nevi kaleye benzese de oldukça eski ama kullanışlıdır.

Bir kısmı şehrin içine doğru olsa da yukarıdaki kayalıkların üzerine kadar ilerleyen kale, içerisinde muhafızların yaşadığı küçük lojmanlar, eğitim ve antreman alanları, silah ve benzeri muhimmatların saklandığı depo bulunur. Kalenin surları da kendisi gibi görkemli ve büyüktür. İçerisi en az dört bin kişiyi alabilecek büyüklükte olan bu yer aslında bazı yerlerde kışla olarak geçer.

Ayda bundan sonra yaşayacağı Odiyen Halk muhafızları karargahına bakarken tek düşünebildiği hayatının bundan sonra asla istediği gibi gidemeyeceğiydi. Zaten istediği gibi gitmiyordu orası ayrı da yine de buraya bu kadar erken gelmeyi istemezdi tabi.

Buraya gelirken yanında hiçbir şey getirmemesi söylenmişti. Normalde diğer muhafızlar getirebilirdi ama Ayda onların dışında kalıyordu. Gerçekte bir Crause ajanı olmasından dolayı dikkat çekmemesi adına halk muhafızı kamufulajını kullanması gerekti. İnsanlar zaten ondan şüpheleniyordu.

Herkes babasının bir kahraman olduğunu ve Deniz Taşı'na yıllarca hizmet eden onurlu bir adam olduğunu sanıyordu ama gerçek tam tersiydi. Kendisinin de bilmediği bir olay yüzünden kraliçe onu görevinden almış ve istihbaratla ilişkisinin tam anlamıyla kesilmesi için kimliğini ifşa etmişti.

Babası bir haindi.

Ama başka yüksek yetkililer de işin içine karıştığı için fişi kesilememişti. Çözüm olarak da kimliği ifşa edildi. Ayda bu durumu anlamıyordu. Crause kendi bünyesine aldığı her üyeye özel kan mührünü yapar ki üstten gelen hiçbir emire karşı gelemesinler ve ihanet edemesinler. Mühür sayesinde ihanet etme durumu yaşandığında casus ölürdü.

Kafasını karıştıran yer de tam burasıydı. Madem babası ihanet etmişti neden hâlâ yaşıyordu. Olayın üstüne çok gitti ama hiçbir zaman gerçeği öğrenemedi.

Babası ölmeyip de kimliği ifşa olunca bu ne kadar aile için avantaj olarak görünse de değildi. Aslında tam tersiydi. Shinto Kamikaze bir ajan olduğu için çocuklarının da onlardan olduğu düşünüldü. Hatta karısının bile. Haklarında bir sürü komplo teorisi vardı.

İşin aslı ise sadece Ayda, babası gibi casustu. Ama herkes ona şüpheli gözlerle bakıyor ve bunu bildiklerini iddia ediyorlardı. O yüzden onlardan olmadığını göstermek adına halk muhafızlarında kendisini gizleyecekti.

Crause'u kuran kişi kurucu kraliçe'nin kardeşi Aksu ve eşi Cole Crause'du. Kraliçe dört kardeşti. Kendisi Adar, erkek kardeşi Adal - ki kendisi Kapgan ailesinin kurucusudur- , Aykın ve en küçük kız kardeş Aksu. Adar ülkeyi kurup kardeşi Adal'ı yardımcısı yaptı.

Aykın da dört hançer adasının prensesi ile evlenip müttefik kazandırdı. Aksu'nun yapabileceği hiçbir şey yoktu. Tek yaptığı kardeşlerinin başarılarının gölgesinde göze çarpmayan bir yaşam sürmekti. Sonra onunla tanıştı; kocası Cole ile.

Cole Tanrı Toprakları'ndan bir Herming casusuydu. Ama emekli olmuştu. Yeni kurulan ülkeyi merak edip ziyarete geldiği sırada tanıştılar. İlişkileri çok derin ve güzeldi. Aksu'nun hamile kalmasıyla evlendiler. Yeni kurulan Deniz Taşı'nın da çok büyük eksiği vardı. İstihbarat teşkilatı.

Deniz TaşıWhere stories live. Discover now