Kimsenin yemek yemesini bırakın herkes çok sessiz. Bu beni tedirgin ediyor.
''Demek geldiniz, hadi oturun ve dikkatle benim dediklerimi dinleyin''
Hatırlatma sonu
Alpha kendisinin de stresli olmasına rağmen Percy'e güven vermek için onun omzunu sıktı ve yerine oturmaya gitti. Percy o sırada Kaosun içini okumak için bakıyor gibiydi ama o da ayakta çok durmadı ve yerine oturdu.
Percy'nin bakış açısı
Yerime oturduğum da Avcı beni rahatlatmak için hafifçe güldü. Fakat kaosun bu kadar ciddi olması canımı sıkıyordu.
''Hepiniz burada olduğunuza göre başlıyorum. Bir gezegeni büyük ve kötü bir son bekliyor. Bu gezegene daha önce görmediğiniz bir karanlık ele geçirmeye çalışıyor. Bu karanlığın asıl amacı o gezegende ki yedi önemli taşı toplamak. Eğer bu taşlar toplanırsa insanlar yedi büyük günaha kurban gidecekler. Yani kibir, açgözlülük, şehvet, öfke, haset, tembellik ve oburluk. Sizin göreviniz bu gezegeni bu büyük karanlıktan kurtarmak.''
''Aklımda o kadar soru var ki ama nasıl olurda yedi büyük günah taşların içinde olabilir ve büyük karanlık kim?'' Alpha bunları sorarken Star araya girdi.
''Ve bu gezegenin adı ne?'' Kaos sanki bu soruya ne diyeceğini bulmak ister gibiydi birazda stresli gibiydi.
''Tanrılar büyük savaşı kazandıkların da yedi büyük günahı bir taşın içine hapsettiler. Fakat günahları taşların içine kapatmaları için artık çok geç olmuştu. İnsanların içinde artık bu günahların tohumu ardı. Bu tohumlar insanların içinde büyüdü ve artık o saf varlıklar olmadılar. bu günahlar Tartarus'tan bile daha karanlık olan canlıların karanlığından, günahlarından türedi. Bu saf karanlıktan dolayı da Tanrılar insanların içinde olan karanlıktan kurtulamadılar''
''Tartarus'tan bile daha karanlık olan bir varlığın-yaratıkların günahlarından geldiğini söylüyorsun ve bu canlıların kalıntılarını bile oratadan kaldıramayan tanrılardan. Bizim nasıl yenmemizi bekliyorsun?" Bu sorduğum soruyla herkes bana baktı ama konuşmama devam ettim
"Ve bu kadar üstün varlığın içinde bulunduğu gezegenin ismi ne? Ölüme giden yolculuk yada Ya ölüm ya ölüm mü? Gezegene giderken tanıtım sloganın içinde kaç farklı şekilde ölmenin mümkün olduğunu düşünüyorsan buraya gel A şıkkı kibir B şıkkı bla bla bla falan mı yazıyor." Ben bunların hepsini söylerken Kaos bana anlamsız bakışlar atıyordu sanki bir şey söylemek istiyor da söyleyemiyor gibiydi.
''Savaştığınız canlıları nasıl yendiysen öyle Percy. Korkmak size yakışmıyor. Siz bu evrenin koruyucuları olarak görevdesiniz, o zaman korkmanız gereksiz. Sonuçta göreviniz bu.'' Kaos bunları derken haklıydı. Biz buraya geliyorsak her şeyi göze alarak geliyorduk.
''Şimdi biraz sakinleşin. Söyleyeceğim şeyi sakinlikle karşılayın.'' Sanki söyleyeceği şey bizim asla duymamızı, gitmemizi istemeyeceğimiz bir yer olması. Bir dakika burası-
''Gideceğiniz yer Dünya.'' Kaos bunları derken benim kulaklarım çınlamaya başladı. Hayır orası olmazdı. Bir daha olmazdı. İstemsizce ellerim şiddetli bir şekilde titremeye başladı ve gözlerimi sonsuzluğa gömdüm.
Geçmişe Dönüş
Sonunda savaşlar bitmiş ki artık dertsiz tavasız yaşayabiliriz. Saçma kehanetler yok. Ben ve Annabeth mutlu mesut yaşayabiliriz. Nico bana eskiden aşık olduğunu her ne kadar itiraf etse bile galiba Will'den hoşlanıyor. Açıkçası yakışıyorlar. Yani artık hayata karşı hiç bir kuşkum yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşmüş Kahraman
FanfictionDüşmüş kahramanın izleri Onları bulmak zorundasın Ya yıldızlara karışıcaksın Ya da ölülerin arkasından el sallayacaksın (Bu hikaye Percy Jackson Kaos teorisi üzerine yazılmıştır. Türkçe şekilde bu hikayelerden az olmasına şaşırdım ve bende neden...