23; Kokun koynumda

282 32 152
                                    

Mitski - I'm Your Man

***

Kolları arasında sıkıca tutmaya çalıştığı yiyeceklerle markette oluşmuş olan uzun sırayı bekleyen Jisung akıp duran burnunu çekerek kollarından düşmek üzere olan paketlerle birlikte zıplayarak onları dengede tutmaya çalıştı.

Hasta olmuştu ve kırmızı burnu silmekten artık acıyordu. Yine de evde hiçbir şey kalmadığını düşünerek kendini dışarı atmış, evlerine yakın küçük bir markete gelerek aklına gelen her şeyi almıştı.

Pazar gününün öğleden sonrası olduğundan kasabadaki herkes alışverişe çıkmış gibi görünüyordu.

Sıra ilerleyip Jisung'un birkaç adım atmasını sağlarken kapının açılıp içeri soğuk bir rüzgarın girmesiyle Jisung başını içeri giren kişiye çevirdi.

Saçları iki tarafından örülü, dev pembe bir şişme mont giyen kız koşturarak kasaya ilerleyerek paketleri okutmayan çalışan genç çocuğun yanına geçti.

"Manyak bir şey olmuş aşkım!"

Çocuk işini bırakırsa müşterilerin sinirleneceğini bildiğinden sadece merakla kıza bir bakış attığında kız da işi çabuk bitsin diye sırada bekleyen teyzenin aldıklarını poşete koymaya başladı.

"Yukarıdaki otelde kalan grup var ya-"

Çok yüksek sesle konuştuğundan Jisung dahil herkesin dikkatini çekiyordu.

"İçlerinden birini ölü bulmuşlar."

Jisung durduğu yerde buz keserken kolları arasındaki paketleri farkıa olmadan sıkarak ses çıkarmalarına neden oldu. Marketteki herkes kızı duyduğundan fısır fısır konuşup paniklerken Jisung sanki herkes bir anda onu suçlayacakmış gibi bir korkuyla montunun yakalarının arasına sindi iyice.

Burası çok küçük bir yerdi. Eğer cinayet gibi bir olay yaşanırsa bu herkesi ilgilendiren bir konu olurdu ve Jisung tüm dikkatlerin kasabaki yabancılara çekileceğine emindi.

Kalbinin göğsünün içinde deli gibi attığını ve kulaklarının uğuldadığını hissedebiliyordu. Yerinde duramıyormuş gibi topuklarının üzerinde zıplamaya başladığında daha fazla burada bekleyip alışveriş yapabilecek gibi değildi.

İnsanlara görünmemeye çalışarak sıradan ayrıldı ve ellerindeki paketleri rafların arasına rastgele bırakarak neredeyse koşarak marketten dışarı çıktı.

Koşar adımlarla elleri montunun ceplerinde eve doğru ilerlerken beyninin sadece çok küçük bir kısmını kaplayan ses belki de adamı öldürenin Minho olmadığını söylüyordu. Jisung sakinleşip kendini ikna etmeye çalışsa da pek işe yaramıyordu.

Minho yapmış olmalıydı. Her şeyin suçlusu o olduğuna göre bunu da o yapmalıydı.

Eve girdiğinde nefes nefeseydi. Göğsü o kadar yanıyordu ki bir an kalbinin duracağını sansa da kapıda ayakkabılarını çıkarırken bir anlığına dinlenme fırsatı buldu.

"Minho!"

Sesi boğazına tıkılmış gibiydi. Yanan göğsüne bastırdı eliyle spor ayakkabılarını bir köşeye fırlatarak koridorun sonundaki açık merdivene doğru ilerlerken yeniden bağırdı.

"Minho?!"

Tavan arasındaki Minho'nun ayak seslerini duyarak ellerini dizlerine yasladı ve biraz soluklanmaya çalışırken Minho'nun aşağı inmesini izledi.

"Neden koştun? Bir şey mi oldu?"

Minho elleriyle Jisung'un yanaklarını yakalayarak başını kaldırmasını sağlarken kaşları çatılmıştı.

kirpi ikilemi // minsungWhere stories live. Discover now