Adar
Adamın çenesini ve sert bir biçimde tuttuğum bileklerini bırakıp onu kendimden uzaklaştırdığım zaman bana oldukca garip bir biçimde bakmaya başlamıştı.
O kafasının içinde neler geçtiğini aşırı derecede merak ediyordum ama daha bu evlilik işini konuşmamız gereken işler vardı ama o biraz daha zor olacak gibiydi...
Benden bir hayli ufaktı ve çelimsiz bir vücuda sahipti. Bu yaşa kadar nasıl ölmeden geldiğini merak ediyordum...
"Konuşsana be adam, delirtmek mi istiyorsun sen beni?"Sinirlerime hakim olamayıp dişlerimi sıkarak konuştuğum zaman adam yine tek kelime etmeyip doğrudan gözlerimin içine bakmıştı.
Resmen sınanıyordum ulan.
Oysaki kardeşi, Cennet aşırı derecede bıcır bıcır konuşkan bir kızdı ve abisinin de öyle olacağını hayal etmiştim.
Acaba özel gereksinimli biri miydi?
Adamdan iyice uzaklaştığım zaman kapıya doğru yürüyüp odadan dışarı çıkmıştım.
"Mithat git bana bir tane işaret dili bilen birini bul." Kapıda duran sağ kolum gibi olan en yakın arkadaşıma söylendiğim zaman Mithat bir şey demeden baş selamı verip yanımdan ayrılmıştı.
Derin bir nefes alıp tekrar içeri girdiğim zaman onunla nasıl anlaşacağımı düşünmeye başlamıştım.
İşaret dilini bilmiyordum ve onunla bir şekilde iletişim kurmak için anlaşmam gerekiyordu. İsteklerimi bir kağıda verip yazabilirdim ama sürekli bununla uğraşmak epey bir yorucu olacaktı.
Acaba... Dilsiz değil de sağır mıydı? Gerçi onu incelediğim zaman kulağında hiçbir şekilde cihaz yoktu ama belli olmazdı.
İkimizde odanın ortasında dikilmeye devam ederken daha şimdiden sıkılmaya başlamıştım ve bu adam ile nasıl bir ömür geçecekti bilmiyordum...
*******
Mithat'ın bulduğu adam sağ olsun en nefret ettiğim kişilerin başında yer alıyordu ve utanmadan kalkıp onu buraya getirmişti.
Vegas bize sıratarak bakarken ben ona somurtmakla bakıyordum. Üçümüz - ben, Mithat ve Vegas iti- çok yakın arkadaştık ve aramız zamanla bozulmuştu.
Vegas ile Mithat hâlâ beraberlerdi...
Vegas'a, buraya gelirken Mithat her şeyden bahsettiği için Vegas yanımıza geldiği zaman tek kelime etmemişti ama sağ olsun bakışları çok imalı bakıyordu itin.
Vegas'ın, işaret dili bildiğini bile hatırlamıyordum ama Mithat hiçbir şeyi unutmuyordu...
Vegas işaret dili ile bir şeyler anlatmaya başladığı zaman, Deran hepimize bıkkın bir şekilde bakıp derin bir nefes aldığı zaman durduğum yerde cinnet geçirecektim.
-Ne dedin lan çocuğa?!
Vegas'a kükrer gibi bağırdığım zaman Vegas baygın bakışlarını bana doğru yollamaya başlamıştı.
-Benim adım Vegas, tanıştığıma çok memnun oldum, dedim. Başka ne diyebilirim sayın yavşak?
Vegas da benim gibi bağırdığı zaman Mithat onu kolundan tutup kendine doğru sakinleştirmek için çekmişti.
"Siz, sabahtan bu yana ne yaşıyorsunuz?" Deran konuştuğu zaman hepimiz çocuğa uzaylı görmüş gibi bakmaya başlamıştık.
Ulan madem konulabiliyordu niye herkesi bu kadar yormuştu bu it?!
"Sen..." Dilimi ısırıp sustuğum zaman Deran'ı bileğinden tutup büyük bir hız ile kendime çekmiştim.
Hızını ayarlayamadığım için bedeni göğsümr çarparken burun buruna gelmiştik.
"ovvav yandı buralar, hadi Mithatcığım çıkalım biz. İşleri uzun bunların, ben sonra dalga geçerim bu ayı Adar ile. " Vegas kahkaha atıp Mithat'ı da sürükleyerek odadan çıkardığı zaman yutkunup Deran'ı kendimden uzaklaştırmıştım.
Kalbim çok hızlı atıyordu a.ına koyayım...
