4. BÖLÜM

18 11 3
                                    

~Bazı ruhlar evvelden aşinadır birbirine~

Evime geldiğimde çıldırmak üzereydim. Artık kaldıramıyordum. Bedenim olanlara karşı artık yorgun düşmüştü. Miden sindiremiyordu duyduklarımı. Ben kaçarak yaşamak istemiyordum. Odamdaki boy aynasına ilişti gözlerim. Ne kadar çaresiz duruyordum. Omuzlarım düşmüş, ağlamaktan şişmiş gözlerim, üfleseler uçacak olan bedenim çok acınası duruyordu. Elimin tersiyle akan yaşlarımı sildim. Evet zordu ama bu benim hayatım.

Kapı sesiyle irkildim. Muhtemelen Sıla'ydı. Kapıyı açtığımda hiç beklemediğim biriyle karşılaştım. Elinde boş bir bardakla bana gülümseyerek bakıyordu.

"Selam, yan dairene bugün taşındım. Eşyaları taşırken biraz yoruldum. Kahve içecektim, olmadığını fark edince senden istemeye karar verdim."

"S-senin n-ne işin var burada?"

"Dün sen benimle gelmeyince bende sana geleyim dedim."

Uraz'ı burada görmeyi hiç tahmin etmiyordum. Neden bana yakın olmaya çalışıyor. Neden beni korumak işin bu kadar çaba sarf ediyor.

"Benden uzak dur Uraz." Kapıyı kapatmak için yeltendiğimde kapıyı tutup ciddi bir yüz ifadesi takındı.

"Amacım sana zarar vermek değil, bunu sende biliyorsun. Sadece yakınında olmama izin ver. Sana her şeyi anlatabilirim. Biliyorum beni dinlemek istemiyorsun, onlardan biri olduğumu düşünüyorsun ama gerçek bu değil Hayal inan bana."

"Artık hiçbir şey merak etmiyorum. Hiçbir şey öğrenmekte istemiyorum. Yoruldum artık Uraz. Duyduklarımı kaldıramam diye korkuyorum."

"Tamam sen ne zaman hazır olacaksan o zaman anlatırım ama bilmeni istediğim tek şey benim onlar gibi kötü niyetli olmadığım. Bana güvenmelisin Hayal. Yoksa seni koruyamam."

"Beni neyden, kimden koruyacaksın ya sen. İstemiyorum benden uzak dur yeter. Ben başımın çaresine bakarım. Bu arada ben kahve tüketmiyorum, git başkasından iste kahveni hadi!"

Tekrar kapıyı kapatmak için yeltendiğimde bir kez daha diretti.

"Sen istesen de istemesen de ben hep yanında olacağım. Hep bir adım arkanda olacağım."

Kapıyı bırakıp bir şey dememi beklemeden gitti. Söyledikleri belli etmesem de kalbimde bir şeyler hareketlendirmişti. Ne yapmaya çalışıyor bilmiyorum ama içimden bir ses ona gittikçe çekildiğimi bas bas bağırıyordu. Ona güvenmem için hiçbir sebep yoktu ortada. Karma karışık bir haldeydim. Bir yanım deli gibi merak ediyordu her şeyi, diğer yanım ise üzüleceksin, hayatını değiştirecek birçok şey öğreneceksin mahvedeceksin her şeyi diyor. Uraz'ı dinlemek istiyorum, benim yanımda olsun, korusun istiyorum. Ona karşı olan sınırlarımı genişletmek istiyorum ama buna daha hazır değilim sanki. Biraz zaman her şeye iyi gelebilir belki.

Kafamı dağıtmak için Sıla'yı aramaya karar verdim. Telefonu elime alıp ~BAL KÜPÜM~ yazısına tıkladım. Bir iki çalıştan sonra telefonu açtı.

"Sanki bir taşınma işimiz olacaktı bizim ama geç kalındı gibi Sıla Hanım ne dersiniz?"

Dalgaya vurarak konuştuğumda gülüşünü hissettim.

"Ya o kadar çok şey oldu ki Hayal senin evden çıktıktan sonra o yüzden hazırlanmakla falan uğraşamamıştım. Ama birazdan ordayım kahve içer konuşuruz olmaz mı?"

"Y-yok kahve falan, kahve içmeyelim gelirken soğuk bir şeyler al." 

Konuşurken gezinmeye bayılırdım. İstemeden kendimi salonun balkonunda bulmuştum.

"Benimde kafam çok karışık. Şu sana bahsettiğim çocuk yan dairemde oturuyor. Bugün taşınmış. Bir de gelip bak ben buradayım der gibi kapıma geliyor."

"Hadi canım tesadüfe bak. "

"Ya yok ne tesadüfü bile isteye gelmiş taşınmış bana yakın olsun diye. Aşık mı kızım bu bana. Ne diye sürekli dibimde bitiyor."

Başımı yana çevirmemle yan balkonda sırıtan yüzünü görmem bir olmuştu. Ağır ağır yutkundum. Onun hakkında saçma sapan konuşmuştum ve takındığı ifadeden belli olacak ki hepsini duymuştu.

"Alo, Hayal sana diyorum duymuyor musun?"

"K-kapat sonra arayım ben seni Sıla."

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin