19

33 5 3
                                    




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





*****

Ders çalışmaya, sınavlara bir saat kala veya sınavlar bittikten sonra başlamanın manasını hiç anlayamadı Yeonjun. Soobin ile yaptıkları anlaşma sonucunda ders çalışmaya başlamıştı ama bu geç alınmış bir karardı, sınavlar biteli neredeyse bir hafta oluyordu ama çalıştığı kadarının ne kadar etkili olacağını bilemiyordu. Bilemediği bir diğer şey ise neden hala ders çalışmak zorunda oluşuydu, neyin hırsıydı bu, dersleri geçmesine yetecek kadarı nelerine yetmiyordu?

"Siz neden geliyorsunuz, gidin ya" diyerek söylenen Kai'ye, kaşlarını çatarak "Ders çalışacağız" diye karşı gelen Soobin'e bu yüzden gıcık oluyordu.

Şirkette, kimin bir grupta çıkış yapıp kimin stajyer olarak kalacağına karar verileceğine başlanan sürecin içindeyken ve yaşadığı stres nedeniyle neredeyse bütün saçlarını dökecek gibiyken, dersleri düşünmek istemiyordu. Son yedi senedir düşünmediği lise hayatını, tam da bir şarkıcı olarak çıkış yapıp sonunda yıldızının parlama ihtimali olan şu gibi dönemde ise hiç istemiyordu.

"Gidin ya. Başka yerde çalışın." Kai'nin tek amacı ise sonunda baş başa kalma şansını yakaladığı Yuna ile geçirebileceği bir kaç dakikayı, gerçek anlamda baş başa geçirmeye çalışmaktı.

Ders çalışmaktan çok, çocuğunun ilk randevusunu içine sığdıramadıkları enerjileriyle gizli gizli takip eden, modern olmaya çalışmalarına rağmen eski kafa düşünselliklerini gizlemeyi beceremeyen ebeveynlere benziyorlardı; Kai'nin başından ayrılmayarak.

Hafta sonları ki özellikle dünya genelinin tek tatil günü olan pazarları okula gelmek, içine girmek yasak olurdu. Tabi bu herkes için geçerli olan bir kural değildir. Yuna gibi örnek öğrenciler, üstelik duruşu davranışıyla saygılı ve kütüphane kulübü üyesiyse, bir de o kusursuz sicile yüksek notları da ekliyse hafta sonları, pazarları bile okula girebilirdi.

Kai, Yuna'yı okulda ve baş başa ders çalışmaya ikna edebilmişti, matematik notlarının düşüklüğünden yakınıp biraz yalvarması, hafta sonu bomboş okulda olmalarına rağmen başına iş açmayacağına dair güvence vermesi gerekmişti. Okulda, özellikle lisede doğduğunu düşündüğü Soobin'in, bu plana balıklama atlayacağını ve yanında Yeonjun'u sürükleyeceğini düşünememişti.

Yüzüncü defa onu vaz geçirmeye çalıştı Yeonjun. "Dersten daha önemli işlerim var Soobin, gidelim. Sonra çalışırız."

"Dersten daha önemli işlerin olmaması lazım, yine sınıfta kalmana izin veremem."

"Ama daha önemli işlerim var."

"Ama olmaması gerek."

Saçlarını hala normal renklerine boyatmamışlardı, etrafta gökkuşağı gibi dolanırken birilerine yakalanmak lise hayatının sonu dahi olabilirdi. Soobin ise aksini düşünüyor, madem hafta sonları da okula gelmeye izin varken bundan neden haberinin olmadığını anlamaya çalışıyordu. Anlamıyordu, anlamdıramıyordu; hala derslerinin genel ortalaması sayesinde okul birincisi olma unvanını elinde tutarken neden haberdar edilmemişti?

LO$ER LØVER |BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin