16.Bölüm: Yaralarını Ben Sarayım

56 10 24
                                    

"YARALARINI BEN SARAYIM"

🌸🦋

Bölüm Şarkısı: Yaralarını Ben Sarayım

Kelebeğin Rüyası, WattpadRomanceTR'nin 'Gençlik Rüzgarıyla Savrulanlar' okuma listesine eklendi. Bu mutluluğumu sizinle de paylaşmak istiyorum!

Çalışma masasının üzerinde yayılan onlarca kağıdın arasında kalan taşmak üzere küllüğe bir sigara külü daha bıraktım. Bütün bir gece zor günler için sakladığım sigara paketimi sabaha kadar tüketmiştim. Bütün bir odayı kaplayan dumanın umurumda olduğu söylenemezdi. Ağlamaktan balon gibi şişen gözlerim bile umurumda değildi. Bütün bir gece onu düşünmüştüm, iki yıl öncesini...

İki Yıl Önce...

Çalan zilin sesiyle birlikte kantine indiğimde Neşe'yi beklemeye başlamıştım. Kantine ilk inenlerden olduğum için kantinde boş bir masa bulmam zor olmamıştı. Yavaş yavaş öğrencilerle dolup taşan kantinin kapısından bakışlarımı çekmiyordum ve onu gördüm... Yorgun, saçları karışmış haliyle gözünden kayan dereceli gözlüğünü düzeltiyordu. Üniversite sınavı için daha şimdiden çok çalışmaya başlamıştı. Onun o halini süzerken kantin sırasına girişini izledim. Belki de kendisi için bir kahve alacaktı, bu makul görünüyordu.

O, sessiz bir şekilde sırada beklerken kantine giren onun sınıfındaki çocuklara kaydı bakışlarım. Ona doğru bağırarak diğer dersin ne olduğunu soruyorlardı. O, öyleydi işte. Bu hayatta her zaman başarılı olmayı isterdi. Bütün deneme sınavlarında ilk beşin içinde mutlaka olurdu, gözde öğrenciydi. Benim için de gözdeydi. Normalde pek dikkat çekecek bir görüntüsü yoktu ama benim dikkatimi çekmeyi başarmıştı.

Bundan kısa bir süre önce okul çıkışında dikkatimi çekti ilk defa. Minik bir kediyi mahsur kaldığı ağacın tepesinden kurtarırken kendisinden çok emin görünüyordu. Onun o halleri... Kalbimi o kadar ısıtmıştı ki, beni kendisine aşık bile etmişti.

Birkaç gündür onu kantinde bile görmüyordum, sınıfından çıkmıyordu. Şimdi ise onu iyice süzebileceğim şekilde sırada dikilmesi hoşuma gitmiyor değildi, sonuçta birkaç gündür bu anı kolluyordum. Onu süzerken kolumun dürtülmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Neşe yanıma oturmuştu, ne ara gelmişti?

"Nereye bakıyorsun öyle?" diye soran Neşe'ye gülümseyerek baktım.

"Nereye bakacağım? Öylesine sıraya bakıyordum."

"Hadi hadi, yeme beni," diyen Neşe kahkahalarla gülmeye başladığında onun ağzına ellerimi bastırdım. "Sus sus, gülme," dediğimde ellerini kaldırarak geri çekildi.

"Tamam, pes ediyorum." Hâlâ gülüyordu. "Söyle bakalım, kimi süzüyordun?"

Etrafa şöyle bir baktım. O, yere çömelmiş bir şekilde bağcıklarını bağlamakla uğraşıyordu. Bakışlarımı onun üstünde çok tutmadan tekrar Neşe'ye bakmaya başladım.

"Kimseyi."

Göz devirdi. "Beni kandıramazsın Masal. Birini süzüyorsun hem de uzun süredir. Söyle bakalım kim?"

Okul eteğimin uçlarını tutup aşağı doğru çekiştirdikten sonra bacak bacak üstüne attım, gerilmiş hissediyordum. Bakışlarımla tekrar onu süzdükten sonra Neşe'ye baktım. "Onu..." diye mırıldanırken bakışlarımla da kahveyi üzerine yanlışlıkla döküp olduğu yerde sıçrayan Onur'u işaret ediyordum.

Neşe'nin bakışları tarif ettiğim kişiyi bulduğunda kaşlarını çattığını gördüm. Onu bu kadar şaşırtan neydi? Bir süre Onur'u izledikten sonra bakışlarını bana doğru çevirdi. Keyifsiz görünüyordu. "Ondan ne kadar hoşlanıyorsun?"

Kelebeğin RüyasıWhere stories live. Discover now