5. bölüm

722 20 4
                                    


Gonca'nın olduğu masaya baktığımda
yine adam değiştirdiğini fark ettim. Hunharca kahkaha atıyordu. Onunla burada tanışmıştık. O da buraya düzenli olarak geliyordu ama mekan çalışanlarından bağımsız bir şekilde orospu olarak.

Bu zamana kadar bana karşı bir kötülüğünü görmemiştim. Erkek seçimleri yanından silahı eksik olmayan tipler olurdu, bu bar gereğince. Yine de hep şen şakraktı ve hala hiç başına bir bela bulaşmamıştı.

Bestenin başlamasıyla elime mikrafonu alıp gözlerimi kapattım.

"Yine mi hazan vakti geliyor gizliden, sessizce vuruyor diplerden,
Yine mi seher vakti geliyor inceden, tek tek sırlar çıkıyor içinden..."

Yüksek notalara çıktığım kısımlarda çoğu zaman olduğu gibi mekandaki konuşma sesleri azalmış, gözler üstüme toplanmıştı. Böyle köhne bir mekanda da olsa şarkı söylemeyi seviyordum. Laz patronla anlaşmamız vardı ve düzenli olarak sahneye çıkmam karşılığında istediğim fiyatta anlaşmayı sağlamıştım.

Parça bittiğinde gözlerimi açtım. Yeniden Gonca'ya doğru baktığımda yanındaki adamın ayaklandığını gördüm. Adam arkasını döndüğünde Gonca da ayağa kalkıp bana ısrarla sağını işaret etti. Ağzını okumaya çalıştığımda 'keşke daha erken gelseydi' dediğini anladım.

El işareti yaptığı yere döndüğümde ağzım istemsiz olarak açıldı. O
buradaydı. Yaklaşık o gecenin üstünden 2 hafta geçmişti ve şimdi burada benim karşımdaydı.

Gözlerini ayırmadan bana bakıyordu.
İfadesizdi. Ben ise büyük ihtimalle öküzün trene baktığı gibi bakıyordum.

Söylemem gereken kalan 2 parçayı  boşverip sahneden indim ve temkinli adımlarla masasına geldim.

Mekandakiler tarafından dikkat çekmemek için usulca yanına oturdum.

"Neden buradasın?" Normal bir ley gibi sormaya çalışmıştım ama resmen bacaklarım titreyecekti. Burayı nasıl bulmuştu.

"İş görüşmesi. Seni de bana göz koyan arkadaşını da görmeyi beklemiyordum."

Demek ki Gonca'nın hareketlerini görmüştü. O buradan kalktığı o adamla çoktan gitmişti.

"Şarkı söylediğini konuştuğumuzda öylesine bir şeymiş gibi söylemiştin. Bu kadar büyüleyici olmasını da beklemiyordum."

Kafamı öne eğdim. Yeniden, konuşmalarımız ve Aktan aklıma geldi. Tüylerim diken diken olmuştu.

"İş görüşmesi dediğin şey... Yeni birisini mi öldürmek?"

"Ne olduğunu birazdan öğreneceksin zaten."
Bakışları birisini takip ediyordu. Masaya oturan ve bana dik dik bakan adamı görünce gerginlikle arkama yaslandım.

"Sorun değil." Dedi beni kast ederek.

"Burası yeni mekan. Demin saçları kısa orospuyla çıktı, şuan 26 nolu pembe binanın giriş katındalar..."

Adamın konuşmasının devamını dinleyemiyordum. Gonca'nın evini tarif edip onu kast etmişti ve öldüreceği adam onun yanındaydı.
Kendime gelmek için kolumu çimdikledim.

Adam çoktan masadan kalkıp gitmişti.

"Gonca o adamı tanımıyor bile. Sadece...
Ona bir şey yapmayacaksın değil mi?"

"Cinayeti izleyen kişi görgü tanığıdır ve işe ortak olur. Ben ortak istemiyorum."

"Tamam senden önce gidip onu bir türlü çıkartırım o zaman."

Dediğimi umursamadan ayağa kalktı. "Gonca'nın tanık olmasını engelleyebilirim. Lütfen."

Beni takmadan yavaşça yürüyordu.
Önünde durup yolunu kestim. Mekanın çıkışındaydık.

Hareket etmesin diye ellerimi omzuna yerleştirdim.
"İstediğin her şeyi yaparım."
Yalvarırcasına gözlerinin içine bakıyordum.

"Her şeyi yapabilir misin gerçekten."

"Evet. Evet yaparım."

"İyi. Bir türlü onu içeri girip iki dakikayı geçmeden çıkart. Geçerse ikisini de öldürürüm."

"Tamam."

Ne ara koşup dairesinin önüne geldiğimi bile anlayamadım. Nefes nefeseydim. Yedek anahtarı her zaman pas pasın altına koyduğunu bildiğimden kapıyı çalmadan anahtarı deliğe soktum.

Yatak odasına sadece bir kaç adım kalmıştı, karşılaşacağım manzarayı gram umursamıyordum.

Kapı açıktı. İçeriyi gördüğümde
düşmemek için duvardan elimle duvardan destek aldım. Gözüm bulanıklaşmaya başlamıştı.
Ada kanlar içinde yerdeydi.


GÖRGÜ TANIĞI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin