Jelaousy

287 18 9
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************

Topladığı kitaplarla koridorda yürürken aklında olan tek şey yine Ron'du Blaise'in. Kahvenin en koyu tonunda olan gözleri sadece adı geçse etrafı onlarca kez turlar,ona dair en ufak bir iz arardı. Bulduğunda ise çok sevinir,içi rahatlardı.

Mesela yemek salonunda ne zaman otursa gözleri Ron'un olduğu yere kayar,orada bulunca  çaktırmadan izlerdi. Ron ise bundan habersiz tuhaf bir şekilde iştahsız,Hermione'nin zorlamasıyla yemek yerdi. Bazense Harry'nin anlattığı bir şeye ufakça güler,sonra ise hemen yüzü solardı.

Blaise buna dayanamıyordu işte. Hep gülümsesin istiyordu,hiç üzülmesin.

Daldığı düşüncelerden sıyrılıp çarpmak üzere olduğu Ravenclaw öğrencisinin yanından geçti. Uzun boyuyla herkesin dikkatini çekiyordu Blaise. Onu görmemek neredeyse  imkansızdı.

Bahçeye çıkarken büyük ağacın yanında oturan çocuk gözüne çarptı. Theodore Nott. Kaşları çatıldı. Hayır,o ağacın altında oturmasında hiçbir sakınca yoktu. Sakınca,kucağına kafasını yaslayıp uyuyan çocuktu.

Ronald Weasley. Kafasını Theo'nun kucağına koymuş,derin bir uykuya dalmış gibiydi. Theo ise parmaklarını kızıl saçlarında dolaştırmaktan çekinmiyordu. Ron ise çok huzurlu görünüyordu.

Geldiği yere doğru geri giderken bu sefer adımları daha hızlıydı. Cübbesi hızı yüzünden uçuyor,sağlam adımlarıyla daha da korkunç hale geliyordu. Sertleşmiş yüz ifadesi,adeta ölüm saçan gözleri ve cüssesiyle kim görse korkardı. Az önceki Ravenclaw öğrencisine bu defa sertçe çarparken çocuk ters bakışlarını ona çevirmiş,ama Blaise'in sert yüzünü ve tavrını görünce kuracağını sözcükleri geri yutmuştu. Zaten Blaise'in de pek umurunda değildi.

*******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Sizce Blairon çiftimizi neler bekliyor? (Aklınıza gelen her türlü kaos ve onun gibi şeyleri söyleyin çünkü çok merak ediyorum.)

Adios.

𝓐𝓬𝓬𝓲𝓭𝓮𝓷𝓽 𝓛𝓸𝓿𝓮Where stories live. Discover now