I.Bölüm

60 12 11
                                    

                           DÜŞÜNMEK
 
  Her insan düşünür,her konuda düşünür.Bazen sadece düşünür,tıpkı benim bu satırları yazarken yaptığım gibi.İyi bir şey düşünürken yüzümüzün aldığı ifade ile kötü bir şey düşünürkenki yüzümüzün ifadesi çok farklıdır.Okuyoruz,düşünüyoruz ve sorguluyoruz.Sınırımız kendimiziz nereye kadar gidebilirsek.Ne demiş René Descartes;
“Je pense, donc je suis"
“Düşünüyorum o halde varım”

Çoğu filozof bu konu hakkında fikir belirtmekten kaçınmazken biz neden beynimizin bize verdiği zihinsel süreci kısıtlayalım?Bir şeyler hakkında düşünmek o konu hakkında fikir yürütmek,mantığa dayalı bir açıklama yapmak belli olmasa da bize çok şey katar.Sorgulamak,eleştirmek düşünmeye olan eğilimimizi arttırır.Çok düşünmeyi;strese,kaygı bozukluğuna,depresyona yoruyoruz.Ama hiç birimizin aklına merak ettiğimiz için düşündüğümüz,tatmin edici bir cevap aradığımız için düşündüğümüz gelmiyor.Belki de aradığımız cevabı bulamadığımız için çok düşünmenin delirmeye yol açacağına inanıyoruz.”Çok düşünmek adamı delirtmez,hiç düşünmemek delirtir”diye ortaya bir önerme koymaya karar verdim.Doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmak bizi sadece yorar.Her insanın kendisine göre,eğilimine göre,inanışına göre,görüşüne göre belirlediği doğrular vardır.Ve bu tarz konuların hiçbir zaman net bir cevabını bulamayız bunu da aslında felsefe ile bağdaştırabiliriz.”Felsefeyi düşünmek ile bağdaştırmak”diye bir başlık açarsak düşünmek felsefeye zincirlerle bağlıdır.Felsefe olmadan düşünmek olur ama düşünmek olmadan felsefe olmaz.
“Yaşamadığımız onca hayatı düşünmek,insanı delirtebilir.”

                  KENDİNİ ELEŞTİRMEK

  Kendimi eleştirmekten.kendime yapılan eleştiriyi duymaktan hiçbir zaman gocunmadım-eğer haklı bir eleştiri ise-
şimde sizlere de kendimi eleştirmek istiyorum.Ben hiçbir yeteneğe sahip değilim.Tek yeteneğim okuyabilmek.Ben de kendimde varolduğuna inandığım yeteneği keşfetmek için türlü türlü yollar denedim;resim çizmeyi denedim,şarkı söylemeyi denedim,başarılı olmayı denedim.Ne yazık ki hepsinde başarısız oldum.Bana kalan tek şey okumaktı.Madem beni insanlardan ayıran bir özelliğim yoktu,ben de okumayı,çok okumayı,dil,din,ırk farketmeksizin her düşüncedeki kitabı okumaya karar verdim.Bu esnadada düşündüm,ya okuyamasaydım,diye ya gözlerim görmeseydi ya elimde olan tek yeteneğimi de kaybetseydim,diye.Karakter olarak kendimi hiç beğenmem.Bazen davranışlarıma sahip olamayışım,ağzımdan çıkan sözcüklere hükmedememem,beni yaralardı.Ama artık bununla savaşmak benim için basit bir puzzleı çözmek gibi geldi.Hırslı olduğumu zannederim sadece zannederim,faaliyette ise daha etkin olamadım.Beni diğer insanlarla mukayese etmelerine izin verdiğim için kendime kızarım,onlardan daha iyi olamadığım için değil,onlarla mukayese edilebilecek kadar beni küçük görmelerine izin verdiğim için kendimle savaşırım.İki insanı mukayese etmek kadar hakaret içerikli bir davranış söz konusu değildir.Bir insanın potansiyelini sorgulamak inandığın yaratıcıya da saygısızlıktır.Ben benim,ben ben olduğum için özelim.Sizi kendi özelinizden çıkarmalarına izin vermeyin.

“Kendini sev, kusurların da seni özel kılan parçalarındandır.”

Önceki yazdıklarımı da sizlerle paylaşmak istedim.
Lütfen yorum yapmayı unutmayın

Allah'a emanet olun🦋

Felsefi DuygularWhere stories live. Discover now