3.4/D.Y

2.2K 144 14
                                    

Selim gelen mesajla hiç vakit kaybetmeden koşar adım efe'nin tarif ettiği yere doğru gitmeye başladı. Efe içecek bir insan değildi hatta hiç hoşlanmazdı da içkiden.

N'olmuştu da bu kadar içmişti?

Bu da soru muydu. Selim salaklığına küfür etti. Kendinden emin olmadan Efe'ye bir cevap vermek istememişti. Ama bu emin olma mevzusunu fazla abartmıştı.

Sonunda istediği yere gelen Selim çember şeklinde ateşin etrafına dizilmiş, içip sohbet eden kalabalıkta gözleriyle efe'yi aradı.
(Hocalar gruptan ayrıldı)

Herkesten bir tık uzak kollarını kendine çektiği bacaklarına sarmış etrafı kızarmış gözleriyle ürkek ürkek izleyen efe'yi görünce derin bir nefes aldı.

Efe'nin böyle bir ortama neden girdiğini anlamak için ateşin etrafındaki kişilere baktı. Sabah efe'nin sohbet ettiği çocuğu görünce sorusunun cevabını almış oldu.

Yavaşça ürkek bedenin yanına ilerledi. Artık neye dalmışsa yanına oturana kadar fark etmemişti selim'i.

"Pist."

Efe beklemediği bu sesle irkildi. Etrafına bakınırken Selim'in gözleriyle karşılaştı. Kal gelmiş gibi bütün odağını selim'e vermiş gözlerini yüzünün her tarafında gezdiriyordu. Sanki şey gibi bakıyordu. Şey...

Aşık gibi.

Selim yutkundu. Gelirken kafasında kurduğu bütün cümleler suya atılmış pamuk şeker gibi yok olmuştu. Ne düşüneceğini, ne diyeceğini, ne demesi gerektiğini, ne yapacağını bilememiş şaşırıp kalmıştı.

Selim biliyordu. Efe zaten hep böyle bakardı ona. Ama bu seferki neden farklı gelmişti ki. Bu bakışlarını diğerlerinden ayıran neydi. Selim o anlık bunu anlayamadı ama biz biliyorduk.

Selim kabul etmişti. Efe'nin aşkını ve ona verdiği karşılığı.

"Ne duruyorsun orda bir sey desene."

"Hadi kalk gidelim."

"Banane gitmiycem işte. Burda kalmak istiyorum."

"Gözlerin öyle demiyor ama."

"Ne diyormuş gözlerim." Alayla konuştu. Selim'in bu göz okuma olaylarında ne kadar kötü olduğunu bildiğini düşünüyordu aklınca.

"Hiç yerinde rahat gibi durmuyorlar."

Efe göz devirdi. Sıkılmıştı artık bu durumdan. İlk başta selim'in onunla uğraşması hoşuna gitse de Selim bedensel ne kadar yakınsa duygusal o kadar uzaktı.

Şaka falan mı sanıyordu bu durumu? Yada bi eğlence aracı? Onunla mı oynuyordu? Arkadaş olarak yaklaşıyor ama Efe yanlış mı anlıyordu? Ama o tavırları hiç de arkadaş gibi durmuyordu.

Bütün gün aklını yiyip bitirmişti bu sorular. Delirecek gibi hissediyordu. Selim'in bu kararsız hareketleri onu umutlandırıyordu. Bu da günde güne daha fazla acı çekmesine sebep oluyordu. Efe işte bundan sıkılmıştı.

Efe'nin gözleri yavaştan tekrar dolmaya başlarken içinden isyan etti. Bu gece bitecekti. Bu gecenin sonu ya mutlulukla kapatıcaktı gözlerini yada hüzünle. Bu gecenin sabahı ya gözlerinin içi parlayarak uyanıcaktı yada bu gecenin sadeca bir rüya olmasını dileyerek.

Selim sessizleşen bedenin çekiştire çekiştire ayağa kaldırmaya çalıştı. Başarısız olunca 'off'ladı. Kucağına almayı düşündü ama ortam pek müsait gözükmüyordu.

"Efe! Kalk hadi daha rahat konuşabilecegimiz bir yere geçelim."

Efe derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Uzun zaman aynı pozisyonda oturduğu için birden ayağa kalkınca sendeledi. Selim tutmak için hareket etsede Efe onu durdurdu.

Efulim ~bxb~Where stories live. Discover now