17.Bölüm: Tekerlekli Sandalyeli Kahraman

93 13 24
                                    

"TEKERLEKLİ SANDALYELİ KAHRAMAN"

🌸🦋

Bölüm Şarkısı: Redd - Beni Sevdi Benden Çok

Alttaki fotoğrafı görür görmez... Ekin ve Masal canlandı zihnimde. Onları çok seviyorum, ağlamadan gidiyorum :(

Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra hafifçe öksürerek onların yanına gitmeye başladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra hafifçe öksürerek onların yanına gitmeye başladım. Öksürdükten sonra annem ve Onur bana doğru döndüler, annemin gülüşü hâlâ dudaklarında tazeyken eli ile Onur'u gösterdi. "Bak Masal, Onur gelmiş ziyaretimize. Gelip bir selam versene."

Anneme iki yıl önce sevgilim olduğunu söylediğimde bana çok kızmıştı. Sonra Onur ile tanışmak istediğinde onun bu isteğini kırmadan ikisini bir kafede buluşturmuştum. Annem şaşırtıcı bir şekilde Onur'u çok sevmişti. Onun başarılı, idealleri olan genç bir adam olması annemin hoşuna gitmişti. Hatta "İlk defa hayatına düzgün birini aldın Masal, çocuk çok efendi. Kendi yaşıtları gibi değil," bile demişti. Onur'u benim sevgilimden çok takdir edilesi biri olarak görüyordu, ayrılmamıza rağmen bu durum değişmemişti.

Annemi bozmadan Onur'a bakıp gülümsedim. "Seni görmek güzel, nasılsın?"

Sorum üzerine Onur gülümsedi ve iyi olduğunu söyledi. Bir şeyler söylemek için dudaklarını araladığı sırada annem araya girdi. "Çocuklar kusura bakmayın, öğrencilerimin yazılılarını kontrol edeceğim. Okula geçmem gerekiyor. Seni görmek çok güzel Onur. Masal, evde yemekler var, tatlı da var, isterseniz siz Onur'la eve çıkın. Ben de bir saate kadar gelirim."

Bizi yalnız mı bırakacaktı? Aslında olurdu. Çünkü içimde tuttuğum bu öfkeyi dışarı püskürtebilirdim. Hem annem yanımızda olmayacağı için rol yapmama da gerek olmayacaktı.

"Olur, çıkalım biz," dedim. Onur, annemin elinin üstüne küçük bir öpücük kondurdu. Ardından vedalaştılar. Onur ile ikimiz asansöre geçtiğimizde bakışlarını üstümden çekmediğini fark ettim.

"Değişmişsin," diye mırıldandı. Ne söyleyebilirdim ki? O da değişmişti ya da hep değişikti de ben görmüyordum. Ona hiçbir şekilde cevap vermedim ve sessiz geçen kısa yolculuğumuzdan sonra eve doğru girdik. Kapıda üzerindeki ceketi çıkarırken bana bakmaya devam ediyordu.

"Benimle aynı yerde olmak istemediğine emindim, şaşırdım."

Onunla göz teması kurmadan çantamı vestiyere bıraktım. "Annem durumları bilmiyor. Sen ve Neşe'yi. Belli etmek de istemedim."

Cevapsız kaldığında anlık ona doğru baktım. Dudaklarını birbirine bastırmış bir haldeydi. Daha fazla koridorda beklemek istemediğimden mutfağı ona gösterdim, ikimiz beraber oraya doğru ilerlediğimizde masaya oturdu.

"Yemek yer misin?" diye sordum. Dün hissettiklerim aklıma geldiğinde gülmek istedim. Onur'a çok kızmıştım hâlâ da kızgındım ama farklı bir şeyler vardı. Sanırım yaptıkları canımı o kadar da yakmamıştı. Belki onu artık sevmediğim için böyle hissediyordum ama bildiğim bir şey vardı. Ben şu anda bu durumdan etkilenmesem bile içimde bir yerlerde iki yıl önceki Masal'ın kalbi çok kırılmıştı. Bunu biliyordum, bilmekten de fazla derinden hissediyordum.

Kelebeğin RüyasıWhere stories live. Discover now