istediğini vereceğim

195 20 20
                                    

Boram dikkatini benden çekmiş ve bakışlarını yanımda duran adama kaydırmıştı. Carl da bunu fark etmiş ve konuşmaya başladı.

Carl: beni bu güzel çocukla tanıştırmayacak mısın Chris?

Chris: ohh bu boralo. Arkadaşım..

Bunu söylemek sinirimi bozmuştu çünkü onunla fazla yakındık. Bulduğum her fırsatta ona yavşamam arkadaş olmadığımızı gösteriyordu çünkü onun da hoşuna gidiyordu. Bunu kendisi söylemese bile biliyordum. Eğer rahatsız olsaydı kızarmaz ve benden uzak dururdu.

Carl: sadece arkadaş ha?

Carl gözleri parlar şekilde borama bakıyordu. Ne hakla ona bu şekilde bakabilirdi? Ona sadece ben böyle bakabilirdim!

Carl: seninle tanıştığıma memnun oldum bora.

Ellini boraya uzatmış ve onun sağ ellini tutmuş ardından dudaklarına götürüp öpmüştü. Orada sinirden kafayı yiyecektim. bora ise hiçbir tepki vermeden carla bakıyordu. elini carldan kurtardı ve kendine çekti.

Boralo: bana bora demezseniz sevinirim. Sadece sevdiğim insanlar bana bu şekilde seslenebilir.

Carl: kim bilir belki bir gün bende senin sevdiğin biri olurum hmm?

Boralo: hiç sanmıyorum.

Bora bakışlarını çevirmiş ve çok kısık bir sesle bunu söylemişti. Duyulamayacak kadar kısık bir sesle. Tabi ikimizde duymuştuk. Rahatsız olduğu her halinden belliydi. Carlin bu flörtöz tavırları beni de çok rahatsız ediyordu. Çaktırmadan konuyu değiştirmeye çalıştım. Eğer Carl biraz daha yavşaklık ederse kendimi tutamayabilirdim çünkü. Ona saldırmam beni çok kötü gösterirdi.

Carla döndüm ve pekte tehditkar duyulmayan bir ses tonuyla konuşamaya başladım.

Chris: buradan gitmeye ne dersiniz! Sizi tanıştırmak istediğim bir kaç kişi var. Eminim ki onlarla iyi anlaşacaksınızdır.

Carl: onlarda bora gibi hoş insanlarsa neden olmasın.

Sözleri ile sinirlenmiş ve ellerimi yumruk yapmıştim. Boram ise gözlerini devirmiş ve maria'nın bulunduğu masaya ilerlemeye başlamıştı. Bende Carlı tandığım en iyi şirketlerin sahipleri ile tanıştırmaya başladım.

1 saat sonra

Uzun süredir konuşmadığım insanlar ile konuşuyordum. Carl ile yarım saat önce ayrılmıştık. Salon büyük olduğu için ne Mariayı ne de boraloyu göremiyordum. Sohpet ettiğim kişilerden izin isteyip ayrıldım. Boraloyu arıyordum. Buradaki kimseyi tanımıyordu ve sıkılmış olabilirdi. Saate baktığımda 23.27 olduğunu gördüm. Çok geç olmuştu. Salonda borayı bulmak için ordan oraya koştururken gördüğüm şey ile dondum kaldım. Carl ve bora bir köşede durmuşlardı. Carl borayı belinden tutmuş ve boramın boynunu emiyordu. O ise hiçbir tepki vermeden duruyordu. Karşı bile çıkmıyor,ses çıkartmıyordu.

O anki sinirle onların bulunduğu köşeye hızlıca ilerlemeye başladım. Carlı kolundan tutup ittirdim.

Chris: ne yaptığını sanıyorsun!?

Bağırarak söylemiştim. O ise sarhoş olduğu için ayakta zor duruyordu. Bana bağırarak karşılık verdi.

Carl: hadi ama dostum. O senin hiçbirseyin değil. Tadına bakmam da sorun olmamalı değil mi?

Bu sözleri ile elimi yumruk yapmıştim. Daha fazla dayanamadıp suratına yumruğu geçirdim. vuruşum ile affalamış duvara yaslanmıştı. İnsanlar bize bakmaya fırsat bulamadan boraloyu kolundan tutup çekiştirmeye başladım. Hızlıca dışarı attım ikimizi de.

Chris: neden ona bunun için izin verdin!?

Bana cevap vermedi. O an farklı ettim ki sarhoştu. Ayakta zor durduğu için belinden tutup kendime çektim. Bu gece bu kadar eğlence yeterdi.

Evde:

Boram sonunda ayılmış az da olsa kendine gelmişti. Tek sorun suan daha kötü olmuştu çünkü saçmalamaya başlamıştı. Onunla sevişmemi istiyordu.

Boralo: h-hadiiii Chrissss!

Chris: kes şunu. Şuan kendinde değilsin bunu istemiyorsun.

Boralo: hayırrrrr. 'Hıçkırık' istiyorummm.

Yataktan doğrulmuş üstüme gelmişti. Kucağıma oturdu ve başını omzuma yasladı.

Chris: cidden çok mu istiyorsun?

Boralo: hmhm.

Chris: peki o zaman sana istediğini vereceğim.

Dedim ve kafasını kaldırıp dudaklarına yapıştım. Sert bir şekilde öpüyordum. O da olabildiği kadar karşılık vermeye çalışıyordu. Ben daha da hızlandıkça boramın öpüşlerinde karışıklık oluyordu. Hızıma yetişmiyor olmalıydı. Ben ise yavaşlamak yerine daha da hızlandım. Alt dudağını ağzımın içine alıp emmeye başladım. Birden inleyip benden ayrıldı. O kızgın kızgın suratıma bakarken ben onun kaynayan dudağını fark ettim.

Boralo: acıdı..

Chris: dudaklarını parçalayacağıma emin olabilirsin tatlım;)

Diyip dudağında ki kanı dilimle yalladım. Tam onu kucağımdan indireceğim sırada kollarını boynuma dolayıp inmedi.

Chris: dinle tatlim. Şuanda sarhoşun. Kendinde değilsin. Bunu gerçekten istemiyorsun. Ayrıca ben yapacaklarımızı hatırlamanı isterim. O yüzde-

Ben daha cümlemi bittiremeden bora kucağımda sürtünmeye başladı. Cidden onu şuanda altıma almamak için kendimi zor tutuyorum.

Dikkatini dağıtmak için başımı boynuna gömüp boynunu öpmeye başladım. Ondan sonra etini dişlerimin arasına geçirip tek tek boynunu izlerle kapladım. Arada hafifçe inliyordu. Daha sert ısırdım ve daha çok inledi. En ufak hareketim de mahvoluyordu ve İtiraf etmeliyim ki bu benim acayip hoşuma gidiyordu. Başımı boynundan kaldırıp boynuna baktım. Şimdiden kıpkırmızı olmuşlardı. Cidden bu çocuğun cildi çok hassastı. Yüz yüze geldiğimizde dudaklarıma yapıştı. Sertçe öpmeye çalışıyordu. Bende bir süre onu izlemiş sonra ise sırtını yatak ile buluşturmuştum. O bana şaşkın şaşkın bakarken ben de tekrar dudaklarına yumulmuştum. Bu sefer karşılık verebiliyordu. Alt dudağını ağzımın içine alınca o da üst dudağımı ağzının içine alıp emmeye başladı. Bir kaç dakika sonra boram nefes nefese kaldığı için dudaklarını serbest bıraktım. O sırada boynuna gömülüp tekrar ısırıyordum. Başımı çekip göz göze gelmemizi sağladım.

~

Bölümü burada bitiriyorum çünkü aklıma başka bişe gelmedi (⁠╯⁠︵⁠╰⁠,⁠)

Smut yazmak istemiyorum çünkü utancımdan geberiyorum.

Neyse askolarr görüşürüzzzz<3

783 kelime~

Yanlışlıkla AşıkWhere stories live. Discover now