1

6 0 1
                                    

(7 yıl önce)

Annem kahvaltı hazırlıyordu. Hızlıca yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım.
''Günaydın anneciğim.'' dedim ve yanağına hafif bir öpücük kondurdum. ''Günaydın kızım. Çatalını aldın mı?'' dedi. Başımla onayladım. 
''Tamam canım kızım. Hadi yemeğini ye bende işe geç kalacağım hazırlanmam lazım. Yemeğini yedikten sonra Semaların bahçesinde oynayabilirsin ama eve geç gelme tamam mı?''
''Tamaam anne.'' dediğimde annem çoktan hazırlanmış çıkıyordu. Çıkarken koşarak gidip tekrar öpücük kondurdum. Yemeğimi yerken içimden doğum günümde eve kimi davet etsem diye düşünüyordum. Doğum günüme son 2 hafta kaldı. Artık 9 yaşında olacağım ve yaz bitecek. Yemeğimi bitirdim, üstüme klasik siyah eşofman altımı ve abimden çaldığım mavi tişörtlerden birini giyip hızlıca Sema'yı çağırmaya gittim. Semaların evi bizim evle karşı karşıyaydı. Tam zile basacakken Semaların yan dairede yaşayan Ali açtı dış kapıyı. Korkmuştum. Beklemiyordum.

''Merhaba?'' dedi. Bende onun karşısına pat diye çıkınca şaşırmıştı. ''Merhaba abi.'' diyebildim. Benden çok büyük sanıyordum uzun boylu olduğu için. Onunla sürekli oynardık ama şu sıralar pek gözükmüyordu.
''Sema'yı mı çağıracaksın?'' diye sordu
''Evet.''
''Bahçede mi oynayacaksınız?'' diye sorarken yüzü düşmüştü. Hayal kırıklığına uğramıştı.
''Evet. Neden ki?''
''Bende arkadaşlarımla burada top oynamayı düşünüyordum.''
''Hep beraber oynayalım. Nasıl fikir?'' Bunu diyeceğimi ben bile düşünmemiştim.
''Sorun olmazsa olabilir.'' 
Hemen önünden çekildim ve zile bastım. Sema onu çağıracağımı bildiği için annesine söylemeden direkt dışarı fırladı. Ali'nin bizle oynamasının sıkıntı olup olmayacağını sordum. Onlar daha önceden de tanıştıkları için sorun olmadı. Dakikalar sonra Ali yanında arkadaşıyla geldi. ''Bu Mert.'' dedi ve bakışlarımız Mert denen çocuğa döndü. Sessizliği bozmak için bende
''Merhaba Mert. Bende Hilal.'' dedim hemen ardından. ''Bende Sema'' dedi Sema.

Tanışma faslı geçtikten sonra oynayacağımız oyunu seçtik. Yerden Yüksek daha sonra ise Saklambaç oynadık. İyice yorulduk, dinlenelim derken bir ses geldi.
''Aliii! Aliii!'' çağıran Ali'nin annesi Emine ablaydı. Ali'nin evinin mutfak camına doğru baktığımızda Emine Abla elindeki tabağı bize doğru uzattı. Bu sefer sessizliği bozan Semaydı.
''Yaşasın böreek!'' hepimiz güldük. 

Böreklerimizi yedikten sonra yavaştan akşam olduğu için evlere dağılmaya karar verdik. O gün Ali ile oynadığımız son oyunu oynadığımızı bilmiyordum. O günden sonra nedense çok fazla dışarı çıkmıyordu. Bende büyüdükçe dışarıda oynamayı bırakmıştım. 7 yıl sonra iki yabancıya dönüşeceğimiz aklımın ucundan bile geçmezdi. Tabii ki 7 yıl içerisinde bir birimizle karşılaştık ama selam bile vermiyorduk. Son yıllarda uzun zamandır görmediğimin farkında bile değildim. Birbirimizi tamamen unutmuştuk artık. Ta ki markete giderken karşıma çıktığında aşırı değiştiği için onu tanıyamadığım zamana kadar. Gerçekten o kadar değişip gelişmişti ki ancak göz göze geldiğimizde o gözleri daha önce gördüğümü hatırlayıp onu tanımıştım. Çok yakışıklı bir adam olmuş paşam!


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 05 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Gözlerinde YıldızlarWhere stories live. Discover now