0.0 summer break

5.6K 191 57
                                    

ÖNSÖZ : SUMMER BREAK

23.05.2016 - Brookings, Oregon

Dalgalar yavaşça kayalıklara vurdu. Bir kaç dalga sahile doğru ilerlerken ikinci saniyede gözden kayboluyor, denizin genişliğine tekrardan katılıyorlardı. Hava denizi hatırlatan ve rutubetli, beklenen yaz sıcaklığıyla da biraz bunaltıcıydı. Çoktan gün ağarmıştı , gece yaklaşıyordu. Başımızın üstünden sarkacak, ellerimizle ulaşamayacağımız ayın gölgesi çoktan fark edilebilir haldeydi.

''Umarım ateş işini halledebiliriz . Dallar biraz nemli.'' Arkamızda küçük ağaçlıktan çıkan Sam bize elleri dallarla dolu bir şekilde seslendi. Arkamı denize verecek şekilde aynı zamanda da Sam'e küçük bir gülümseme vermek için etrafımda döndüm. Jessica ve Dylan sahilin ortasına bir şeyler taşırken bize oturacak bir yer oluşturuyorlardı. Bunu yaparlarken gülüyor ve dalgaların gürültüsüne hoş bir ses katıyorlardı.

''Her nasılsa işe yarayacak.'' dedim ve Sam' e daha önce filmler de gördüğümüz ateşi hazırlamak için yardıma koyuldum. Dylan ise sadece iki tane dalla ateş yakmaya çalışıyordu.

''Dostum, bu iş böyle olmaz. Çakmağı al. '' Sam gözlerini devirdi ve çakmakla Dylan'nın başına vurdu. Hepimiz buna gülerken bende düşmüş kütüğün üstündeki siyah yastığın üstündeki yerimi aldım. Bir anda omzumun üstünde yün ceketle sarmalanmış bir kol hissettim. Sam'in vücudunda ki sıcaklığa katılmak için ona biraz daha sokuldum.

''Diğerleri gelene kadar ne kadar geçecek? '' Sam sabırsızca ve ellerini uyluklarına sürterken sordu.

Gözlerimi devirdim. ''İçki içmek için çok çaresizsin ha ?''

''Ha-ha, hayır ama ciddiyim. Beni sıcak tutacak bir şeye ihtiyacım var. ''

Eğer kimya dersinin biraz daha iyi dinleseydi alkolün vücudu sıcak tutmadığını bilirdi. Sadece vücudun öyle düşünmesini sağlıyordu. Alkol sadece vücudunu kandırıyordu ki bu da onu yaz tatilinin başında hasta olmasına sebep oluyordu.

Ansızın gülüşmeleri ve söylenen şarkıları duyduk. Hepimiz aynı anda başımızı çevirdiğimizde bize doğru gelen insanları fark ettik. Bir kaçı çoktan biraz sendeliyor, ve ellerinde alkol şişesi tutuyorlardı. Dylan hemen zıplayarak ayağı kalktı ve gelen diğer arkadaşlarıyla selamlaştı.

Sam ve ben oturduğumuz yerden kıpırdamadık. Eğer insanlar bizle selamlaşmak istiyorsa bize yaklaşmaları gerekiyor. Şu an oturduğum yerden çok memnunum ve oturduğum yeri başkasına kaptırmakta istemiyorum. Belki yerimden müzik çalmaya başladığında Jess'i benimle dans etmeye ikna etmek için kalkabilirim.

Bir kaç arkadaşımla selamlaştım ve hepsinin nefesi çoktan alkol kokuyordu. Diğer insanlarla merhaba demeden önce birkaç dakika konuştuk. Sam'in bana doğru yaklaştığını hissettim. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu, saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra yanağıma dudaklarını bastırdı.

+

Bir veya iki saat sonra Jess ve diğer kız Hannah ile İpod'dan gelen müzikle dans ediyorduk. Müziği fazla dinlemiyorum ama kanımın içindeki küçük miktar alkol beni daha iyi ve sınırsız yapıyordu ki bu her müzik tipiyle dans etmeme sebep oluyordu.

Ağaçlığın kenarında siyah bir silüet görünce dans etmeyi kestim ve istemsizce geriye doğru tökezledim. Sam'e bakarken onun siyah saçlı bir adamla kumların üstünde oturduğunu gördüm.

Meraklandığım için yavaşça kumlu ve çakıllı yolu yürürken etrafta hareket eden gölgeyi arıyordum. Bu küçük partiden onu fark etmem şaşırtıcıydı. Omuzumun üstünden baktığımda kamp ateşinin ve dans eden insanların ne kadar küçük göründüğünü fark ettim ve sadece ağaçlığa kalan yarı yoldaydım.

Night Sky (Harry Styles) *Türkçe ÇeviriWhere stories live. Discover now