14

83 9 2
                                    

8 ay sonra...

Kivi'den

Hamileliğimin son birkaç ayıydı ve bir oğlumuz olacaktı. Ben de Deha da çok mutluyduk ve tatlı bir telaş içerisindeydik. Ben yerimden pek kıpırdayamazken Deha da sürekli yanı başımda bir şey isterim diye bekliyordu. Şimdi de beraber yatıyorduk. Oğlumun attığı tekmeyi hissetmemle sızlanmıştım ki Deha, hemen uykusundan uyanmıştı.

"Emzik mi? Burada, burada." derken hızlıca komodinin üstündeki emziği ağzıma tıkıştırmıştı. Sinirle kaşlarımı çatarken ağzımdaki emziği çıkarıp kenara koymuş ve şapşal şapşal bakan Deha'ya dönüp "Ne yapıyorsun?" diye sormuştum.

"Özür dilerim, ben sandı-"

"Tamam Deha'm sorun değil de biraz sakin mi olsan?"

"Sakinim ki ben. Derin nefes al. Bir, iki, üç ve geri ver."

Deha garip hareketler sergilerken dik dik ona bakıyordum. Gören de kendisi doğuracak sanırdı. "Deha." diye seslenmemle hemen "Efendim Kivi'm?" demişti.

"Ya!" diye bağırmış ve yerimde tepinmiştim. "Sana kaç kere adımı söyleme diyeceğim? Canım kivi çekiyor işte!"

Zaten kalkıp bir şey yemeye zar zor gidiyorken bir de Deha canımın çekeceği şeyler söylüyordu. Mahcup bir şekilde bana bakarken muzip bir şekilde sırıtmış ve yüzüme yaklaşırken "Benim canım kivi çekerse hemen yiyebiliyorum." demişti. Ona göz devirirken elimde tuttuğum emziği bu sefer onun ağzına sokmuş ve "Aynen, yersin." demiştim.

Söylene söylene kalkarken ağzındaki emziği çıkarmış, beni kontrol etmek adına arkasını dönmüş ve "Ben sana kivi getireyim en iyisi." demişti. O giderken "Hızlı ol, tek kalmak çok sıkıcı!" diye bağırmıştım. Beni onaylamasını duyduktan sonra artık ezbere bildiğim odanın içinde gözlerimi gezdirirken aklıma çizim yapmak gelince bilgisayarın başına nasıl oturabileceğimi hesaplamaya başlamıştım. Neyse ki çok geçmeden Deha gelmişti de çok düşünmeme gerek kalmamıştı.

Elindeki kivi dolu tabağı bana uzattığında çizim yapmaktan vazgeçmiştim çünkü bu hâlimle yapamayınca iyice sinirleniyordum. Bu yüzden en mantıklısının şimdilik bir şeyler izlemek olduğuna karar vermiştim. Deha'ya beni kucağına alması için kollarımı açarken bekletmeden beni kucaklamış ve salona ilerlemişti. Konuşmadan anlaşabilmemize bayılıyordum.

Salona geldiğimizde Deha'ya film izlemek istediğimi söylememle beni onaylamış ve ne izlemek istediğimi sormuştu. İstediğini açmasını söyleyerek arkama yaslanmış ve göbeğime koyduğum tabaktaki kivilerden yemeye başlamıştım. Deha da filmi başlattıktan sonra benim gibi geriye yaslanmış ve elini belime yerleştirmişti. Ben de iyice ona sokulurken elimdeki dilimlenmiş kiviyi ağzına sokuşturmuştum. Deha, olayı abartarak parmaklarımı yaladığında elimi, ıslaklığını temizleyebilecekmiş gibi dudaklarına sürdüğümde ikimiz de güldük.

"Bırak şapşal hareketlerini. Ne filmi açtın?"

"Aşk."

"Onu mu soruyorum?"

"Neyi soruyorsun?"

"Adını soruyorum."

"Deha."

"Ya sen beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun!? Doğururum görürsün!" diye çıkışmamla Deha, anlamazca bana bakmaya devam ediyordu.

"Ne yaptım ki ben?"

"Filmin adını soruyordum. Senin adını bilmesem şu an karnım bu kadar şiş olur muydu?"

"Yani aslında sürekli benden tatlı yapmamı istediğini göz önünde bulundu-" diye konuşmasıyla karnımda duran ve artık boş olan tabağı zar zor önümdeki sehpaya koyarken gözlerim dolmuştu bile. Deha'ya arkamı dönerken kafamı da koltuğa yaslamıştım. Arkamda hissettiğim bedenle artık dökülmüş olan gözyaşlarıma bir de hıçkırık eklendiğinde Deha koltuktan kalkıp karşıma oturmuştu. Elleri ellerimi tuttuğunda kafamı diğer tarafa çevirdim.

Eller ve Kilitler [Mpreg (bxb)]Where stories live. Discover now